Kobay çocuklar ve Holokost'un son günleri
Yıllarca yaşanan acıların ardından, 1945 yılı nisan ayında, müttefik ülkelerin orduları Nazi Almanya'sının sınırlarını delmiş ve ilerlemeye başlamışlardı. Ancak Almanya'nın topyekün teslim olması 8 Mayıs tarihine kadar sürecekti. Suç işlediklerini bilen Naziler, kanıtları yok etmeye çalışmaktaydılar. Son ana kadar bunu yapmayı sürdürdüler.
Hamburg'a yakın olan Neuengamme konsantrasyon kampında bulunan İskandinav kökenli esirler,Hitler'in son doğum gününü kutladığı 20 Nisan günü saat tam sekizde, Nazilerin "beyaz otobüs" adını verdikleri otobüslerle kamptan alındılar ve kurtarıldılar.
Ancak herkes bu kadar şanslı değildi. Üstelik savaşın başından beri.
Kampta, yaşları beş ile on iki arasında olan onu kız onu erkek yirmi Yahudi çocuk da vardı. Ancak nasıl bir plansa, kurtarma eylemi bu çocukları kapsamıyordu. Çocuklar Neuengamme'da SS doktoru Kurt Heissmeyer'in aylar önce başlattığı tıbbi "deneylerinde" deney aracı olarak kullanılmaktaydılar. Heissmeyer 1964 yılında yapılan bir sorgulamada kendisinin "Yahudilerle deney hayvanları arasında prensip olarak herhangi bir fark görmediğini" söyleyecekti.
İskandinav esirlerin kurtarılmasının ardından çocuklar, kendilerine bakıcılık yapan dört yetişkin esirle birlikte Nazi'ler tarafından Hamburg'da okul olarak kullanılan büyük bir binaya getirilirler. Burası eskiden Bullenhuser Damm adında bir okuldu ancak o günlerde esir kampı olarak kullanılıyordu. Çocuklardan ve dört yetişkin bodruma indirilirler. Önce yetişkinler kazan dairesinin tavanındaki borulardan birine asılarak öldürülür.
Çocuklar ise, SS onbaşısı Johan Frahm tarafından çengellere asılarak öldürülür. Frahm 1946'da yapılan bir sorgulamasında, çocukları "tablo gibi" astığını anlatacaktı.
Çocuklar öldürüldükten sonra sıra, asılmayı bekleyen, yirmi Sovyet esirinin oluşturduğu ikinci gruba gelir. Bu esirlerinin isimlerini bilemiyoruz ama çocuklarınkini biliyoruz.
5 yaşındaki Mania Altmann, 12 yaşındaki Lelka Birnbaum, 11 yaşındaki Surcis Goldinger, 7 yaşındaki Riwka Herszberg, 8 yaşındaki Alexander Hornemann, 12 yaşındaki Eduard Hornemann, 6 yaşındaki Marek James, 12 yaşındaki W. Junglieb, 8 yaşındaki Lea Klygermann, 12 yaşındaki Georges André Kohn, 11 yaşındaki Blumel Mekler, 12 yaşındaki Jacqueline Morgenstern, 10 yaşındaki Eduard Reichenbaum, 7 yaşındaki Sergio de Simone, 10 yaşındaki Marek Steinbaum, 8 yaşındaki H. Wassermann, 5 yaşındaki Eleonora Witonski, 12 yaşındaki Roman Zeller, 9 yaşındaki Ruchla Zylberberg.
Cesetler ertesi gün yeniden Neuengamme'a götürüldü ve orada yakıldı. Bu okulun adı, bugün, Janusz-Korczak Schule. Okul alanında çocukların anısına küçük bir gül bahçesi oluşturuldu.
Çocuklar yaşasalardı bugün 80 yaşlarda olacaklar ya da belki ecelleri ile ölmüş olacaklardı. Arkalarında anılar, nesiller ve kim bilir belki de dünyayı şekillendirecek eserler bırakarak.
Ama olmadı.
Bazen olmuyor. Dünya tüm iyi niyeti ile dönerken, 20 yüzyılda bile insanlık barbarlaşabiliyor. Her kim kendi düşüncesini insandan değerli görüyorsa, ona verilen prim bir gün bize bu acılarla geri dönebilir.
Holokost, gelecekten gelebilecek bir acı olarak unutturulmamalı, sadece geçmişteki bir tarih olarak değil.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.