Eşekçiler Hanı, eşeklikleri...
Yıkık döküktü. Pencerelerine naylon geren evsizler içinde yaşardı. Pislik yuvası haline gelmişti. Uyuşturucu kullanacak olanların, fuhuş yapacak olanların uğrak yeriydi.
Yola bakan bir duvarı yan yatmıştı. Her an oradan geçen bir yaya ya da aracın üstüne düşecek gibi duruyordu.
Kimsenin umurunda değildi adının ne olduğu.
Kumarcılar, Himarcılar ya da Hımarcılar...
Kimin umurunda.
Yanından geçerken o yöne bakmamak daha kolaydı.
Şimdi restore edilmeye başlandı ya.
Kıymete bindi.
Restorasyon sırasında yapılan işler harcanan paralar herkesin ilgisini çekmeye başladı.
O yıkılmaya terk ettiğimiz ve hatırlamadığımız Osmanlı Hanı birden kıymetli olmaya başladı.
Adı üzerinden siyaset yapıldığını görüyorum şimdi.
Yok efendim AK Parti'nin asimilasyon politikası falan filan.
Hımar, evet başörtüsü anlamına gelen bir kelimedir.
Himar ise eşek ya da merkep anlamında Osmanlıca bir kelimedir.
Tarihçi falan değilim. Ama eşek de değilim.
Ama kafam birazcık çalışıyor.
Lefkoşa'da Büyük Han vardır. İngilizce vakfiyedeki adıyla Sultan'sInn, yani Sultan Hanı.
Belli ki Osmanlı döneminde gelir seviyesi yüksek, beylerin paşaların Lefkoşa'ya geldikleri zaman atları ile birlikte konakladıkları günümüzün beş yıldızlı otel vazifesini gören bir yapı idi.
Bir de Deveciler Hanı var, bilirsiniz. Gerçi şimdi yok.
Lefkoşa'nın en eski ve büyük hanlarından biri olan bu han Ayasofya Camii ile Belediye Pazarı'nın toptancılar bölümü arasındaki alanda develer için ahırlar ve sahiplerinin konaklayabilecekleri iki katlı bir yapı vardı. 1960'lı yıllarda yıkılmış. Şimdi aynı alanı 5 TL karşılığında otopark olarak kullanıyoruz. Deveciler Hanı belli ki, tüccarların, kervan güdenlerin mallarını Lefkoşa'ya getirdikten sonra konakladıkları yerdi.
Bir de daha düşük gelirli olan köylülerki, köylerinde Lefkoşa'ya tek taşıtları olan eşeklerle gelirlerdi. Onlarında konaklayacağı bir yer lazımdı. İşte Kumarcılar Hanı diye zaman içinde değişen Himarcılar Hanı da eşekleri ile Lefkoşa'ya gelenlerin hizmetindeydi.
Sınıfsal bir durum anlayacağınız.
Diyorsanız ki, bizim dilimiz öyle alıştı ve adına 150 yıldır Kumarcılar Hanı diyoruz. Benim için hava hoş.
Ama bunu AK Parti'nin bizleri asimile etmek için bir politika olduğunu söylemek saçmalıktan öteye bir şey değildir.
'Kumar'ın zinhar yasak olduğu Osmanlı idaresi altındaki Kıbrıs'ta, Osmanlı tarafından yaptırılan bir Han'ın, dönemin Osmanlı Paşası tarafından Kumarcılar Hanı olarak adlandırılabileceği, ya da öyle anılmasına bu kadar katı İslami kurallar varken inanmak kadar saçmadır.
Sayın Bakan, FEMA ve benzeri örgütlere bu konuda laf yetiştireceğine söylediği gibi aklı başında birkaç tarihçiye bunu sorsun, ya da benim yaptığım gibi azcık aklını çalıştırsın derim.
Orijinal isminin Himarcılar Hanı (Hımar değil Himar) olduğu çok nettir. Ama Kumarcılar Hanı olarak anılması ve bilinmesi konusunda kamuoyunun bir kararı varsa da Kumarcılar Hanı olarak bilinsin.
Neyimiz orijinal hali ile kaldı ki o da kalsın?
Ama FEMA'daki kardeşlerim, Kumarcılar Hanı'na başörtüsü takılacağını sonra da sıranın kendilerine geleceği endişelerinin beyhude bir endişe olduğunu söyleyebilirim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.