Alın size bir 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi ön izlemesi

Alın size bir 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi ön izlemesi

Hayırlısı ile 2019 yılına girdik. 2019 yılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ne demektir diye şöyle bir düşünecek olursak benim aklıma bin bir türlü şey gelir ancak anlaşılan siyasiler ve siyaseti sevenler 2020 yılının Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşmışlar bile.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın yeni yıl mesajını iyice okuyanlar bunu görebileceği gibi, uzunca zamandır uykuda olan Kıbrıs sorunu ile alakalı peş peşe gelen açıklamaların artık gündemde yer almaya başlaması bunun bir işaretidir.

Cumhurbaşkanı'nın aday olması durumunda "Türkiye'ye kafa tutabilen ve Kıbrıs Türklerini Erdoğan'ın şerrinden koruyacak lider" imajını seçim meydanlarında satacağını anlamak için müneccim olmaya gerek yok.

Ancak bu rolü üstlenmek isteyen başka aday ya da adayların olabileceğini de kestirmek için yine Nostradamus'un Lefkoşa şubesi olmaya hacet yok.

Akıncı'nın Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili başka başka etkinlik ve açıklamalarında işaret ettiği bu tavrının yanı sıra Kıbrıs sorunu bağlamında yeni bir umuda da ihtiyacı olacak. Bu sarılacağı ve dolayısıyla da federasyon andı içmişlerin de onunla birlikte sarılabileceği umut ortaya çıkmadığı sürece de Akıncı'nın aday olmama ihtimali de güçlü olmamakla birlikte mevcuttur.

Tabii kendini sol diye nitelendiren cenahtan Akıncı'nın gördüğünü görenler yok değil. Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin kendi adayını çıkaracağı artık net. Genel Sekreter, Levent Kutay'ın programında bunu net bir şekilde söylemiş, II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da aynı şeyleri ifade ederken, partinin acele etmesi gerektiği üzerinde durmuş.

Yani Akıncı'nın koltukta kalmasına yarayacağını düşündüğü "Türkiye'ye karşı dik duruş ve ölene kadar federalizm" havuzundan, bu sefer CTP kendi resmi adayıyla daha etkili bir şekilde yararlanmak isteyecektir. CTP'de sorun kimin Cumhurbaşkanlığı adaylığına yürüyeceğidir. Mehmet Ali Talat'ın İkinci Cumhurbaşkanı unvanının yanına Beşinci Cumhurbaşkanı unvanına katmak istediği artık biliniyor. Ancak Cumhuriyetçi Türk Partisi içerisinde Tufan Erhürman'ı parti başkanı olarak görmek istemeyen bir kesim olduğu gibi onu Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek isteyen bir kesim var. Bu kesimler bazı noktalarda birbirlerine karıştıklarını söylemek yanlış olmaz.

Gelelim kendini sağ diye nitelendiren cenaha.

Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyici olan ve ciddi bir başarı elde eden Kudret Özersay var potansiyel aday olarak ortada duruyor. Yüzde 21 ile ciddi etki yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kurduğu parti ile yüzde 17 oy aldı. Ne yapacağını, ikinci tura geçmek için yeteri oyu konsolide edip aday olacak mı birlikte göreceğiz.

Ulusal Birlik Partisi bir Genel Başkanlık değişimi yaşadı. UBP'nin geleneksel olarak aday göstermesi doğasında var. Ancak yeni Genel Başkan Ersin Tatar henüz Başbakanlık koltuğuna oturmadan Cumhurbaşkanlığı'nda şansını denemek istemeyeceğini tahmin ediyorum. Sağın hatta ülkenin en fazla oy potansiyeli bulunan partisinin bu anlamda kimi aday gösterirse göstersin blok olarak hareket etmeyeceğine inananlardanım. Yapılan hesaplamalarda yüzde 40 civarında oyu olabileceği düşünülen UBP'nin çıkaracağı veya destekleyeceği adayın bu yüzde 40'lık blok ile işe başlayacağını söylemek doğru olmaz. Bunda Özgürgün ile beraber UBP'den tasfiye edilmeye çalışılan kesim ve "Ne isterse olsun adayım" diyen Zorlu Töre ile Ersin Tatar'ın kurultayda "Adayımız sensin" deyip destek aldığı diğer kişi ya da kişilerin payı büyük olacak haliyle.

YDP'de Erhan Arıklı'nın boyunun ölçüsünü görebilmesi için aday olacağı ile ilgili söylemleri de yabana atmamak lazım tabi bu noktada.

Geriye kalır Serdar Denktaş. Bir zamanlar'çocuk' diye dalga geçilen Serdar Denktaş, günümüzde devlet ve hükümetin abisi, büyüğü konumunda. Cumhurbaşkanlığına aday olma arzusunda olduğunu biliyoruz. Ancak sadece partisi Demokrat Parti'nin desteği ile olacak iş olmadığını o da biliyor.

Ancak az önce de ifade etmeye çalıştığım gibi bu seçim ikinci tura kalma seçimi olacak. Bakmayın Cumhurbaşkanı Akıncı'nın yüzde 60 küsur oyla seçildiğini her fırsatta söylemesine. Akıncı'nın küçük bir parti olan TDP'nin desteklediği ancak hasbelkader ikinci tura ikinci olarak çıkan bir aday idi. Ancak söylediği yeni bir şey ve yeni bir umut vadediyordu. Denktaş, sağdaki dağınıklığı fırsat bilir ve yeni bir söylem ile halkın karşısına çıkarsa, o da pekâlâ diğerleri kadar şanslı bir adaydır demek yanlış olmaz.

Alın size bir 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimi ön izlemesi…