Obezitenin artmasıyla değer kazanan meslek, diyetisyenlik...

Kıbrıs Postası – Filiz Seyis

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği, 2007 yılında yaptığı araştırmada, 11-15 yaş arası çocukların %18.3'ünün fazla kilolu, %13.7'sinin obez olduğunu ortaya koydu.

Aynı araştırmaya göre obezite, 15 yaş grubunda %10, 14 yaş grubunda %12.7, 13 yaş grubunda %14, 12 yaş grubunda %15.2, 11 yaş grubunda ise 16.2'dir.

Okulda fast food ürünlerinin tüketiminin en fazla olduğu ilçe %69 oranı ile Lefkoşa, en az ise %20 ile İskele...

Ayrıca, 7-17 yaş grubundaki çocukların %67'si kola içiyor, %58'i hergün çikolata yiyor.

KAHVALTI ŞART!

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği Başkanı Feriha Balkır, toplumumuzun büyük kısmının, beslenme ve sağlıklı yaşam konusunda bilgili olduğunu, ancak uygulamada yetersiz kalındığını söyledi.

Özellikle çalışan kişilerin ev yemeklerinden uzaklaştığını ifade eden Balkır, bu tarz beslenmenin vitamin ve mineral yönünden yetersiz, yağ ve karbonhidrat yönünden fazla olduğunu vurguladı.

Diyetisyen Feriha Balkır, yapılan en büyük beslenme yanlışının kahvaltı yapılmaması olduğuna dikkati çekerek, kahvaltı ile başlayan günün daha verimli geçeceğini kaydetti.

Günde 3 ana 2 veya 3 ara öğün alınması, ana öğünlerde mutlaka 4 temel besin gurubuna yer verilmesi gerektiğini anlatan Balkır, "Sebzelerimiz tabağımızın büyük bir kısmını doldurmalı, tabağın dörtte biri tahıl gurubu geriye kalan bölümlerinin yarısı süt ve et gurubu olmalıdır" şeklinde konuştu.

BALKIR: "HIZLI VE KALICI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Diyet yapanların haftada yarım veya bir kilo vermelerinin ideal olduğunu vurgulayan Balkır şu şekilde konuştu:

"Yaz gelirken herkesi bir telaş alır ve hızla kilo vermek istenir ,bu çok yanlış ve kalıcı bir kilo kaybı değildir.WHO önerisi haftada yarım veya bir kilo kayıp ideal olanıdır. Hızla verilen kilolar sağlığı olumsuz etkiler ve istenmeyen sağlık sorunlarına neden olur ki bunların başında kanser saymak mümkün.

Yeterli ve dengeli beslenme yerine yemek yemeden bazı sıvı veya toz mamalar tamamen ticari bir yaklaşımdır . İnsanın doğasına aykırıdır . Yapılan bir başka yanlışlık çok yüksek miktarda alınan protein içerikli diyetlerde başta kanser olmak üzere karaciğer ve böbrek yetmezliğine de neden olmaktadır.Hızlı ve kalıcı zayıflamak mümkün değildir .

Sağlıklı beslenerek kaybedilen kilolar hayatımızda yapacağımız yaşam tarzı değişikliklerle bir ömür boyu devam eder . Yaşam tarzımızda değişiklik yapmaz isek kilolar tekrar fazlası ile geri gelecektir."

Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazlarından biri spor ile ilgili de konuşan Balkır, toplumumuzda spor yapma alışkanlığı olmadığını anlattı.

YAŞAM BOYU SPOR

Haftada 4 kez 45 dakika yürüyüş yapmanın en ideal spor olduğunu söyleyen Balkır, "spor hayat boyu devam etmelidir" dedi.
Feriha Balkır, yanlış beslenme alışkanlığı ve hareketsizliğin, kalp ve damar hastalıkları, obezite ve buna bağlı gelişen diyabet ve kanser gibi birçok hastalığa zemin hazırladığınının altını çizdi.

6 Haziran Diyetisyenler günü etkinliğini, 31 Mayıs 2013 tarihinde Golden Tulip'te ''Meslekte Doğru Adımlar" konulu bir sempozyum düzenleyerek gerçekleştirdiklerini hatırlatan Balkır, birçok doktor ve uzmanın sempozyuma katılarak katkı koyduğunu söyledi.

ERCEN: "DİYET, AÇ KALMAK DEĞİLDİR"

Diyetisyen Şöhret Ercen, diyetisyenlik mesleğinin toplum sağlığı için büyük önem taşıdığını anlattı.

Diyetisyen sayısının artmasıyla medyada beslenme ile ilgili programların çoğaldığını anlatan Ercen, bu şekilde halkın konuya ilgisinin de arttığını ifade etti.

Şöhret Ercen şunları kaydetti:

"Önceleri diyet kelimesi açlıkla eş görülmekteyken, son dönemlerde bu yanlış önyargı beyinlerden silinmeye başlamıştır.
Diyet kelimesi beslenme şeklini ifade eden bir kelime olmakla beraber, her kişi için ön görülen diyet şeklinin çok büyük farklılıklar gösterdiği unutulmamalıdır.

Kişinin yaşı,cinsiyeti,mesleği, mevcut rahatsızlıkları,aktivite oranı gibi çeşitli faktörler kişinin uygulaması gereken beslenme programını değiştirmektedir.

Kilo vermek ve zararlı atıştırmalardan kaçınabilmek için uygulamamız gereken ilk kural aç kalmamak ve öğün atlamamaktır. Sanılanın aksine, ana öğünlerimizin dengeli ve doyurucu olması bizim yanlış ve kalorice zengin gıdalardan uzak durmamıza büyük katkı sağlayacaktır."

Şöhret Ercen, haftada 3-4 gün yapılacak düzenli egzersizlerin hayat tarzına dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayarak, yeterli su tüketiminin de önemli olduğunu belirtti.

Ercen, "Dört yapraklı yonca olarak simgelediğimiz 4 temel besin grubumuz olan et, süt,sebze-meyve ve tahıl grubu gıdaların tümünden de dengeli oranlarda tüketerek ve 2.5 -3 saatten uzun aç kalmayacak şekilde ara öğünler tüketerek beslendiğinizde; karşı koyamadığınız birçok gıdaya olan ihtiyacınızın azaldığını göreceksiniz" dedi.

KORAL: "HIZLI VERİLEN KİLOLAR FAZLASIYLA GERİ DÖNER"

Diyetisyen Meral Koral, ülkemizde mangal kültürünün gelişmiş olması nedeniyle etsiz yemeklerin doyurucu bulunmadığını ve yüksek proteinli bir beslenme alışkanlığı olduğunu söyledi.

Koral, sağlığımız için faydalı olan sebze ve meyvelerin oldukça az tüketildiğini anlatarak, "Sağlıklı beslenmek aslında bizim için zor değildir. Çünkü otoritelerin de sağlıklı beslenme için önerdiği Akdeniz Diyetinin de yer alan besinler adamızda bulmamız çok kolaydır . Örneğin sebze ve meyve, zeytinyağı gibi" dedi.

Diyetin dönemlik yapılıp bırakılacak birşey olmadığını söyleyen Koral,yeterli ve dengeli beslenmenin alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini anlattı.

Meral Koral, sağlığı bir kenara itip hızlıca kilo verilebileceğini belirterek, "Hızlıca sağlıksızca verilen kiloların tamamı hatta daha fazlası diyet bırakıldıktan sonra geriye döner ve bir sonraki diyet deneyinde kilo vermede zorlukların temelini oluşturur" şeklinde konuştu.