Kurdela hastalığı ve kadın kutlamaları
Bu gibi sahnelere Kuzey Kıbrıs'ta yapılan açılışlarda çok tanık oluruz. Cumhurbaşkanından tutun, tüm siyasetçiler adeta bir yarış içerisinde o iç çamaşırı dükkanı senin, bu oyuncakçı, lokmacı, çiçekçi, kasap dükkanı benim, habire kurdela kesmek için dolaşırlar. Dükkan sahipleri kodamanları gücendirmemenin yolunu bulmuşlar, bazen yedi sekiz kişinin eline birden makas tutturuverip kurdela kestirirler. Hatırlarım iki hafta önceki yazımda bahsettiğim Lefkoşadaki Çocuk Bahçesinin adını değiştirip Ankara Çağlayan Parkı yaptıklarında siyasiler kurdela kestikten sonra Türkiye'den gelen misafirleri ile bir de horon tepmişlerdi.
Kıbrıs dışında yaşayan biz Kıbrıslılar da giderek yozlaşan kültürümüzün yerini alan bu tür acaip alışkanlıklar edinmeye başladık. Kıbrıstakiler gibi.
Bu acaip alışkanlık hakkında neler söylendiğini, bunun nerden kaynalandığını Ekşi Sözlük sitesinden bir araştırayım dedim. Bu konuda o site kullanıcılarının söyledikleri bazı şeyler şöyle:
"Biz ki gelin kızlara gayret kuşağı olarak kırmızı kurdele yapıp "buyrun, malımız sıfır kilometre, hiç açılmamış. İlk açan sen olacaksın!" mantığyla büyümüş insanlarız. Doğal olarak binaların da, işletmelerin de bekareti olacak. Neden şaşıyorsun a kuzum"
"Sanırsam zavallı kuzular, keçiler v.s. açılış yoluna telef olmasın diye çıkartılmış bir eylemdir. Önemli olan bir şey kesilsin, kırmızı olsun. Bana da inandırıcı gelmedi"
"Sekiz, on kişi birleşip kurdelenin başında kesim işlemine girince komik oluyor bu iş. Lime lime bir kurdele. Kesenin elinde kalıyor. O işten ne hayır gelir ki artık? Daha baştan parça, pinçik oldu."
Kadınlar ve Anneler Günü
Geçtiğimiz günlerde kadınlara yönelik iki geleneksel yıllık kutlama yapıldı. Kadınlar günü malesef her yıl olduğu gibi sevgililer günü gibi kadınlara çiçek vererek, balolar, eğlenceler yapılarak kutlandı. Her yıl olduğu gibi kadınlar gününün esas amacı tamamen unutuldu. Sosyal medyada espriler yapıldı. Okurlara bu çok önemli, anlamlı günü hatırlatmak amacıyla Vikipedia ansiklopedisinden aldığım bu bilgileri paylaşmak istedim.
"8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi". Bilmiyorum Dünya Emekçi Kadınlar Gününü yukarıda saydığım saçma yöntemlerle kutlayanların yüzde kaçı bu önemli günün tarihi hakkında bilgi sahibidir.
Aslında kadına yönelik şiddete dikkat çekmeye yönelik 'One Billion Rıising' kampanyasının geçenlerde tüm dünyada yapılan dans etkinliği Dünya Emekçi Kadınlar Gününe rast getirilseydi, bu çok anlamlı ve güçlü bir mesaj olacaktı. Londra'da da bu kampanya kapsamında İngiltere Kadın Platformu bir dans etkinliği düzenlemişti. Onları yürekten kutlarım.
Anneler Günü ise
Anna Jarvis isimli Amerikan kadının kaybettiği annesi için 1908
yılında başlattığı anma gününün, 1914 yılında Kongrenin
onayıyla Amerika çapında genişlemesi ve zamanla başka ülkelere
de yayılmasıyla geleneksel kutlama gününe dönüştü. Dünyanın
birçok ülkelerinde Mayıs ayının ikinci Pazarı kutlanan bu gün,
İngiltere'de Mart ayının ikinci Pazarı kutlanmaktadır.
Görüldüğü gibi tarihsel bir açıklaması olmayan ve daha çok
materyalizmin çığırını aştığı günümüzde çiçek,
kartpostal satan mağazaları zengin etmeye yönelik bu anlamsız gün
uzun zamandan beri kutlanmaktadır. Kutsal bir görev olan anneliği
ve bu görevi yerine getiren muhterem anneleri yılın bir günü mü
hatırlamalıyız? Ya anneleri hayatta olmayan, anne şefkatından
yoksun yetişen çocuklar? Onların bu günde neler hissettikleri?
Buyüzden Kadınlar Günü gibi günleri çok anlamsız ve duyarsız
bulmaktayım.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.