Ziraat Bankası...
"Ancak Nazımın finans sektörü
ile yazdıklarına ekleyecek bir yeni durumun da geliştiği
kanısındayım.Ziraat Bankası şimdi piyasaya sıfır faiz iki yıl
ödemesiz uzun vadeli krediler veriyor.Bunun için örneğin tarım
sektöründen talebi, süt paralarını kendine yatırmak.Bu elbette
ki sıfır faiz ve iki yıl ödemesiz kredi orta ve büyük tarım
işletmeleri için caziptir.Hali ile Kooperatiflerin ve Kooperatif
Merkez bankasının en büyük tabanı olan bu kesimin buraya kayışı
gerçekleşiyor... Böylece yüzde 18 gibi faiz düzenlemesi olan
Kooperatifler devreden çıkıyor... Rekabet kurulu buna ses
çıkarmıyor.Yani TC mali desteği ile sağlanan sübvansiyon ile
kotalar ekstre edilecektir. Kısacası siyaset alanı daha bir
daraltılacaktır.Yerel reel sektörün önemli bir alanı bağımlı
hale getirilirken en genelde yerel bankalar ama özelde ise
kooperatifler darbelenecektir. KTHY batırıldı Ercan özelleştirildi
şimdi hava ulaşımı alanında ne özel ne de kamunun yerel güç
olarak etkisi yok. Finans alanında zaten TL kullanmanın getirdiği
bir darlık siyaset alanında vardı şimdi bu TC mali desteği ile
sübvansiyonlu kredinin Ziraat Bankasına sağlanması ile finans
alanında yerel bankaların özellikle Koop ların da etkisi
kırılacak ve yerel Güç'ün alanı daralacaktır... Bunu
özellikle Nazımın yazısında ifade ettiği 2006 - 2009 arasındaki
dinamiğin ekonomik ayağını bizim değil ama belli güçlerin
gördüğü gerçeği ile UBP eli ile bağımlılığı her açıdan
geliştirme maksadı ile atılmış adımlar olduğunu görmemiz
gerekiyor.
"
Mühürümü basarım
Ancak, "rekabet
koşulları" diye, "yerel sermayeyi koruyalım" diye, herkesi
de "yüksek faizle" çalışmaya mecbur etmek, tüketicinin
halinin nice olduğunu da sormayı gerektirmez mi? Neticede, para da
bir metadır
Ucuz ve "kaliteli" olanı müşteriyi çeker. Bu
eşyanın tabiatıdır! Ve tabiat da boşluk tanımaz! Siz kendi
kredi masraflarınızın ne kadarının trilyonluk ikramiyeler ile
oluştuğunu biliyor musunuz? Bir tek allahın kulu bulabilirmisiniz,
böyle bir "hakkı" adil bulabilecek olan? Kooperatiflerin tarihi
ve önemi ile ilgili sayısız makale yazdım. Ama herşeyden önce
kooperatiflerin sorumluluğunu, sahipleri olan köylü ile
çalışanları yüklenmeliydi! Onları, ayrıca tartışırız
Ama rekabet, "ben pahalı satıyorum, herkes de pahalı satsın;
arada kalanın da boynu kopsun" anlayışına endekslenmemeli!
Güney Kıbrıs'tan ucuz ve kaliteli mal alınınca bu ekonominin
gereği olduğu gibi kuzeyden de daha ucuz ve daha güvenilir bir
meta ve örneğin para, kendi piyasanızı işgal ederse, bunun
kusurunu onlara değil; kendimizde aramamız gerekir, bence
Herşeyi tartışmaya varım! İçe kapanmayı ve koruyucu duvarlar arkasında bir ekonomi bina etmeyi değil ama Başkalarından sorumluluk beklemden önce, kendi sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz Siyasi kaygılara da aynen katılırım ama çaresi, içe kapanma değildir! 1955'ten beri kapana kapana bu hale geldik zaten Her anlamda, dünyanın kuralları burda geçmiyor; buranın değerleri de dünyada değer değil! Karar vermeliyiz, dünya mı bize uydurulacak, biz mi dünya değerlerini uygulayacağız? Çare, tam tersidir: Dünya ile bütünleşme
Dün bir blog'a yanıt olarak buraya attım. 2012 yılına 7/8 trilyon TL özkaynakla giren bankacılık sektörü, yıl sonunda 447 trilyon kâr edip, özkaynağını 1.2 katrilyona çıkardı Merkez Bankası Raporu'dur kaynak Daha ne olacak? %55 kâr marjı, Ay'da bile yoktur Kendi kendilerini bile savunamıyorlar
Bu devri daim makinası ile ne ekonomi yürür, ne maliye, ne siyaset yapılabilir ne de bağımsızlık sağlanabilir Ne de "çözüm" olur Çünkü olduğu anda, AB faiz oranları yürürlüğe girer Krediye %9, mevduata %6 Kâr marjı da %15'tir Bu adamlar uyuyor mu? Yaş yerde yatıp, kuru rüya görmeyelim

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.