İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Küçük: "Her senaryo bahaneydi: Hepsi Saray'da hazırlandı"

Küçük: "Her senaryo bahaneydi: Hepsi Saray'da hazırlandı"

Ulusal Birlik Partisi Milletvekili İrsen Küçük, Genç TV'de Gökhan Altıner'in sunduğu 'Kıbrıs'ta Manşet' programına konuk oldu.

Yayın Tarihi: 26/06/13 18:06
okuma süresi: 7 dak.
Küçük: "Her senaryo bahaneydi: Hepsi Saray'da hazırlandı"
A- A A+

Kıbrıs Postası

Küçük, UBP'nin tabanının her zaman hareketli bir taban olduğunu kaydederek, uzun yıllar içinde UBP'nin kuruluş aşamasında büyük bir ciddiyetle çalışılması sonucunda güçlü bir yapının ortaya çıktığını kaydetti...

Küçük sözlerine şöyle devam etti:

"Tarih boyunca birçok ayrılmalar olmuştur. Taban orada durmuştur. UBP bir inancın partisidir. Kızgınlık veya başka bir etken ile kurulmamıştır. Mevcut partiler içinde köklü kuruluşu olan 2 parti kalmıştır. Biri CTP diğeri de UBP. Dolayısı ile UBP'den üst kademelerden ayrılmalar UBP'yi fazla etkilememiştir. Ayrılmalar içerisinde çok yakın ilişkisi olan, hatta akraba ilişkisi olan kişiler, milletvekili ve adayları, veya UBP'nin üst kademelerinde görev yapan insanların yakınları da çeşitli kademelerinde görev yapmaktadırlar. Nergisli Köyü'nün UBP Başkanı dayısının çocuklarıdır. Bunlar gayet doğaldı. Süreç içerisinde kendi yakınlarını partinin belli kademelerine yerleştirmiş kişilerdir. Taçoy Lefkoşa'da 8 sene İlçe Başkanlığı yapmıştır ve doğal olarak ailesinden bazılarını parti içinde belli yerlere yerleştirmiştir."

Küçük, istifaların UBP'den birşey götüremeyeceğini belirterek, Milletvekillerinin ayrılış nedenlerinin de önemli olduğunu, tabanın halen partide durduğunu belirtti.

UBP'den istifa eden kişilerin bazılarının DP'den kopmuş kişiler olduğunu da sözlerine ekleyen Küçük, "Kesin ihraç kararı alındıktan sonra korkup istifa kararı almışlardır. Biz parti içi demokrasiye inanmış kişileriz. Bu grup bana büyük bir baskı kurmuştur üzerimizde... Parti'nin tüzüğü vardır. Parti'nin yelkenleri vardır. Demokrasi vardır. Ben Amerika'ya gidecektim ki çok da acil değildi." dedi.

Küçük sözlerine şöyle devam etti:

"Herşey bahaneydi. Bütün senaryo, Saray'da hazırlanmıştır. Ve senaryo içerisinde Sayın Cumhurbaşkanı vardır. Olay; öncelikle Genel Sekreterliği ele geçirmekti. Genel Yönetim Kurulu üyeliklerinden 2 – 3 kişi bu arkadaşlardan yapmaktı. Genel Sekretere teklif yapmışlardır ve hükümet görüşmesine Cumhurbaşkanı'na gittikten sonra, Cumhurbaşkanı'na Genel Sekreteri'm yanımda anlattı. Genel Kurul'da 50 50'ye yakın çıkmışıtr. Dolayısı ile parti ikiye bölünmüştür. Bu durumda parti başkanlığı ile Başbakanlık'ın farklı kişilerde olması lazım ama parti başkan Ahmet Kaşif olsun diye bir teklifte bulundular. Her seçimde yüzde 30 – 35 -40 alan arkadaşlar var. Rahmetlik Özker Özgür'ün seçimi, 5 oy farkla Mehmet Ali Talat kazanmıştır. Eh, şimdi doğuyu Özgür, Batıyı'da Talat yönetsin diye bir maskaralık mı olur?"

Eroğlu'nun tarafsızlık ve anayasaya olan görevlerini çiğnediğini iddia eden Küçük, Eroğlu'nun hiçbir zaman taraf olmaması gerektiğini kaydetti.

Küçük; "Cumhurbaşkanı diyebilmiştir ki, siz böyle yaparsanız İrsen Küçük'ü yeniden Başbakan yapacaksınız. İrsen Küçük kimdir? 2 Kurultay'da seçilmiş bir Genel Başkan'dır. Eroğlu'nun iddia ettiği gibi, 1 numaralı UBP'li benim gibi, ben iktidara getirmeye çalışıyorum" dedi.

Eroğlu'nun Ejder Aslanbaba'ya vaatlerde bulunduğunu da kaydeden Küçük, hırsın öne geçtiğini ve bu hırsın da İrsen Küçük'ün partisinin zayıf çıkması olduğunu iddia etti.

Küçük sözlerine şöyle devam etti:

"Eroğlu uzun zaman parti başkanlığı yapmış, Başkan olduğunuzda imkanlarınız geniş olur. Tüzükte de bazı değişiklikler yapmak suretiyle siz orada yıllarca kalırsınız. Bunu kimse da bozamaz size... Bana göre bu bir başarı değildir. Bu övünülecek bir mesele de değildir. Bu UBP'yi küçültmüştür. UBP çok daha genişleyebilirdi şayet genç elemanlara yer verilmiş olsaydı... Partiyi küçültmek, bir sistemi bozmamak, o alışkanlığı devam ettirmek acaba o partiye olumlu mu yansımıştır."

Küçük; "bizim yapmak istediğimiz, aday listelerimize bakın 30 tane yeni adayım vardır. Bırkaın 30 adayı, yeni adaylar içerisindeki dağılımda gençlerin öne çıkması da vardır. Geçmişte olduğu gibi, hep mevcut arkadaşlarla, bildik kişilerle listeleri sıralamadık biz..." dedi...

Küçük sözlerine şöyle devam etti:

"Eroğlu'nun politikası 'sin de gulle geçsin'dir. Tabii ki burada, söylemler var tespitler var, bantlar var. Eroğlu'nun sesi tanınmayan bir ses değil. Bu sesleri tanımışlardır da. İsimlendirmişlerdir. Burada açığa çıkan meselelere açıklama getirmemesi de 'sin de gulle' geçsin demekten başka birşey değildir.

Aslanbaba'yı cezalandırmaya gitmektedir. Fiili gerçekleştiren Denktaş ve Kaşif'e hiçbir hareket yapılmıyor. Paranın verilişinde, arkadaş muhtaçdı ben de borçlandım ve verdim diyor. Bir başkası ise kendi aralarında topladıklarını söylüyor. 3. iddia ise Sayın Candaş ki Serdar Denktaş'ın yanından yıllardır ayrılmıyor. Perşembe Genel Birleşme devam ederken, iddiaya göre Meclis'e geliyor, Kaşif'e bir paket veriyor ve bu da Aslanbaba'ya ulaşıyor.

Hükümet, sadece Ejder Aslanbaba'yı cezalandırmak için Başsavcılık'a talep yapıyor. Esas parayı verenler nerede?

Gerek paranın gelmesinde, gerekse paranın veriliş amaçlarında farklı iddialar vardır. Bu kadar açık bir olay işte...

Meclis'te ben Aslanbaba'ya bir müdahale oluyordu. Açık bir müdahale... Müdahaleyi yapan da Yorgancıoğlu'ydu. Yorgancıoğlu da biliyordu bunu!

Benim amacım Aslanababa'nın konuşmasını engelletmemekti.

Çakıcı idealist olduğunu iddia eder ama makamlar onu da rahatsız ediyor gördüğüm kadarıyla. Vicdanı başka, mantığı başka söyler kendisine. Çakıcı çıkmazta... Tabii ki önüne bir fırsat çıktı ama bunu demokratik olarak kullanamadı. Benim tanıdığım Çakıcı, vicdanı ile hareket etseydi görevden çokdan çekilirdi.

Hükümet, Aslanbaba'yı güçsüz bulmuş ve sürekli üstüne yüklenmektedir. Dolayısı ile biz orada muhalefet partisi olarak görevimizi yaptık."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.