İÇ HABERLER
okuma süresi: 9 dak.

Soyer'den yaylım ateşi

Soyer'den yaylım ateşi

<P>Başbakan Ferdi Sabit Soyer, asgari ücreti yetersiz bulduğunu açıklayan UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun, asgari ücretin ne olması gerektiğini de söylemesini istedi. Soyer, asgari ücreti yüksek bulan Sanayi Odası'nı da, Ertuğruluğlu'nun bu açıklamaları karşısında sessiz kaldığı için eleştirdi.</P>

Yayın Tarihi: 18/09/08 23:50
okuma süresi: 9 dak.
Soyer'den yaylım ateşi
A- A A+

UBP Genel Sekreter Yardımcısı Ersin Tatar'ın, "DPÖ'nün hayat pahalılığını yanlış verdiği ve hükümetin yüzde 20 hayat pahalılığından çaldığı" yönündeki iddiasını eleştiren Başbakan Soyer, "hükümet eğer hayat pahalılığından çaldıysa o zaman Anamuhalefet partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve bir televizyon kanalının sahibi olarak, yüzde 20 olduğunu iddia ettiğiniz bu hayat pahalılığını siz niye kendi çalışanlarınıza vermiyorsunuz? Bunu niye çalışanlarınızın maaşlarına yansıtmıyorsunuz" diye sordu.

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre bu sabah Genç TV'de yayınlanan "Gün Devam Ederken" programına katılan Başbakan Soyer, Sanayi Odası'nın hükümete sivil itaatsizlik başlatmasını da eleştirerek, "Siz asgari ücretin fazla arttığını söylerken Anamuhalefet partisi UBP asgari ücreti yetersiz bulduğunu açıklıyor. Bu açıklamaya neden tepkisiz kaldınız ve bu açıklamayı niye eleştirmediniz" dedi.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer, konuşmasında Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın bugün yaptıkları görüşmeyi ve ülkede son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Başbakan Soyer, iki lider arasında başlatılan görüşmelerin Kıbrıs sorunu konusunda yeni bir umut yaşanmasına katkı sağladığını dile getirdi.

3 Eylül'de başlayan ve ardından kapsamlı müzakerelerin oluşmasını sağlayan gelişmenin Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik önemli bir adım olduğunu dile getiren Başbakan Soyer, görüşmeler sonunda çözüme istekli tarafın da net bir şekilde belirleneceğini ve uluslararası camianın konuya bu şekilde bakacağını belirtti.

Görüşmelerin sonucunda tarafların anlaşması halinde ortak bir metin oluşacağını ve bu metnin referanduma sunulacağını kaydeden Başbakan Soyer, Kıbrıs sorununun çözümü için istekli taraf olmayı sürdüreceklerini ifade etti.

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün sadece Kıbrıs'taki halkları değil aynı zamanda Türkiye-Yunanistan ve Ortadoğu'yu da etkilediğini kaydeden Başbakan Soyer, sorunun çözümünün Ortadoğu barışına ve Türkiye'nin hem uluslararası ilişkilerinin, hem de ekonomisinin güçlenmesine ciddi katkılar sağlayacağına dikkati çekti.

24 Nisan referandumundan sonra Rum tarafının uluslararası ilişkilerinde bir sarsılma olduğunu ve Kıbrıs Türk tarafının çözüm isteyen taraf olarak görülmeye başlandığını anlatan Başbakan Soyer, 24 Nisan referandumlarında "evet" diyen Kıbrıslı Türklerin ve CTP-BG'nin ısrarlı çalışmaları sonucu Kıbrıs konusunda yeni bir sürecin başladığını ve bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Başbakan, RumYönetimi Lideri Dimitris Hrisyofyas'ın görüşme sürecine katkı sağlamaması halinde de Kıbrıs'ın bütününe ikinci kez zarar verileceğini söyledi.

Gerek Güney gerek Kuzey Kıbrıs'ta karşılıklı motivasyonu sınırlayan açıklamalar yapıldığını anımsatan Başbakan Soyer, çözümsüzlüğü savunanların biçim ve kavramlarla uğraştığını, ancak içeriğin çok daha önemli olduğunu ifade ederek, biçime takılıp kalınmamasını, asıl olanın içerik olduğunu vurguladı.

Başbakan Soyer, 23 Mayıs'ta iki liderin yaptığı ilke anlaşması çerçevesinde görüşmelerin başladığını anımsatarak, ilke anlaşmasının içeriğinin ise, tek uluslararası kimliği, siyasi eşitliğe dayalı bir ortaklık devletinin oluşması, olduğunu belirtti.

UBP'nin, "Hiçbir şekilde masaya oturulmamalıydı. Önce tanınma olsun sonra masaya oturulsun" yönündeki açıklamalarını da eleştiren Başbakan Soyer, 24 Nisan'da Kıbrıs Türk halkının ortaya koyduğu bir irade olduğunu ve bu iradenin ise Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olduğunu bu çerçevede görüşmelerin başladığını ifade etti.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer, "24 Nisan referandumlarından sonra ortaya çıkan irade çerçevesinde bugün eşitlik temelinde görüşmeler başladı. 'Tanınma olduktan sonra görüşme yapılsın' denildi, peki o zaman masada neyi görüşeceğiz. Bir fikre karşı olmak ve sadece karşı olduğun için açıklama yapmak mantık dışıdır. UBP'nin bu açıklaması da doğru bir açıklama değildir" dedi.

Güney Kıbrıs'taki kilisenin Kıbrıs konusundaki açıklamalarını da eleştiren Başbakan Soyer, papazların görevinin kilisede çan çalmak, halklara sevgi, saygı aşılamak olduğunu ifade ederek, siyasette görüş beyan etmenin papazların görevi olmadığını ifade etti.

Başbakan Soyer, 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmaları ile federal Kıbrıs'ın oluşmasının tezleri olduğunu, bunun üzerinde titizlikle durulması gerektiğini de vurguladı.

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik başlayan sürecin tıkanmaması için uğraş verileceğini ifade eden Başbakan Soyer, evrensel ve doğru düşünerek, eşitlik ve ortaklık temelinde görüşmelerin sürdürülmesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer, konuşmasında ülke içerisinde yaşanan gelişmelere de değinerek, son zamanlarda birçok kesimlerden eleştiri aldıklarını belirtti, ancak gerçeklerin göz ardı edilerek eleştirildiklerini söyledi

650 milyon Dolar olan sabit sermaye yatırımlarının şimdi 2.5 milyar Dolar'a yükseldiğine dikkati çeken Başbakan Soyer, hükümetin büyük çalışmaları ve 24 Nisan referandumlardan sonra yaşanan değişim sonucu bu gelişmenin yaşandığını anlattı.

UBP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun asgari ücreti yetersiz bulurken, iş dünyasının ve sanayi odasının ise asgari ücreti yüksek bulduğunu ve bu nedenle hükümeti eleştirdiklerini ifade eden Başbakan, asgari ücreti çok bulan Sanayi Odası'nın neden UBP'nin açıklamasına sessiz kaldığını sordu.

Başbakan Soyer, politika ve siyaset amacıyla hükümetin eleştirildiğini belirterek, "Bazı kesimlerin ortak amacı hükümeti dövmektir. Bu da çözümsüzlük için yapılıyor" dedi.

"Ana Muhalefet Partisi UBP'ye çağrı yapıyorum. Asgari ücreti yetersiz buluyorsun. O zaman söyle asgari ücret kaç para olmalı? Bunu çıkıp açıkla. Bu çerçevede de Sanayi Odası, Ticaret Odası ve tüm iş çevreleri de gerçek görüşlerini aleni bir şekilde açıklasın. Ucuza politika olmaz. Herkes gerçekleri söylesin" diyen Başbakan Soyer, yıllarca populizm yapa yapa bugünlere gelindiğini söyledi.

Sanayi Odası'nın hükümete karşı bugünden itibaren sivil itaatsizlik eylemi başlatmasını da eleştiren Başbakan Soyer, Sanayi Odası'nın bu tutumunu "hissi" olarak gördüğünü söyledi.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer, "Siyasi darlıktan çıkmak lazım. Herkes kendi sorumluluğuna sahip olmalı. Şimdi ben Sanayi Odası için hükümetin yaptıklarını mı çıkıp anlatayım. Ben bunu yapmam. Ucuz işçilik yaratmak ve kendi halkını iş rekabetine sürüklemek için mi bunlar? Biz kayıt altına almaya başladıktan sonra bu sorunlar çıktı. İnsanları köle gibi çalıştırmak mı istiyorlar? Ama herkes elini taşın altına koymalı, sanayici de siyasetçi de elini taşın altına koymalı. Gerçekleri görerek ve halka gerçekleri söyleyerek eleştiri yapılmalı" dedi.

UBP Genel Sekreteri Yardımcısı Ersin Tatar'ın Hayat Pahalılığı rakamlarına müdahale edildiği ve doğru verilmediği yönündeki iddiasını da kınayan Başbakan Soyer, şöyle dedi:

"UBP Genel Sekreter Yardımcısı ve bir televizyon kanalının sahibi Sayın Ersin Tatar bizim yüzde 20 hayat pahalılığından çaldığımızı söylüyor. O zaman kendisi tüm çalışanlarının maaşlarına yüzde 20 hayat pahalılığı eklemek zorundadır. Eğer DPÖ yanlış yaptıysa siz çalışanlarınıza bunu verin. Siyaset bu doğrultuda yapılmalı. Ucuz etin yahnisi pahalı olur ve halk yıllarca ucuz et yiye yiye mide fesatı geçirdi" dedi.

Başbakan Soyer, "siyaset yapma amacıyla, doğruların çarpıtılarak, fikir beyan etmeden alternatif üretmeden yanlış açıklama yapılmasını" eleştirdi ve Kıbrıs Türk halkına aydınlık getirecek siyaset yapılmasını istedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.