Denktaş: Orams'ta hala şans var

<P>1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın (ATAD) Orams davası konusunda aldığı kararın tavsiye niteliğinde olduğunu, Avrupa Birliği (AB) yasasının bir yorumu olduğunu belirterek, Türk tarafının İngiliz mahkemesinde kararı lehe çevirmek için bir şansı bulunduğunu söyledi. </P>

"Eğer Türkiye müdahil olur, bizim hükümetimiz de buradan müdahil olmak için müracaat ederse şansımız var" diyen Rauf Denktaş, "Nedir bizim şansımız. Bunların yasası (AB) der ki, 'Kararlar bütün Avrupa ülkelerinde uygulanır meğerse uygulanacak memleketin siyasetine uymamış olsun.' Burada bir çıkış yolu var" dedi.
İngiltere'nin siyasetinin müzakereleri destekler nitelikte olduğuna dikkat çeken Denktaş, Orams davasının ise bu siyaseti kökünden söküp atmakta olduğunu kaydetti.
1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün, Yakın Doğu Üniversitesi'nde (YDÜ) Orams Davası konusunda konuştu. YDÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen konferansların üçüncüsü olma niteliği taşıyan konferansta Orams davası tartışıldı.
Rauf Denktaş konferansta Türkiye'nin Kıbrıs'ı feda etmesi durumunda bile AB'nin kapılarını Türkiye'ye açmayacağını kaydetti. Kıbrıs görüşmelerinin 1968'de kendisi ile Glafkos Klerides arasında başladığını ve "bölgesel otonomi" görüştüklerini anlatan Denktaş, Kıbrıs Türkü'nün kurucu ortak statüsünden ve garantilerden taviz vermediği için Makarios'un görüşmelerden çıkan sonucu kabul etmediğini ifade etti.
LOİZİDU DAVASI
Loizidu davası konusunda da bilgi veren Denktaş, Loizidu'nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) malına gidemediği gerekçesi ile Türkiye aleyhine dava açtığını ve "iyi müdahale edilmediği için" davayı kazandığını kaydetti.
6-7 yıl Türkiye hükümetinin kararı kabul etmediğini ve onların da hiçbir yaptırımda bulunamadığını kaydeden Denktaş, "daha sonra Türkiye'nin başına gelen yeni hükümetin karar sonucunu kabul edip tazminatı ödemesi üzerine kapıların aralandığını ve AİHM'e Rumların yoğun başvurularının başladığını" anlattı.
İSPATI VÜCUTLA HATA BAŞLADI
Orams Davası'nın süreci hakkında da bilgi veren Rauf Denktaş, bir İngiliz kadının kocası ile birlikte eşdeğer sahibinden bir tarla aldığını ve geçmişte bu malın Rum'un olması nedeniyle Rum tarafının Rum mahkemesinde dava açtığını, tebliğ memurunun da kimliğini gizleyerek KKTC'ye geldiğini ve İngiliz kadına aracı olduğunu söyleyip bir kağıt verdiğini ifade etti.
Kadının kağıda baktırdığında dava açıldığını ve ispatı vücut istendiğini gördüğünü ve avukat tuttuğunu belirten Denktaş, kendisinin kadına avukat tutup ispatı vücut etmemesini tavsiye ettiğini, ancak kadının o zaman bunu yapmış olduğunu öğrendiğini söyledi.
"Burada hata başladı. Çünkü AB ülkelerinin herhangi bir mahkemesinde alınan karar, AB ülkelerinin her yerinde uygulanır eğer, tebligat yapılıp dava dinlenmişse" diyen Denktaş, İngiliz kadının o kağıdı yırtıp atıp ispatı vücut etmemesi halinde Orams kararının çıkmamış olacağını söyledi.
"İstinaf mahkemesinde AB'nin Kıbrıs hakkında verdiği karar var. Bu karar; 'Biz Rumları Kıbrıs diye alıyoruz, ama Avrupa yasaları hududa kadar işler, onun ötesinde Kıbrıs Hükümeti'nin iradesi yürümediği için bizim yasalarımız işlemez'dir" diyen Denktaş, Rum tarafının bu nedenle mahkemeden bu konuda AİHM'e danışılmasını istediğini ifade etti.
TAVSİYE KARARI VE MEVCUT ŞANS
Bunun bir tavsiye kararı olduğunu ATAD'ın AB yasasını yorumladığını belirten Rauf Denktaş, bunun şimdi İngiliz mahkemesine gideceğini ve orada bir şans bulunduğunu vurguladı.
Denktaş bu şansı özetle şöyle açıkladı.
"Eğer Türkiye müdahil olur, bizim hükümetimiz de buradan müdahil olmak için müracaat ederse şansımız var. Nedir bizim şansımız. Bunların yasası (AB) der ki, 'Kararlar bütün Avrupa ülkelerinde uygulanır meğerse uygulanacak memleketin siyasetine uymamış olsun'.
Burada bir çıkış yolu var. İngiltere der ki; 'Talat-Hristofyas görüşmelerini destekliyoruz. Kıbrıs sorununun görüşmeler yoluyla halledilmesini istiyoruz.' Siyaseti bu ise Orams davası bu siyaseti kökünden söküp atıyor. Ya Orams davası uygulanacak toprak meselesi bu şekilde halledilecek ya da İngiliz'in görüşme yolu ile bu meseleyi halletme siyaseti ortadan kalkacak İngiliz mahkemesi ne deyecek? Birçok İngiliz'in burada evi, malı, mülkü var. O insanların İngiltere'deki mallarına mülklerine gidip icraya koyup sattırabilirler. İngiliz'in bir siyaseti de vatandaşlarının mallarını, mülklerini ne olursa olsun korumaktır."
Siyasi ve görüşmelerde temel addedilen bir konuyu Rum tarafının, yargıyı kullanarak kendi lehine halletmeye çalıştığını belirten Denktaş, bunun önlenmesi için yapılabilecekler olduğunu söyledi.
"Kendisine görüşmeleri askıya alıp Hristofyas'ı davet etmesini söyledim. Gel mal-mülk meselesini masada konuşup takasla tazminatla halledelim de dedim" diyen Denktaş, masada Loizidu'nun tazminatının kıstas kabul edilebileceğini, Türkler'in Güney'de 103 köy boşalttığı düşünülürse Türk tarafının alacaklı çıkacağını söyledi.
Rauf Denktaş, BM'nin görüşüne uygun olarak Kıbrıs Türkü'ne tapuların verildiğini ve Rum'un hakkını inkar etmediklerini, takas ve tazminatla işi halletmek gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Türkü'nün tapusuna, devletine sahip çıkması halinde onlara hiç bir şey yapılamayacağını, sadece İngilizlerin taciz edilebileceğini kaydeden Denktaş, bunun da inşaat sektörünü geçici olarak etkileyebileceğini söyledi.
Türkiye'deki vatandaşlara seslenen Denktaş, Kıbrıs'ı daha da Türkleştirmek için buradan mal almalarını istedi. KKTC'de yaşayan İngilizlere de seslenen Rauf Denktaş, "bundan sonra kendilerine gelip belge veren kişilerin araba plakalarını polise bildirip yakalatmalarını" talep etti.
starkıbrıs
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.