Akdeniz Narenciye İhracatçılar Birliği Başkanı yeniden Hastürk

Akdeniz Narenciye İhracatçılar Birliği'nin 2. Olağan Genel Kurulu, bugün Güzelyurt Oteli Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.

Genel kurulda tek liste ile gidilen seçimde başkanlığa yeniden Ahmet Hastürk getirildi.

Genel kurulda yönetim kurulu Ahmet Hastürk (Başkan), Gürsel Sekmen (üye), Yaşar Akpolat (üye), Suat Tip (üye), Ahmet Hacışevki (üye) , İzzet Kızıltoprak (üye) ve Güven Tanaydın (üye) oluşurken; denetleme kurulunda Zafer Niyazi, Özdeş Faruk ile Akın Karanfiloğlu; disiplin kurulunda ise Abdullah Cangil ile Hasan Dörtgazi görev yapacak.

Birlikten verilen bilgiye göre, toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Türkay Tokel, Kıbrıs Türk Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Ali Aybar, Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Turgut Akçın, Güzelyurt Lefke Üreticiler Birliği Başkanı Sami Dayıoğlu ve birlik üyeleri katıldı.

Atatürk ve Şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından Zafer Niyazi başkanlığında Divan oluşturuldu. Divanın üyeliklerine ise Özdeş Faruk ve Güven Tanaydın getirildi.

2008-2010 Dönem Başkanı Ahmet Hastürk'ün konuşmasından sonra üretim birlikleri adına Turgut Akçın Genel Kurul'a hitap etti, ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Türkay Tokel bir konuşma yaptı.

TOKEL: "BU ALAN ÜRETİCİ, ÇALIŞAN VE İHRACATÇIDAN OLUŞAN ÜÇ BACAKLI BİR UĞRAŞTIR"

Birlik açıklamasına göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Türkay Tokel yaptığı konuşmada, narenciye sektörünün üretici, çalışan ve ihracatçıdan oluşan üç bacaklı bir uğraş olduğunu vurguladı.

Bakan Tokel, kalite ve rekolte konularında sıkıntı yaşanmasına karşın hükümetin bu alanda bütün muhataplara karşı, gereken sorumluluk anlayışı ile çalıştığını belirtti.

İçinde bulunulan süreçte suyun daha dikkatli kullanılması gerektiğine dikkat çeken Tokel, suyun Türkiye'den gelmesi ile sıkıntıların biteceğini vurguladı.

Hükümetin Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ve Teşvik Primi uygulamalarını devam ettireceğini ve üretici, ihracatçı ve çalışanların sıkıntılarına duyarlı davranmaya devam edeceğini kaydeden Tokel, özellikle bölgede giderek artan Mandora üretiminin ihracatının desteklenmesi için teşvik primi duyarlılığını takip edeceğini belirtti.

Mısır, İsrail, İspanya gibi kalite, verimlilik ve standart açısından ülkemizdeki narenciyenin çok üzerinde bir yere sahip ülkelere rağmen KKTC'nin narenciyesinin ihraç edilmesinin önemli olduğunu ve buna destek olmaya devam edeceklerini ifade eden Tokel, ihracat aşamasında ihracatın aksamaması için özel uygulamalar da yaptıklarını belirtti.

Bakan, bunun karşılığında da bu uygulamayı talep eden ihracatçıların sorumluluklarını yerine getirmelerini beklediklerini, DGD uygulamasının bu haliyle yanlış olduğunu, bunun üretim ve kalite kriterlerini de içermesi gerektiğini kaydetti.

AKÇIN: "ÜRETİCİ VE İHRACATÇI BİRLİKTE ÇALIŞARAK GÜÇ BİRLİĞİ OLUŞTURMALIDIR"

Üretici birlikleri adına konuşan Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Turgut Akçın, üretici ve ihracatçının birlikte çalışarak güç birliği oluşturması gerektiğini söyledi.

Akçın, ürün kalitesinde bir düşüş olmadığını, kalitenin gün geçtikçe daha iyi seviyeye ulaştığını, üründe boy sorunu yaşadıkların belirtti ve her türlü ürün için farklı pazar olanakları yaratılması gerektiğini vurguladı.

Özellikle iç tüketimin 20 bin ton gibi bir rakama ulaştığını, yeni ekilen türlerin iç piyasaya yönelik tüketilebilecek farklı çeşitler doğrultusunda olmasını öneren Akçın, bölgedeki su kaynaklarının yetersiz olmasına rağmen sürekli su şişeleme şirketlerinin bölgenin suyunu taşıdıklarını savundu.

Akçın, su kullanımının toplumsal bir ihtiyaç olduğunu, ancak bölgenin su ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerektiğini kaydetti.

Akçın, elektriğe yüzde 50 oranında indirim yapılmasını, Doğrudan Gelir Desteği uygulamasının zamanında hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade etti.

HASTÜRK: "BİRLİĞİMİZ TÜM KESİMLERLE UYUMLU DAVRANMAYA GAYRET SARFETMEKTEDİR"

Akdeniz Narenciye İhracatçılar Birliği Başkanı Ahmet Hastürk de konuşmasında, birliğin; narenciye üreticisi, ihracatçısı, devlet ve diğer kesimlerle uyumlu davranmaya gayret sarfetmekte olduğunu söyledi.

Girişimlerimiz sonucu çeşitli KDV oranlarının uygun oranlara indirilmesi gerçekleşmiştir. Ancak ürün alımlarında uygulanan yüzde 1'lik KDV'nin mahsubunun yapılamaması bir sorun olarak durmaktadır" diyen Hastürk, iki dönem içinde uygulanan teşvik primlerinin belirlenmesinde birliğin her dönemde hükümet yetkililerine görüşlerini içeren ayrıntılı çalışmalar ilettiğini belirtti ve şunları kaydetti:

"Bu konuda kesintisiz ve süreklilik arzeden görüş alış-verişine ihtiyaç vardır. Mandora ürününe prim verilmemiş olmasının, artan Mandora ürününün pazarlama faaliyetlerini çok zora sokacağı kesindir. Bu konuda yanlıştan vazgeçilmelidir.

Birliğimiz Sanayi ve Ticaret Odası temsiliyetleri, çalıştay toplantısı, Ekonomik Örgütler Platformu, TC Büyükelçiliği ile ikili görüşmeler, TC DTM nezdinde görüşmeler, İran'a direkt ticaret yapılmasında üstlenilen rol gibi çeşitli platformlarda temsiliyet gerçekleştirmektedir.

Özellikle İran'a yapılan direkt ihracat, ülkemiz adına yeni bir kazanım alanı olarak yerini almıştır. İhracat sorunlarının çözümleri, üreticinin sorunları, diğer paydaşların sorunları birliğimiz için çok büyük önem arz etmiş ve bu konularda müdahil olunmuştur."

Konuşmasında özelleştirme konusuna da değinen Hastürk, birliğin hassas bir yaklaşımla yapılan özelleştirme niteliğindeki uygulamaları desteklediğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Ayrıca Cypfruvex'in de artık denge unsuru olmadığını ve piyasa ve pazar bozucu niteliklerinden dolayı devre dışı kalması gerektiği görüşünü benimsemiştir…

Ülkemizde hasadın ve ihracatın yapıldığı dönemlerde büyük bir mesai sorunu yaşanmıştır. Ancak bu yönde sarfedilen gayretlerle bu konuda bölgemizde önemli düzenlemeler yapılmış ve sorunlar azaltılmıştır.

Fabrikalarımızın üretimlerinin ihracat aşamasında iki çıkış limanında kalite ve standardizasyon kontrolleri geçmiş yıllarda büyük sıkıntılar ve yeterince denetim olamamasını getirmiştir.

Geçen yıl yine birliğimizin çabaları üretim bölgelerindeki tarım teftiş servislerinin bu konuda yetkili olmalarına ve fabrikalarda bizzat denetim ve kontrol yapmalarına olanak sağlamıştır."

TAK