Sığınma Evi "gönülle" yürüyor
Sosyal Riskleri Önleme Vakfı'nın (SORÖV) 2011'de hayata geçirdiği Sığınma Evi, vakfın ve gönüllülerin çabalarıyla üç yıldır faaliyetlerini sürdürüyor.
Kıbrıs Postası - Meryem Ekinci
2011'de SORÖV'ün hayat verdiği Sığınma Evi, 2013 sonuna kadar 53 kadın ve 15 çocuğa kapılarını açtı. 2014'ün ilk ayında ise iki kadın Sığınma Evi'ne başvurdu.
Sığınma Evi'nde sözleşme gereği kadınlar ve çocukları en fazla 3 ay kalabiliyor. Ancak Sığınma Evi'ne giderek, sığınma talep eden kadınlar arasında 4 ay kalan da var, 2 gün kalan da.
KKTC'nin tek sığınma evini yaşama geçiren ve gönüllülük esasıyla çalışmalarını sürdüren SORÖV, kadınlara sadece barınacak bir yer değil psikolojik destek veriyor, iş bulmalarına, kendi yaşam stadartlarını yükseltmelerine katkı sağlıyor.
Bir vakfın ve etrafındaki gönüllülerin çalışmaları sonucunda şiddet gören, asgari yaşam standartlarını karşılayamayan kadınların ve çocuklarının geçici olarak yaşadıkları tek Sığınma Evi'ne ise ne devlet ne de Lefkoşa Türk Belediyesi yeterince sahip çıkmıyor.
Bina Sağlık Bakanlığı'nın
Birçok ülkede sığınma evleri ya devlet ya da belediyeler tarafından yaşama geçirilirken, KKTC'de bu konuda tek inisiyatif hala SORÖV'de. Ancak SORÖV'ün 4 farklı sivil toplum örgütüyle birlikte kullandığı bina Sağlık Bakanlığı'na ait ve bakanlık binayı kendi kullanımına alacak.
SORÖV Mütevelli Heyeti Başkanı Hatice Düzgün, Sağlık Bakanlığı yetkililerinden binanın devrinin ne zaman gerçekleşeceği konusunda bir bilgi almadıklarını ve bu konuda bir belirsizlik olduğunu ancak bakanlık yetkililerinin mağduriyet olmayacağı sözünü verdiklerini kaydetti.
Çalışma Bakanlığı Sığınma Evi çalışması başlattı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileriyle de Sığınma Evi konusunda görüştüklerini ifade eden Hatice Düzgün, yetkililerden oluşturulması planlanan Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri (ŞÖDAM) kapsamında bir sığınma evinin yaşama geçirileceği bilgisi aldıklarını belirtti. Bakanlık yetkililerinin şu an faaliyete olan Sığınma Evi'nin acil durumlar için bir sığınma evi olması talebinde bulunduklarını ifade eden Düzgün, hayata geçirilmesi planlanan devlet yönetimindeki sığınma evi konusunda ise yer arayışının sürdüğü bilgisi edindiklerinin altını çizdi.
Çalışma Bakanlığı yetkililerinin SORÖV'den sığınma evinde kalacak kadınlar için psikolojik destek ve sosyal faaliyetler gibi konularda hizmet alımı talebinde bulunduklarını da vurgulayan Düzgün, bu konuda SORÖV Mütevelli Heyeti'nin onay verdiğini söyledi.
Kadınların 4'te 3'ü devlet ve polis tarafından yönlendiriliyor
Sığınma Evi'nin genel durumu ve SORÖV'ün gönüllü yürüttüğü çalışmalar, finansal kaynaklar, özellikle üniversite öğrencilerinin gönüllü desteği ve diğer konularda da değerlendirme yapan Düzgün, Sığınma Evi'ne yönlendirilen kadınların 4'te 1'inin polis tarafından, 4'te 2'sinin Sosyal Hizmetler Dairesi tarafından Sığınma Evi'ne yönlendirildiklerini, geriye kalan 4'te 1 oranındaki kadının da doğrudan kendisinin SORÖV'e başvurduğını kaydetti.
Sığınma Evi'ne başvuran ve yönlendirilen kadınların uyrukları konusunda da bilgi veren Düzgün, kadınların 4'te 1'inin KKTC vatandaşı, 4'te 2'sinin hem KKTC hem de TC vatandaşı, geriye kalan 4'te 1'inin de burada evlilik nedeniyle bulunan ve çoğunlukla Moldovya uyruklu kadınlardan oluştuğunu vurguladı.
Başvuran erkekler de var
Düzgün, SORÖV'e ve Sığınma Evi'ne başvuran kişilere psikolojik destek verildiğinin, sosyal hayatlarının iyileştirilmesine çalışıldığının ve daha sonrası için iş bulabilmeleri konusunda dayanışıldığının altını çizerek, Sığınma Evi'ne sadece kadınların ve çocuklarının değil, asgari yaşam düzeyine sahip olmayan erkeklerin de zaman zaman başvurduğunu, 37 kadına da vakıf tarafından iş ve temel ihtiyaç desteği sağlanmaya çalışıldığını vurguladı.
Özellikle kriminal suçlar nedeniyle hapis cezası alan, mahkumiyet süresi sonunda da iş bulmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan gençlere yeterli desteğin verilmediğini söyleyen Düzgün, geçtiğimiz ay Sığınma Evi'ne işsizlik nedeniyle sokakta yaşamak zorunda kalan ve eski bir mahkum olan genç bir erkeğin geldiğini, Sığınma Evi'nde o sürede kalan kadın olmaması nedeniyle de bir süre kaldığını söyledi.
Düzgün söz konusu genç erkeğin, eve kadınların gelmesinin ardından, Sığınma Evi'nin sadece kadınlar ve çocukları için düzenlenmesi nedeniyle, kendisine sağlanan yeni bir ortama gitmek zorunda kaldığını da sözlerine ekledi.
Sığınma Evi'ne başvuran kadınlarla 3 aylık sözleşmeler yapıldığını, ancak bu süreden önce ve sonra Sığınma Evi'nden ayrılan kadınların da olduğunu vurgulayan Düzgün, vakıf gönüllülerin evden ayrılan kadınların takibini yapmaya çalıştıklarını da belirtti.
En büyük destek gönüllülerden
Düzgün, Sığınma Evi ve SORÖV'ün çalışmalarında en büyük desteğin gönüllülerden geldiğine işaret ederek, özellikle bu konuda üniversite öğrencilerinin katkısından bahsetti.
SORÖV'ün 37 kadına iş bulmaları ve temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda destek vermeye çalıştığını anımsatan ve kadınlara hem hazır yiyecek hem de temel besin maddeleri konusunda özellikle Merit Otel ile Eziç Restorant'ın destek verdiğini vurgulayan Düzgün, LTB'nin ise Pazar günleri kurulan Pazar yerinde SORÖV'e ücretsiz bir yer tahsis ettiğini ve burada da gönüllü üniversite öğrencilerinin ürün satışı yaparak vakfa destek sağladığını vurguladı.
Sığınma Evi'ne de yine Merit Otel ile Eziç Restorant'ın yiyecek desteği verildiğinin altını çizen Düzgün, zaman zaman SOS Çocukköyü'nden kuru yiyecek katkısı sağlandığını, Sosyal Hizmetler'e bağlı Lefkoşa Çocuk Yuvası'ndan da Sığınma Evi'ne gelen kadınlara ilk gün için yiyecek desteği verildiğini ifade etti.
Güvenlik sıkıntısı
Düzgün, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Hasan Alicik'in 27 Ocak'ta yaptığı, polisin gece kulübü ve benzeri eğlence yerlerine ilgili yasaya uygun olarak yaptığı düzenli ihbarların ardından, mahkeme süresince işletmecilerin gösterdiği yerlerde kalmayı sürdüren konsomatrislerin istismarının önlenmesi amacıyla Sığınma Evi'nde kalmaları için çalışma başlattıkları yönündeki açıklamasını da değerlendirdi.
Bu konuda tek Sığınma Evi faaliyetini sürdüren SORÖV'e İçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkilinin başvurmadığını ve bu yönde bir görüşme yapılmadığını vurgulayan Düzgün, güvenliği yine gönüllü olarak özel bir güvenlik şirketinin kurduğu sistemle sağlanan Sığınma Evi'nde konsomatris kadınların kalmaları yönünde yaklaşık 3 hafta önce yapılan bir başvurunun ise hem güvenlik hem de eleman sıkıntısı nedeniyle SORÖV Mütevelli Heyeti tarafından reddedildiğini bildirdi.
Bu konuya açıklık getiren Düzgün, ülkeye konsomatris olarak çalışmak amacıyla izinle getirilen kadınlara ulaşabilmek ve iletişim kurmak açısından dil sorunu yaşadıklarının altını çizerek, "Kadınlara rehberlik yapacak, destek olacak dil bilen çok fazla gönüllü yok" dedi.
Mahkeme sürecinin de yaklaşık bir yıl sürdüğünü belirten Düzgün, "Mahkeme süreci bir yıl sürüyormuş. Bir yıl sığınma evi için çok uzun bir süre. Böyle bir olanağımız yok. Kadınlara sadece barınma değil sosyal hayat ve iş olanakları da sağlamak gerekiyor. Bunları sağlayamayacağımızı düşündük. Bu insanları mahkemeye götürülürken nasıl koruyacağız? Kadın sığınma evinde onları koruyan biri yok, sadece kamera ve acil yardım butonumuz var" şeklinde konuştu.
Düzgün bu konuda Güney Kıbrıs'tan da örnek vererek, seks işçisi olarak çalışan kadınların sığınma evlerinden farklı merkezlerde kaldıklarını vurguladı ve KKTC'de de bu yönde bir çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.