Dipkarpaz'daki Altın Kum'un bakir doğasını bozacağından endişe duyuyor

Elde edilen bilgilere göre yaklaşık seksen bin kişinin katılacağı festival hakkında tepkilerini seslendiren bazı sivil toplum örgüt temsilcileri, 'İtirazlarının etkinliğe değil yapılacağı yere' olduğunu söyledi. Çevreciler, etkinliğe katılacak kalabalaığın Altın Kum'un bakir doğasını bozacağından endişe duyuyor.

Festival hazırlıklarını sürdüren organizatör şirket şimdiden reklamlarını yapmaya başladı. Festival için konaklama yerleri ve ücretlerini de belirten şirketin internet üzerinden de bilet satışına başladığı öğrenildi. Telaffuz edilen rakamlara göre 50-80 bin civarında katılımcının bölgede festivale katılmak için geleceği söyleniyor. Ancak festival organizasyonu ile ilgili yetkililerle yapılan protokolün içeriği konusunda kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmaması, sivil toplum örgütlerinin endişelerini artırıyor. Sivil toplum örgütleri, bu güne kadar korunan ve kirlenmemiş bir bölge olan ve Bakanlar Kurulu tarafından "Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edilen bir bölgeye böylesine büyük bir organizasyon için nasıl izin verildiği sorgulanmakta. Sivil toplum örgütlerinin ısrarla festivale karşı olmadıkları ancak seçilen yerin koruma bölgesi olması dolayısıyla yer seçiminin yanlış yapıldığı konusunda tepkilerini dile getirmektedirler. Star Kıbrıs'a konuşan sivil toplum örgütü temsilcileri yol yakınken festival yerinin değiştirilmesi gerektiğine işaret ettiler.

Doğan Sahir ( Yeşil Barış Hareketi): Karpaz'ın kendine has bir dokusu vardır, burada kumullar, bitki örtüsü ve bölgede yaşayan canlılar yapılacak bu festivalden büyük zarar görecektir. Diğer canlılar gibi caretta-caretta cinsi kaplumbağaların yaşam alanı olan kumullar üzerinde yapılacak festival hazırlıkları bu canlıların yumurtadan çıkma dönemi içerisinde de olacağıiçin tehlike arz edecektir. Bu tür organizasyonlar bölge halkının düzeyi ve ahlaki anlayışları ile uyuşmayan insan gurubunun burada konaklaması bir tehdittir. En önemlisi devlet tarafından Özel Çevre Koruma Bölgesi olan bir alanın bu iş için feda edilmesi ve yasaların çiğnenmesi kabul edilemez.

Ayşe Dönmezer (KITOB Koordinatörü-Eski Turizm ve Kültür Bakanı): Öncelikle Karpaz Altın Sahil bölgesinde düzenlenecek bu festival öncesinde gelir getirme beklentisiyle daha şimdiden çarpık yapılaşma başlamıştır. Festival süresinde daha fazla gelir elde etme düşüncesiyle kontrolsüz baraka tarzı yapılar yapılmaktadır. Bu bölgenin özel koruma bölge olduğu için alt yapı gibi bir hazırlığı olmadığından bu tür organizasyonu kaldırabilecek güçte değildir. Bu nedenle bu tarz organizasyonların değişik ülkelerde gerçekleşmesi sonrasında fiyaskolarla sonuçlanmıştır, Amerika'da yapılan bunun kötü bir örneğini teşkil eder. Bizim öneri olarak düşüncemiz bu organizasyonun daha uygun bir yere kaldırılmasıdır.

Hasan Sarpten (Biyologlar Derneği başkanı): Karpaz'da devlet otoritesinin olmadığı bir ortamda böylesine büyük ve sınırsız bir festivalin bölgeye vereceği zarar çok ağır olacaktır. Festival daha başlamadan şimdiden çevreye verilen zararlar artmıştır. Devletin gücü burada telafisi mümkün olamayacak bir zararı önlemeye de gücü yetmeyecektir. Festivalin daha farklı bir bölgeye kaydırılması daha uygun olacaktır.

Kenan Atakol (ÇEKOVA Mütevelli heyeti Başk.): Karpaz Milli Parkında 30-50 bin kişilik rock konseri düzenlenmesine şiddetle karşıdır. Böyle bir olayın Milli Parkta gerçekleşmesi demek, Milli Park'ın yok edilmesi ve gözden çıkarılması demektir. Yani KKTC'nin büyük bir zenginliği ebediyen yok edilecektir. Böyle bir olay KKTC'nin geleceğini köreltecektir. Bu resmen bir cinayettir. Bu cinayete DUR demesi gereken siyasileri toplum hiçbir zaman affetmeyecektir. Siyasiler geç olmadan böyle bir olaya izin verilmeyeceğini açık ve net bir şekilde ortaya koymalıdırlar.

Haluk Doğandor - Star Kıbrıs