KKTC nihayet petrol konusunu konuşabildi

Aylardan beri yazılıp çizilmekte,Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti ciddi adımlar atmakta,komşu ülkelerle anlaşma yaptığını iddia etmekte,sonuçta kendi ekonomik bölgesi kabul ettiği denizlerde petrol ve doğal gaz arama anlaşması yapmakta ve bunu sürdüreceğini ilân etmekte idi.

Nerede ise ABD ve Israil'in arkasına saklanarak bu işleri ileri götüreceği hesabını yapmakta idi.

Hristofyas'ın Moskova Kulübü üyeliğini de kullanarak Rusya cephesinin desteğini de arkasında hissettiğini göstermekte idi.

KKTC ve Türkiye basınında bu konu ile ilgili yığınla yazı yayınlandı. Ancak KKTC yetkililerini harekete geçirmek için kırk katır ve satır gerekti!

Dünkü gazetelerde değerli görüşmeci Kudret Özersay'ın bu konudaki uzun ve doyurucu açıklaması yayınlandı.İlginç olan tek cümleyi seçtim:

"Böyle giderse hesaplaşmamız gerekebilir!"…

İşte benim işitmek istediğim budur.Savaş tamtamı çalmak değil,hakkını aramakta kararlı olduğunu karşı tarafa da göstermek de önemlidir.

Eski Rum Dışişleri Bakanı Rolandis'in bile teslim ettiğini KKTC de artık ortaya sürmeli idi.

Bu çıkış, anında,yerinde ve etkili oldu.Hele bunu Kudret Özersay'ın yapması,açıklamayı dört dörtlük şekle sokup sunması kutlanacak bir tutumdur.

Şimdi Markulli düşünsün…

Özersay KKTC kanadı olarak şöyle özetleyeceğim bir açıklama yaptı:

1."Herşeyden önce Kıbrıs Türk tarafının karşılıklılık temelinde Rum Yönetimi tarafından atılacak adımlara benzer,eşdeğerde adımları atması söz konusudur.Rum tarafı Kıbrısa'ın Güneyinde doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerini askıya almadığı takdirde Kıbrıs Türtk tarafı da anlaşmalar yaparak adanın deniz alanlarında petrol ve doğaz gaz aramaya başlayacaktır."(İşte benim aylardan beri işitmek istediğim budur).

2."Kıbrıs Türk tarafının tavrı nettir.Kıbrıs Türk tarafının iradesinin tahakküm altına konulmak istendiği,ancak buna izin vermeyeceğimiz bilinmelidir.Rum tarafı müzakerelere rağmen adanın geleceğini ve egemenliğini tahakküm altına koyacak adımları atmakta kararlıysa, gerek petrol ve doğalgaz konusunda gerekse bugüne değin yapmaktan kaçındığımız bazı başka konularda bizim de adımlar atacağımızı herkes bilmelidir.Kıbrıs Türk tarafının bu konularda dikkate alınması gereken bir aktör olduğu gerçeğini herkes anlamak zorundadır"

Aynı anda Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nde yetkililer ne ahkâm kesiyorlardı?

Rum haber kaynakları Rum yetkililerin, "sondaj çalışmalarından vazgeçilmeyeceği" ve "konu hakkında BM ile AB nezdinde girişimlerin yoğunlaştırılacağı" şeklindeki açıklamalarına geniş yer ayırdılar.

Habere göre, Güney Kıbrıs ile Yunanistan'ın Türkiye'nin olası tepkisiyle oluşacak bir kriz karşısında alarm durumunda bulunduğu ve bu tür bir krizi göğüslemek konusunda kağıt üzerinde çalışmalar yaptığı şeklindeki bilgilerin sorulması üzerine Markulli, "Herhangi bir şeyi göz ardı etmiyoruz ancak Türkiye'nin Amerikan şirketiyle uğraşması söz konusu olamaz" dedi.

Bu durumda Hristofyas'ın Dışişleri Bakanı Markulli yine Amerikan kalkanının ardına saklanacağını umut olarak ortaya sürdü.

Ama bunu ABD makamlarına teyit ettiremedi.Tıpkı 1974'deki gibi Rum ve Yunan halklarını aldatmaya yönelik gösteri söz konusudur.1974'de ne Altıncı Filo ne de Yunan donanması etrafta görünmemişti.

Markulli, "Türkiye'nin kazıları yapmakla yükümlü Amerikan şirketiyle uğraşması ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını uygulamasını engellemek amacıyla uç noktalara varması ihtimalinin uzak olduğunu" ileri sürdü.Markulli, Türkiye'nin verdiği tepki karşısında kendilerinin de gerek BM gerekse AB çerçevesindeki girişimlerinin yoğunlaşacağını, BM Genel Kurulu ile AB Dışişleri Bakanları toplantısında konuyu gündeme taşıyacağını açıkladı.

Tablo bu.Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti, Israil'le kaş göz işareti yapmaktadır.Amerikan Şirketi ile de arama ve çıkarma anlaşması yaptı.Türkiye ve KKTC gereken ihtarı yaptı.Bunun yanıtlanması iki yolla olabilir:

1.Noble Energy'e ihtar ederek yasa dışı yollara başvurmaması istenerek gerekirse müdahale edileceği bildirilir.

2.KKTC de TPAO ile Türkiye-KKTC arasında petrol ve gaz arama ve çıkarma anlaşması yaparak işin başlatılması sağlanır.Çünkü söz konusu deniz bir iç denizdir ve üçüncü ülke çıkarı söz konusu değildir.