90’lar, konser ve hatırlattıkları
1990 ile 1999 yılları arasındaki 10 yıl dünyamızı değiştiren olaylar yaşadığımız yıllar oldu.
Sovyetler Birliğinin çöküşü, soğuk savaşın sonu ile bozulan dengelerden yararlanan Amerika Birleşik Devletleri çoktandır plânladığı “dünyanın polisi” rolüne soyundu bu yıllarda.
ABD ve müttefiklerinin dünya petrollerini kontrol etmek için başlattıkları savaşlar batıya karşı dünya çapında bir antipati yaratarak ABD ve Avrupa’da terörist saldırıların düzenlendiği yıllar olarak tarihe geçti 90’lar.
İki çağın başladığı yıllar olarak da çok önemli 10 yıl oldu bu yıllar. “Information Superhighyway” olarak bilinen İnternet çağı ve Nisan 1990 yılında uzaya fırlatılan Hubble Teleskopu ile hız alan uzay çağı.
Dünyamız Afrika’da (Ruanda, Kongo, Somali), Avrupa’da (Yugoslavya, Kuzey İrlanda), Ortadoğu’da (Irak, Afganistan, Filistin) savaşlara, çatışmalara şahit oldu. Çocuklar dahil, milyonlarca insan yaşamlarını yitirdi.
Bu on yıl içerisinde dünyamızın nüfusu 5.3 milyardan 6.1 milyara yükseldi.
Türkiye için de 90’lı yıllar çok güç yıllar oldu. Ülke, suikastların art arda işlendiği yıllara şahit oldu. Uğur Mumcu 1993 yılında kalleşçe katledildi. Aynı yıl gözü dönmüş radikal İslamcı bir grup Madımak Oteli yakarak çoğu Alevi 33 şair, yazar ve düşünürü hunharca katletti. Kasım 1996 tarihindeki Susurluk kazası “derin devlet” in varlığının ispatı oldu.
***
Türkiye halkının bu güç yıllarda morale ihtiyacı vardı. Moral kaynağını müzik oluşturdu. Adeta bir pop patlaması yaşandı o yıllarda Türkiye’de. Türk pop müziği türünde müzik icra eden sanatçıların yığınlarca albümleri kederi dağıtan, neşe saçan ritimleri ile şiddetten bunalan halk için büyük bir moral kaynağı oldu.
90li yıllardaki Türkiye yaz tatillerimiz, Sezen Aksu, Sertap Erener Mustafa Sandal, Burak Kut, Çelik, Yonca Evcimik gibi sanatçıların neşeli şarkılarını dinleyerek neşe içinde geçerdi. Kaldığımız otellerin havuz başlarında, taksilerde, dolmuşlarda, marketlerde hep bu sanatçıların şarkıları idi dinlenen, dillerde dolaşan.
O zamanlar 33’lük, 45’lik plâkların yerini alan kasetler hakimdi müzik piyasasına. 2000’li yıllara gelinceye kadar ve CD’ler hakimiyeti ele alana kadar da bu böyle devam etti. Tatilden bir çanta kaset alır İngiltere’ye taşırdık.
Geçtiğimiz cumartesi gecesi beni o güzelim yıllara götüren muhteşem bir gece yaşadım Rainbow Events’in yöneticileri çok değerli arkadaşlarım sayesinde.
Wood Green Dominion Centre 90’ların ikonik pop sanatçıları Yonca Evcimik, Mansur Ark, Çelik ve Burak Kut’un 3 saat süren coşkulu konseri ile coştuk o akşam. O güzel tatil yıllarımı anımsadım ve tüm gece dudaklarıma yayılan gülümseme silinmedi.
90’lı yıllar beni 30’larımın sonlarına doğru yakalamıştı. Ne kadar da sanat müziği, özgün müzik ve türkü türlerine daha çok rağbet etmeye başlamışsam da pop müziği sevdam hala taptaze idi o yıllar.
Önce Yonca Evcimik cıvıl cıvıl haliyle sahneye fırlayıp o yılların hafızalardan silinmeyen şarkılarını seslendirdi. Salon “Aboneyim, abone” sesleriyle inledi. Gerek onun gerekse ondan sonra sahne alan Mansur Ark, Çelik ve Burak Kut’un enerjilerine, sahne performanslarına hayran olmamak elde değildi.
Konser salonu her yaştan müzik sevdalısı ile doluydu. Ama beni en çok şaşırtan şey, özellikle gençlerin dahi sanatçıların her şarkısına eşlik etmeleri oldu. Hatta Çelik sahne alınca bu konuda bir espri de yaptı. Konsere kimlerin davet edileceği konuşulurken organizatörlerden birisi “Çelik yaşlandı, onu kimse hatırlamayacak” demiş. Çelik bu şahısla ilk okuduğu 3 şarkıya salonu dolduranlar eşlik edecek diye bahse girmiş. Tabii “Sen Yoluna, Ben yoluma”, “Öyle Geçer zaman ki” ve “Hercai” şarkılarına salondakiler haykırarak eşlik edince Çelik bahsi kazanmış oldu.
Burak Kut’un “Benimle Oynama” şarkısı çıktığında kızım 13’ünde idi. Kararsız bir çocuktu. Bazen ona “benimle oynama haa!” diye kızardım. O ise hınzırca işaret parmağını bana sallayarak, “söyledim sana…” diye popüler şarkıyı söylemeye başlardı. O günleri hatırlattım ona konser salonunda.
“90’lar Music Fest” her şeyiyle mükemmel bir organizasyon idi. “Rainbow Events” elemanları Naime, Kemal ve Şeniz arkadaşlarımı ve etkinliğe katkı koyan tüm kişileri ve tabii 4 sanatçıyı, DJ Jelil, DJ Ayça Atalay, DJ Hakan Küfündür’ü tebrik eder, bu güzelliği bize yaşattıkları için onlara teşekkür ederim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.