Bale gudalya, bale gudalya

Yayın Tarihi: 26/01/25 10:36
okuma süresi: 5 dak.

Bu haftaki makalemin başlığı “Bale gudalya” aynı hamam aynı tas, değişen bir şey yok anlamındadır. Bu sözün ilginç bir hikayesi var. Artun Gökşan Lurucinalı dostum anlatmıştı. Başka bir yazımda aktaracağım.

Geçtiğimiz hafta Londra’da çok aktif bir hafta oldu. Üç çok önemli etkinlik, bir de KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in ziyaretine şahit olduk. Maalesef ben üç önemli etkinliğin sadece birine katılabildim. Diğerine katılma niyetim hiç yoktu zaten.

Neydi o üç önemli etkinlik? Kıbrıs ile ilgili iki film gösterimi ve King’s College’de akademisyenler tarafından düzenlenen konferans dizisi. Bunlara önümüzdeki hafta detaylı olarak değineceğim. Bu yazımda birçoklarımıza “bale gudalya” dedirten önemsiz, anlamsız etkinliğe değinmek istedim.

Yılllardan beridir KKTC Cumhurbaşkanları, Başbakanları, Bakanları, Milletvekilleri İngiltere’de, daha doğrusu Londra’da yaşayan biz Kıbrıslı Türklerle buluşmak için teşrif buyururlar. Son zamanlarda bu ziyaretlerin halka açık konferanslar şeklinde değil de yemeli, içmeli resepsiyon olarak düzenlenmesi dikkat çekicidir. Çünkü gördüler ki klişeleşmiş sloganlar içeren nutuklarını dinlemeye artık halk rağbet etmiyor. Ama yemeli içmeli resepsiyonlar halâ cazibesini kaybetmedi! Siyasiler kürsüye çıkıp konuştuklarında herkes kendi sohbetine devam eder.

Birkaç arkadaş bana Üstel’in resepsiyonuna katılacak mıyım diye sorduğunda cevap bile vermeye gerek duymadan yanından ayrıldım. Bir diğeri, “Ben çoktandır görmediğim dostlarla buluşmak için gideceğim” dedi. Bir başka arkadaşım, “Gel yahu, biraz gülüp alem yaparık” dedi. Doğrusu bunu cazip buldum. Bir ara, gidip yeni bir “Hüso Dayı” skeci için malzeme toplayabilirim diye düşündüm ama sonradan vazgeçtim. Gitseydim kesin asabım bozulacaktı.

Yıllardan beri değişik parti Cumhurbaşkanları ve diğer bakanlar çektikleri nutuklarda İngiltere ve Kıbrıs’ta yaşayan halkımızın bir elmanın iki yarısı olduğu ifade edip durmaktadırlar. Ancak yıllar geçtikçe ilişkiler düzeleceğine bozulmaktadır. Öyle ki bu ülkede yaşayan Kıbrıslı Türkler için Kıbrıs konusu gündemlerinin oldukça aşağısına inmiş bulunmaktadır. Çünkü siyasetçiler bol keseden verdikleri sözleri yerine getirmekten aciz kalmışlardır. Örneğin halâ askerlik sorunu yüzünden Ercan hava limanında, sınır kapılarında tutuklanan ve geri uçuş yapamayan gençlere şahit olmaktayız.

İngiltere ile KKKTC arasındaki ulaşım sorunu halâ sürüp gitmekte. Bu konuda Limasollular Derneği Başkanı Sayın Arife Retvan’ın Başbakana yönelttiği sorunun gecenin en çok alkış toplayan sorusu olduğunu öğrendim. Şöyle demiş Arife Hanım: ”Devamlı köprü kurmaktan bahsediyordunuz ama biz bir türlü o köprünün üzerinde yürüyemedik. Hep altından gidiyoruz”! Bundan daha anlamlı bir ifade olamazdı.

Resepsiyon ile ilgili yerel basın ve KKTC basın haberlerinde yayınlanan çarpıcı bir fotoğraf Başbakan’ı kalabalık bir grup gencin arasında gösteriyor. Gören de Üstel’in gençler arasında çok popüler bir figür olduğunu sanacak. Gerçek şu ki görüntülenen gençlerin çoğu sırf o fotoğraf için salona getirilmişlerdi. Çünkü o çekimden sonra birkaç kişi bana gençlerin salondan ayrıldığını söyledi. Üstelin konuşması esnasında gençler salonda yokmuş! Gençlerin bu şekilde kullanılışı üzücü olduğu kadar ne yazık ki ahlâki değerlerle bağdaşmayan bir davranıştır.

Başbakan Üstel’in ziyareti ile ilgili sosyal medya paylaşımlarının altında KKTC’dekilerin “Londrez” olarak aşağıladıkları insanlar için hakaret dolu yorumlar okuyoruz. Üstel’e KKTC’de yaşanan yolsuzlukların neden sorulmadığı sorgulanıyor. Gerçek şu ki orada yaşanan şeylerden ezici çoğunluğun ne haberi var ne de ilgilenme isteği. Herkes kendi sorunları ile uğraşmakta. Umurlarında bile değil. Doğrusu da budur. Diasporada yaşayan halkların önceliği bulundukları ülkelerdeki konumlarını geliştirmek olmalıdır. Tabii bu geldikleri ülkelere karşı tamamen kayıtsız oldukları demek değildir. Bizim Kıbrıs için yapmamız gereken en önemli şey, Kıbrıs’ta çözüm ve barışın sağlanması için yapılan girişimlere destek vermek olmalıdır. KKTC’de süregelen skandalları, yolsuzlukları sorgulamak, bunlara karşı aktif olarak mücadele vermek, cesurca mücadele verenleri desteklemek, orada yaşayan halkın sorumluluğudur.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları