Popülist siyasilerin STÖ’lere sağladığı ayrıcalık ve haklar

Yayın Tarihi: 04/04/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Tüm kuruluşlara siyaset karışan, partizanlığın ve ideolojik saplantıların sarmalında olan, siyasi baskı aracı olarak kullanılmak amacı ile yayıncılık yapılan, yoğun 5.kol faaliyetleri ile iç ve dış düşmanlar tarafından yıkılmağa çalışılan, yasalara uyulmamasına ses çıkarılmayan, yıkıcı faaliyetler karşısında yasal işlem yapılmayan, yabancı misyonerlerin istediği şekilde hareket edebildiği ve atanmış -seçilmiş yetkililerin sırf makamlarda rahatsız edilmemek için demokratlık taslayarak olumsuzluklara seyirci kaldığı bir ülkede, hükümet dışı kuruluşlara olağanüstü hak ve ayrıcalıklar tanınması sakıncalı ve tehlikelidir.

Batılı emperyalistlerin, güdümleri altına almak istedikleri ülkelerde, çeşitli yöntemlerle Sivil Toplum Örgütlerini Truva atı olarak kullandığı inkâr edilemeyen bir gerçektir.

KKTC’de Annan planı referandumu döneminde yaşanan olaylar ve daha sonra yapılan itiraflar; dış düşmanların kurban hedef olarak seçtikleri ülkelerde neler yaptıklarını ortaya koymaktadır.

Yaşam- ölüm mücadelesi verilen Covid pandemi döneminde, anavatanın acilen ihtiyacımızı karşılayabilecek sağlık ocağı ve cumhurbaşkanlığı binası yapılmasını engelleme çabaları, popülist siyasilerin sivil toplum kuruluşlarına özel hak ve ayrıcalıklar tanınmasının ve devlet yetkilerinden bir kısmını vermesinin ne kadar yanlış olabileceğini ortaya koymuştur.

Ülkemizde, federasyoncuların iktidarda olduğu dönemlerde hiçbir olumsuzluğa ses çıkarmayan ve eylem yapmayan STÖ’lerin, ulusalcı kesim döneminde yerli- yersiz grevlerle günlük yaşamı sekteye uğrattığı herkes tarafından bilinmektedir;

Bazı STÖ yetkilileri; kuruluş tüzüklerine aykırı olarak ve üyelerinin çeşitli siyasi ideolojik tercihleri olabileceğini dikkate alamadan, kişisel siyasi-ideolojik tercihleri doğrultusunda eylem ve açıklamalar yapmaktadır siyasi açıklamalar yapmaktadır;

Bazı STÖ yetkilileri ise, kendilerinin görüşlerinde olmayan iktidarların atacağı her adımı, siyasi-ideolojik nedenlerle, kötülemekte ve engellemeye çalışmaktadır;

Bazı STÖ’ temsilcileri, henüz ateşkes durumunda olduğumuz güneydeki yönetimle içli dışlı olup, bizi yok etmek amacında olan, Yunanistan’ın güneye giden başbakanlarını ziyaret etmektedir;

Her şeyden önce, gönüllülük esasına göre çalışan, yönetim kurulları her yıl değişen

STÖ’ne resmi ayrıcalık, devlet yetkisi, sorumluluk ve hak tanınması isabetli olamaz .Çünkü bir olumsuzluk ortaya çıkması halinde, hesap verecek muhatap bulunmayacak;

Örneğin inşaat projelerinin vize ettirilmesi zorunluluğu zaman ve para kaybına sebep olmaktadır. Çünkü, inşaat projeleri zaten belediyelerin mühendisleri ve mimarları tarafından gözden geçirilmektedir. Ayrıca, olası olumsuzluktan projeyi hazırlayan mühendis ve mimar sorumludur.

Hele vakıflardan tescil edildikleri Evkaf dairesi tarafından yıllık gelirleri üzerinden bir miktar harç alınmasına karşın, diğer STÖ’lerden vergi alınmaması düşündürücüdür.

Öte yandan sadece grev hakkına sahip olan sendikaların yönetim kuruluna ödenekli izin verilmesi ve diğer STÖ yönetim kurullarına ödenekli izin verilmemesi, ayrıca özel sektörden sadece medya çalışanlarının sosyal sigorta primlerinin devlet bütçesinden ödenmesi, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırıdır.

Ayrıca, yasal düzenleme ile STÖ’lere üyeliğin zorunlu kılınması doğru değildir. Çünkü, bireylerin örgütlenme özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan hakları Sözleşmesinin 11. Maddesinde, herkesin örgütlenme hakkı yanında, örgütlere katılmama, yani üye olmama hakkı da tanınır. (AİHM’nin Sigurdur A.Sigurjonsson/İslanda)

Kişisel görüşüme göre, yaşanan deneyimler, artık siyasilerin geçmişte STÖ’lerle ilgili yaptıkları hataları gözden geçirmeli ve düzeltmelidir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.