Olası federasyonun sonucu belli değil mi?
‘Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bilir.’ atasözünde ifade edildiği gibi, olası federal çözümden sonra başımıza neler geleceğini peşinen dikkate almamız gerekir.
Her şeyden önce Kıbrıs davası, ideolojik saplantılara, dayanaksız T.C. fobisine, kişisel çıkar beklentilerine feda edilemeyecek kadar, olağanüstü önemli ve yaşamsal bir konudur.
Rum ve emperyalist ülkelerin, sırf anavatanı doğu Akdeniz’den dışlamak amacı ile, ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanmak üzere, federasyonu dayattığını beleklerdeki çocuklar bile bilmektedir.
Olası federasyondan sonra, halkımızın şimdiki düzenini ve yaşamını sürdürebileceğini düşünenler, hayal aleminde yaşamaktadır.
Kuşkusuz dünyada tek dayanağımız anavatanı karşılarına almak pahasına, ulusal tezimiz olan iki devletli çözüm yerine, bizi ezeli düşman gören Rum ve emperyalistlerin safında yer alarak federal çözümü savunanların, görüşlerini değiştirmelerine yardımcı olmamız oldukça zordur.
Çünkü federasyoncular 1960-63 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde yaşanan çok ciddi sorunları öğrenmek zahmetine katlanmak yerine, ideolojik saplantılarla hareket etmeyi tercih etmektedir.
Fakat, profesyonelce propaganda ve beyin yıkama faaliyetleri sonucu, federal çözümü benimsemesi sağlanan vatandaşlarımıza, gerçekleri hatırlatmakta yarar görmekteyim.
Bir tür federasyon olan Kıbrıs cumhuriyeti döneminde, Rumların bizimle yönetimde ortaklık kurmayı içlerine sindiremediği kanıtlanmadı mı?
1963’te Rumların bizi ortaklıktan atmasına ve mağdur etmesine rağmen, halen içimizdeki bazı siyasilerle görüşmekte olan AKEL ve batılı emperyalistler bize yardım etti mi?
1974 Barış harekâtı gerçekleştirilmemiş olsaydı, Girit’teki soydaşlarımızın kaderini paylaşmayacak mıydık?
ABD’nin, batılı emperyalist devletlerin ve Rusya’nın her koşulda kendilerini desteklediğini bilen Yunanistan ve Rumların, Megalo İdea ve Kıbrıs’ı ilhak hedefinden vazgeçtiğini ve/veya vazgeçeceğini kabul etmemizi haklı gösterecek bir neden var mı?
Ulusal liderimiz Denktaş’ı bütün dünyaya çözümü istememekle haksızca suçlayan ve can alıcı ödünler veren iki federasyoncu KKTC cumhurbaşkanı, kabul ettiği ödünlere rağmen neden Rum’u federasyona razı edemedi?
Müzakerelerde, Rum’un yönetim gücünü bizimle paylaşmayı aklının ucundan bile geçirmediği anlaşılmadı mı?
Olası federal çözümden sonra anavatan ordusunun uzaklaştırılması durumunda, Rumların halen İsrail’in Gazze’de yaptığı gibi bize saldıracağını; batılı emperyalistlerin de, anavatanın gelip bizi kurtarmasını engelleyeceğini bilmek için kahin olmak mı lazım?
Olası federal anlaşmadan sonra 1974’ten önce kuzeyde yaşayan Rumlar, Rum polisi ve askeri ile taşınmazlarında yaşayan Türkleri zorla çıkarmayacak mı?
Olası federal çözümden sonra, can ve mal güvenliğimizin risk altında ve Rum’un insafı oranında olacağı belli değil mi?
Malum siyasilere inanarak federal çözümü destekleyen memur, emekli v.s, çözümden sonra devletten maaş alabilecekler mi?
2004 Annan referandumunda bize verilen sözleri tutmayan, aksine bizi ambargolarla cezalandırmayı sürdüren, Gazze’de İsrail’i koruyup silahlandıran ve sivil Filistinlilere soykırım uygulanmasını destekleyen batılı emperyalistlere ve onların güdümündeki kuruluşlara güvenmemiz için, inandırıcı bir neden var mı?
KKTC’deki birleşme yanlılarının Anavatanın desteğine sahip olmadan, Rum’un adadaki varlığımızı sürdürebilmemizi sağlayacak bir anlaşmaya razı olacağını düşünmek, saflık olmaz mı?

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.