BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Politico: 'Erdoğan, the master haggler of world politics!'

Yayın Tarihi: 21/07/23 07:00
okuma süresi: 13 dak.

Politico, ABD merkezli, uluslararası siyaset ve politikaya odaklanan önemli bir siyaset dergisi. Dünyada ses getirici analizleriyle tanınıyor...

Geçenlerde Türkiye'nin küresel konulardaki bakış açısını yansıtan önemli bir analiz yayınladı...

Bugün sizlere bu analizin önemiyle ilgili farklı bir bakış açısını tarafsızlık ilkesine uygun, objektif olarak kendi tarzıma göre paylaşacağım...

Köşe yazılarımda tarafsızlık ilkesi, dürüstlük, doğruluk ve açıklık prensipleri olmazsa olmazdır ve bu yazımda da bunlara bağlı konuyu ele almaya çalışacağım...

Gerçeği ararken tarafsızlıkla düşünmeyi ve daha yüksek açıdan bakmayı asla unutmayınız...

Politico: "Erdoğan, the master haggler of world politics!"

Yani, Politico: "Erdoğan, dünya siyasetinin usta pazarlıkçısı!"

Peki bu, ne anlama geliyor?

Sayın Erdoğan yılların siyasetçisi... Uzun yıllardır siyaset sahnesinde aktif bir isim ve siyasi deneyimi uzun yıllara dayanıyor... Sayın Erdoğan, ülke ve dünya siyasetinin içindeki değişimleri ve süreçleri yaşamış, politik arenada farklı dönemlerde görev yapmış, bunlardan dersler almış, tecrübe kazanmış dünyanın gözünde oldukça önemli ve akıllı bir siyasetçi...

"Siyasetin usta pazarlıkçısı olmak", siyasi arenada bir kişinin etkili ve başarılı bir şekilde pazarlık yapma yeteneği olduğu anlamına gelir. Bu kişi, siyasi konularda taraflar arasında uzlaşmayı sağlama, farklı çıkarları dengede tutma ve politik çözümler üretme konusunda deneyimlerini ve yeteneklerini ifade eder...

Buna bir de "yılların siyasetçisi olmak" eklendiğinde, bu siyasetçinin hem uzun yıllar siyasette aktif olarak yer alması hem de bu süreç içinde pazarlık yapma konusunda usta olması vurgulanır. Yani, bu kişi hem siyasi deneyimi hem de pazarlık yeteneği sayesinde politik arenada etkili ve güçlü bir konuma gelmiş demektir. Usta pazarlıkçı siyasetçiler, zorlu politik süreçlerde etkin çözümler üretebilir, politik ilişkileri yönetebilir ve uzlaşma sağlayarak siyasi hedeflere ulaşabilirler...

Sayın Erdoğan dünya gözünde şu anda bu doğrultuda "resmen" anlam kazanmıştır...

NATO Zirvesinde diplomatik müzakerelerde, İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinin analiz edildiği dünyanın gözündeki değerlendirilmesinde, Türkiye'nin çok önemli avantajlar elde ettiğine herkes kesin gözle bakmaktadır...

Aslında ortaya çıkan analizlerde, Sayın Erdoğan'ın, Ukrayna'nın NATO'ya katılma hedefine açık sözlü desteği Batılı müttefikleri ve (Rusya Devlet Başkanı) Sayın Vladimir Putin'i sarsmıştır...

Bu noktada ortaya açıkça şu çıkmaktadır...

Sayın Erdoğan'ın İsveç'e verilecek onay karşılığında, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinin ilerletilmesine de açıkça destek aldığı görülmektedir ki bu süreç, KKTC'yi de kapsamaktadır... Bu, şu anlama gelir; KKTC'nin de dahil olacağı ilgili süreçler kapalı kapılar ardında yürütülecektir... Dünyaya verilecek mesajlar ile uygulamaların zaman zaman aynı gözükmemesi, çalışmaların gizli yürütülecek olmasından kaynaklanacaktır...

20 Temmuz'da KKTC'den dünyaya verilmiş olan mesajlara çok dikkat edin...

En açık şekilde, etki-tepki ölçümlemesinin tekniklerini içeriyor...

Uluslararası siyasette etki-tepki ölçümlemesi, bir ülkenin veya aktörün uluslararası politikada yaptığı eylemlerin diğer ülkeler veya aktörler üzerinde nasıl bir etkiye neden olduğunu ve bunun sonucunda alınan tepkilerin ne olduğunu analiz etmeye yönelik bir yaklaşım şeklidir. Bu tür analizler, uluslararası ilişkilerdeki politika kararlarının sonuçlarını anlamak, gelecekteki politikaları şekillendirmek ve çıkarlarını korumak için önemli bilgileri sağlar.

Bunun daha iyi anlaşılması için etki-tepki ölçümlemesinin hangi adımlarla gerçekleşebileceğine bir bakalım...

Etki Belirleme: Bir ülkenin veya aktörün uluslararası arenada aldığı politik kararlar ve eylemler, diğer ülkeler veya aktörler üzerinde nasıl bir etkiye neden olabilir? Etki, politik, ekonomik, askeri, diplomatik veya kültürel alanlarda olabilir.

Tepki Analizi: Belirli bir eylemin sonucunda diğer ülkeler veya aktörlerin verdiği tepkiler analiz edilir. Bu tepkiler, diplomatik müzakereler, ekonomik yaptırımlar, askeri hamleler, uluslararası örgütlere başvuru veya diğer politika değişiklikleri olabilir.

Neden-Sonuç İlişkisi: Etki-tepki analizinde, neden-sonuç ilişkisi üzerinde durulur. Yani, belirli bir eylemin diğer ülkeler veya aktörler tarafından nasıl algılandığı ve buna tepki olarak hangi adımların atıldığı araştırılır.

Politika ve Strateji Belirleme: Etki tepki analizleri, bir ülkenin veya aktörün gelecekteki politika ve stratejilerini belirlemek için kullanılabilir. Bu analizler, benzer eylemlerin gelecekteki sonuçlarını öngörmeye yardımcı olur ve politika yapıcılarına daha bilinçli kararlar alma imkanı sunar.

Etki-tepki ölçümlemesi, siyasi liderler ve politika yapıcılar için uluslararası politikanın anlaşılması ve yönetilmesinde önemli bir araçtır. Bu tür analizler, devletlerin çıkarlarını ve politikalarını koruma ve geliştirme sürecinde önemli bir rol oynamaktadır...

NATO Zirvesi sonrasında ortaya çıkan analizlerde, Sayın Erdoğan'ın önemli bir yeteneğinden bahsediliyor ve şu vurgu yapılıyor; "ilk başta bu kişinin tavrının değişken ve hatta kaotik göründüğünü, ancak, davranışının İstanbul Kapalıçarşı'da pazarlık yapmanın Osmanlı görgü ve ritüellerinin tüm özelliklerini kapsadığından bahsedilmektedir..."

Bunun sonucu; Sayın Erdoğan'ın sıkı pazarlık yaptığı ve elini iyi oynadığıdır...

Dünya şimdi bunun analizini yapıyor...

Türkiye'nin İsveç'e yaktığı yeşil ışık ile birlikte imtiyazlarını ne kadar artırmaya başladığından bahsediyor ve bunun ötesini düşünüyor...

Bunun ötesinde bir de KKTC var!

İşte Politico'nın vurguladığı; "Erdoğan, the master haggler of world politics!" tam da budur...

 Politico, Erdoğan'dan "dünya siyasetinin usta pazarlıkçısı" olarak bahsediyor...

Siyasi arenada başarı, etki-tepki dengesini, doğru yönetmekten gelir...

Politik etki-tepki ölçümlemesi; geleceği anlamak için geçmişi ve şimdiki durumu anlamaktır...

Siyasi etki-tepki analizleri tarih boyunca, doğru hamleleri yapabilmek için entelektüel bir kılıç olarak kullanılmıştır...

Politikada etkili olmak, etki-tepki dalgalarında ustalıkla sörf yapmak gibidir...

Siyasi etki-tepki ölçümlemesi, zayıf anları güçlü, güçlü anları da daha güçlü kılar...

Siyasi sahnede etki tepki dengesini sağlamak, bir sanattır ve stratejiyle yakından ilişkilidir...

Politik arenada etkili olmanın anahtarı, etki-tepki dalgalarında ustalıkla gezinmektir...

Siyasi etki-tepki analizi, meydan okumalara karşı koymak için doğru hamleleri bilmek demektir...

Politikada etki-tepki dengesini doğru bir şekilde anlamak, adım adım zaferin de anahtarıdır...

Siyasi başarı, etki-tepki ölçümlemesi ve stratejik planlamanın bir sonucudur...

Dikkat edileceği üzere, söylediklerimin tümünde, siyasi etki-tepki ölçümlemesinin önemi, geleceği anlama, başarıya ulaşma ve stratejik yaklaşım gibi temel unsurları içermektedir...

Bunları bilenler ve bunları anlayanlar her zaman bir adım önde giderler... ve dünyanın dikkatini çekerler...

KKTC'de kutlanan 20 Temmuzlar gibi milli günler de, dünyaya çok şey anlatır... Yapılan açıklamalar, etki-tepki ölçümlemesinin farklı bir boyutudur...

Milli günler, bir ülkenin tarihinde önemli olayları, kahramanlık hikayelerini, değerlerini ve kimliğini yansıtan özel günlerdir. Toplum hafızası için milli günlerin önemi de bu aşamada şu şekilde ortaya çıkar ve anlam kazanır...

Tarih ve kültür aktarımı: Milli günler, bir ülkenin tarihini ve kültürünü yeni nesillere aktarmak için önemli bir araçtır. Bu günlerde yapılan etkinlikler, anma törenleri ve kutlamalar sayesinde geçmişteki olaylar ve kahramanlar hakkında bilgi sahibi olunur.

Toplumsal birlik ve beraberlik: Milli günler, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirir ve ortak bir paydada buluşturur. Bu günler, milli duyguları ve vatan sevgisini pekiştirir, insanları birbirine daha fazla yakınlaştırır ve toplumsal birlik ve beraberliği güçlendirir.

Milli kimlik oluşturma: Milli günler, bir ülkenin kimliğini ve değerlerini yansıttığı için milli kimliğin oluşmasına ve güçlenmesine katkıda bulunur. Bu günler, toplumu ortak bir kimlik etrafında birleştirir.

Vatanseverlik duygusunun geliştirilmesi: Milli günler, vatanseverlik duygularını canlı tutar ve geliştirir. Bu günlerde yapılan etkinlikler, milli gururu artırır ve insanların ülkelerine olan bağlılığını güçlendirir.

Tarih bilinci oluşturma: Milli günler, toplumun tarih bilincini oluşturur ve geliştirir. Geçmişteki zaferler, acılar ve dersler üzerinde düşünme fırsatı vererek gelecek için daha bilinçli kararlar almayı sağlar.

Saygı ve minnet ifadesi: Milli günlerde yapılan anma törenleri, kahramanlara, şehitlere ve geçmişteki önemli kişilere olan saygı ve minnetin ifadesidir. Bu sayede toplumun ortak değerleri pekişir ve bu değerlere sahip çıkılır.

Yani sonuç olarak, milli günler etki-tepkide toplum hafızası için önemlidir çünkü tarih, kültür, kimlik, birlik, vatanseverlik ve saygı gibi değerleri yaşatır ve toplumu güçlendirir. Bu günler, bir ülkenin geçmişiyle bağını korumasına ve geleceğe daha güvenle bakmasına yardımcı olur...

Siyasette bunları bilenler ve bunları anlayanlar her zaman bir adım önde olmaya devam ederler...

Unutmayınız! Gücü en iyi kullanan, gücü elinde bulundurandır...

Gücü en iyi kullanan, gücü kontrol edendir...

Gücü en iyi kullanan, aklını en iyi kullanan kişidir...

Gücü en iyi kullanan, gücün kölesi olmayandır...

Gücü en iyi kullanan, adaleti en iyi koruyandır...

Gücü en iyi kullanan, kendini en iyi kontrol edendir...

Gücü en iyi kullanan, gücün kötülüğünü anlayıp engelleyendir...

Gücü en iyi kullanan, güçlü olduğunu aslında fark etmeyendir...

Gücü en iyi kullanan, güçlü olmayı gerektiğinde bırakabilendir...

Aslında gücü en iyi kullanan, gücünü başkalarının hayatına olumlu etkiler yaratmak için kullanabilendir...

Gücün gerçek değeri, onu doğru kullanabilme yeteneğindedir...

Gücü doğru kullanmak, gerçek bir liderin özelliğidir...

Gücü doğru kullanmak, zayıfı korumak ve adaleti sağlamak demektir...

Gücü doğru kullanmak, insanlığa hizmet etmekle başlar...

Gücü doğru kullanmak, insanlığın ilerlemesine katkıda bulunmaktır...

Gücü doğru kullanmak, sorumluluk sahibi olmayı gerektirir...

Gücü doğru kullanmak, insana değer vermek ve sevgiyle yaklaşmaktır...

Gücü doğru kullanmak, kendi çıkarlarını değil, toplumun iyiliğini gözetmektir...

Gücü doğru kullanmak, sabır, hoşgörü ve adaletle hareket etmek demektir...

Gücü doğru kullanmak, güçsüzleri korumak ve eşitliği sağlamak için çalışmaktır...

Liderlik becerisinin zirvesinde olmak işte tam da böyle bir şeydir...

Şimdi empati kurma ve insanların duygularını daha iyi anlama zamanı...

Şimdi adil olma ve daha objektif olma zamanı...

Şimdi uzlaşma zamanı...

Şimdi farklı fikirleri sentezleme zamanı...

Şimdi daha geniş vizyon sahibi olma zamanı...

Şimdi dünyayı daha fazla şaşırtma zamanı...

Şimdi beklenen o adımı, atma zamanı...


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.