BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

CTP oyuna gelmemeli!

Yayın Tarihi: 28/07/23 07:00
okuma süresi: 18 dak.

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Siyasi partiler, demokratik ülkelerde temel siyasi aktörlerdir ve çeşitli politikaları savunarak halkın tercihlerini temsil etmeyi amaçlarlar. Ancak, siyasi partiler zaman zaman içsel mücadelelerle karşı karşıya kalabilir ve bölünme faaliyetleriyle sarsılabilirler. Bu bölünmeler, bir partinin iç yapısında yaşanan çatışmalar sonucunda meydana gelir ve siyasi arenada önemli etkiler doğurabilir. Bu yazımda, siyasi partilerde bölünme faaliyetlerinin nedenlerini, sonuçlarını ve demokrasimiz üzerindeki etkilerini ele almaya çalışacağım...

Siyasi partilerin bölünme faaliyetleri, çeşitli nedenlere dayanabilir. İdeolojik farklılıklar, liderlik mücadeleleri, politik stratejilerin uyuşmaması veya belirli grupların çıkarlarının gözetilmemesi gibi içsel çatışmalar, bölünmelere yol açabilir. Bu süreçler genellikle partinin iç dinamiklerini zayıflatır ve parti üyeleri arasında ciddi anlaşmazlıklara neden olur.

Bölünme faaliyetlerinin en bariz sonuçlarından biri, parti üyelerinin farklı kamplara ayrılması ve rekabetçi yeni partilerin oluşumuna dahi gidilmesidir... Bu yeni oluşumlar zaman zaman ana partiden ayrılarak, kendi vizyonları ve politikaları etrafında toplanan destekçileri tarafından oluşturulabiliyor. Böylece, siyasi alanda daha fazla rekabet ve çeşitlilik ortaya çıkabiliyor. Ancak, bu durum aynı zamanda güçlerin parçalanması ve mevcut partilerin zayıflaması anlamına da geliyor...

Siyasi partilerin bölünmelerinin demokrasi üzerindeki etkileri karmaşıktır. Bir yandan, bu tür bölünmeler, politikaları ve liderliklerini eleştiren üyelerin demokratik hakkını kullanması olarak değerlendirilebiliyor ve parti içindeki sorunları açığa çıkarmak, yeniden yapılanma için de çeşitli fırsatlar sunabiliyor. Diğer yandan da bölünmeler, parti disiplinini zayıflatıyor ve hükûmetlerin güven oylamaları gibi kritik kararlarda istikrarsızlıklar yaratabiliyor...

Siyasi partilerde ortaya çıkabilecek bölünmeler, seçim sonuçlarını da etkileyebiliyor... Bölünmenin boyutuna ve seçmen tabanındaki dağılımına bağlı olarak, yeni hareketler partilerin seçim sonuçları üzerinde belirleyici bir rol oynaması da mümkün olmaktadır. Böylece, mevcut partilerin gücü azalabiliyor ve siyasi denge değişebiliyor...

Ancak, demokrasimizin sürdürülebilirliği için siyasi partilerin bölünme faaliyetlerini yönetme ve minimize etme çabaları da önemlidir. Parti içi demokrasi, katılımcılığı teşvik etmeli ve farklı görüşleri barışçıl bir şekilde ele almalıdır. Aynı zamanda, liderlik mücadelelerinin yapıcı bir biçimde ele alınması ve politikaların etkili bir şekilde tartışılması, bölünmelerin önüne geçebilir bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Bunların farkına varılması ile atılacak adımlar, alınacak önlemler siyasi partilerde yaşanan bölünme girişimlerini, demokrasimizin zorlu sınavlarından başarı ile çıkılmasına imkan verecektir. İçsel çatışmalar ve ideolojik farklılıklar, zaman zaman partilerin bölünmesine yol açabiliyor ve siyasi arenada çeşitliliği artırabiliyor. Aynı zamanda parti içi disiplini ve halkın güvenini de zayıflatabiliyor. Demokrasimizin sağlıklı işlemesi için siyasi aktörlerin bölünmeleri yönetmeye ve çözmeye odaklanması, demokratik değerleri ve temsil yeteneğini koruması açısından büyük öneme sahiptir...

Anlayacağınız siyasi partilerde bölünme faaliyetleri; demokrasinin en zorlu sınavlarındandır...

İşte son zamanlarda yaşanılanlar da, CTP'nin böyle bir bölünmüşlük girdabının içerisine, sokulmaya çalışıldığını göstermektedir...

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman'ın, yeni Ercan Havalimanı'nın açılışına katılması, CTP'lileri ikiye bölmüştür...

Bu davranış, bir kesime olumsuzluk yaratırken, bir kesime de olumluluk yaratmıştır...

Yani anlayacağınız, Erhürman'ın havalimanı törenine katılmasını olumlu bulanlar da var, olumsuz bulanlar da var hatta konuyu daha farklı noktalara çekmeye çalışanlar da var...

Şu anda Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), KKTC'nin ana muhalefet partisidir ve ülkenin güçlü ana muhalefet partilerine ihtiyacı, demokratik sürecin sağlıklı işlemesi ve etkin denge mekanizmalarının işlemesi için oldukça önemlidir...

Güçlü ana muhalefet partilerinin ülke için önemi ve katkıları neden önemlidir, şimdi bunlara kısaca bir göz atalım...

Siyasi Dengenin Sağlanması: Güçlü bir ana muhalefet partisi, hükûmetin politikalarını ve icraatlarını eleştirebilir, alternatif politikalar sunabilir ve hükümetin faaliyetlerini denetleyebilir. Bu hükûmetin  gücünü sınırlandırır ve demokratik dengeyi sağlar. Eğer hükûmetin kararlarında yanlışlar veya sorunlar varsa, muhalefet partileri bunları dile getirerek düzeltmeye yönelik adımlar atılmasını teşvik eder.

Halkın Tercihlerini Temsil Etmek: Farklı toplum kesimlerinin, düşünce ve fikirlerin temsil edildiği güçlü bir muhalefet, toplumun farklı renklerini yansıtarak siyasi çeşitliliği artırır. Bu sayede seçmenlerin tercihlerine daha iyi bir şekilde odaklanılabilir ve halkın çıkarları daha iyi temsil edilebilir.

Politik Rekabetin Artırılması: Güçlü bir ana muhalefet, siyasi rekabeti artırır ve siyasi partilerin daha iyi politikalar sunmalarını sağlar. Politik rekabet, hükûmetin performansını artırabilir ve siyasi liderlerin daha iyi hizmet sunma yarışına girmelerini teşvik eder.

Demokratik Süreçlerin İşleyişini Güçlendirmek: Ana muhalefet partileri, hükûmetin yaptığı kararları denetleyerek yolsuzlukları ve kötü yönetimi açığa çıkarabilir. Bu demokratik süreçlerin şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde işlemesini güçlendirir.

Hükûmetin Yanlışlarını Düzeltmek: Güçlü bir muhalefet, hükûmetin yanlışlarına dikkat çekerek ve eleştirerek, toplumun dikkatini bu konulara çekebilir. Bu da hükûmetin hatalarının düzeltilmesine ve daha iyi politikaların geliştirilmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, güçlü ana muhalefet partileri, demokrasinin işleyişini güçlendiren ve hükûmetin denetlenmesini sağlayan önemli aktörlerdir. Onların varlığı, toplumun farklı kesimlerinin temsilini artırırken, politikaların kalitesini yükseltir ve hükûmetin yanlışlarının düzeltilmesine katkı sağlar. Bu nedenle, bir ülkenin sağlıklı bir demokratik sürece sahip olması için güçlü ana muhalefet partilerine ihtiyacı vardır...

Ortaya çıkan son gelişmelerle birlikte bölünmeye ve parçalanmaya çalışılan ana muhalefet partisi CTP, bu aşamadan sonra asla oyuna gelmemelidir!

Birilerinin tek derdinin CTP ile birlikte toplumu da sürekli bölmeye çalışmak olduğunun farkındalığına, şimdi daha fazla varılmalıdır...

Bilinmelidir ki, güçlü muhalefet partileri, ülkedeki sorunları keşfetmek ve çözümler sunmak için vazgeçilmez gözlemcilerdir...

Muhalefet, demokratik dengeyi korur ve güç zehirlenmelerini engeller...

Muhalefet, iktidarın hatalarını ve ihmallerini göstererek halkın gözlerini açar...

Muhalefet, farklı fikirlerin çatıştığı bir arenadır ve bu çatışma, daha iyi politikaların oluşmasını sağlar...

Muhalefet, hükûmetin toplumun çeşitli kesimlerini anlaması ve ihtiyaçlarını karşılaması için önemli bir mekanizmadır...

Muhalefetin gücü iktidardakileri, daha iyi hizmet etmeye teşvik etmeyi sağlar...

Muhalefet, bir ülkenin olmazsa olmazıdır, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biridir ve çeşitlilik ile çoğulculuğun korunması için çok önemli roller üstlenir. Ülkenin muhalefet partileri, hükûmet  politikalarını eleştirerek, alternatif çözümler sunarak denetim görevi de üstlenerek toplumun ilerlemesine katkı sağlar...

Peki sizce, zayıf ve bölünmüş siyasi muhalefet partileri bir ülkede, ne işe yarar?

Bölünmeye ve parçalanmaya çalışılan ana muhalefet partisi CTP, bu aşamadan sonra asla oyuna gelmemelidir!

Bölünmede ve parçalanmada hedef siyasi partiler gözükebilir ama, esas hedef toplumun ta kendisidir!

Bölünmeye ve parçalanmaya karşı mücadele etmek siyasi partiler için önemli bir görevdir. Bu sorunun üstesinden gelmek için ana muhalefet partilerine daha fazla sorumluluklar düşmektedir...

Ana muhalefet partisi olarak, gelinen noktada acil olarak yapılması gerekenler var;

Uzlaşma ve Diyalog Teşviki: Siyasi partiler, farklı görüşlere sahip insanları bir araya getirerek uzlaşma ve diyalog ortamını teşvik etmelidir. Toplumda birlik ve dayanışma duygusunu pekiştirmek için karşılıklı anlayışı ve saygıyı vurgulamalıdır.

Ayrıştırıcı Dil ve Retoriğin Önlenmesi: Partiler, siyasi kampanyalar sırasında veya günlük siyasi iletişimlerinde ayrıştırıcı, aşırı kutuplaştırıcı veya nefret söylemlerine karşı dikkatli olmalıdır. Toplumu birleştiren, kucaklayıcı ve olumlu bir dil kullanarak iletişim kurmayı sürdürmelidir.

Eğitim ve Bilinçlendirme: Partiler, toplumu bölünme ve parçalanmanın olumsuz sonuçları konusunda eğitmeli ve bilinçlendirmelidir. Toplumun içinde bulunduğu durum ve ortak hedefler hakkında bilgi vererek, birlikte hareket etmenin önemini vurgulamalıdır.

Toplumsal Katılımı Artırma: Siyasi partiler, toplumun farklı kesimlerini politik süreçlere aktif olarak katılmaya teşvik etmelidir. Toplumun çeşitli kesimlerinin düşüncelerini ve taleplerini anlamak ve dahil etmek, bölünmeyi azaltmaya yardımcı olacaktır.

Şeffaflık ve Sorumlu Olabilirlik: Siyasi partiler, işleyişlerini ve karar alma süreçlerini daha şeffaf ve hesap verilebilir hale getirmelidir. Topluma karşı sorumluluklarını açıkça göstermek, güvenilirliklerini artıracaktır.

Medya İlişkilerini Güçlendirme: Partiler, medya ile ilişkilerini güçlendirerek toplumla daha iyi iletişim kurabilirler. Medya, birçok insanın siyasi haberleri ve gelişmeleri takip ettiği önemli bir kanaldır. Doğru bilgi aktarımı ve yanlış anlamaları düzeltme konusunda medyayla işbirliği önemlidir.

Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk: Siyasi partiler, toplumda ortaya çıkan çatışmaları anlamak ve çözüm süreçlerine aktif olarak katılmak için arabuluculuk rolü üstlenebilirler. Çatışma çözümü için adil ve sürdürülebilir yollar bulmak, bölünmeyi azaltır.

Örnek Olma: Siyasi partiler, olumlu örnekler sergileyerek toplumu bir arada tutma konusunda liderlik yapmalıdır. Parti üyeleri ve liderleri, toplumda hoşgörü ve saygıyı teşvik eden davranışlar sergilemeli ve rol model olmalıdırlar.

Özelde siyasi parti içerisinde, genelde de toplumun genelindeki bölünmeye ve parçalanmaya karşı mücadele etmek, toplumun geniş katılımını ve desteğini gerektirir. Ana muhalefet siyasi partilerin bu tür bir çabayı göstermeleri, toplumla daha güçlü bir bağ kurmalarına ve uzun vadeli başarı elde etmelerine yardımcı olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki bu, tüm toplumun birlikte çalışması gereken bir süreçtir ve yalnızca ana muhalefet siyasi partilerin üzerine düşen bir sorumluluk değildir. Toplumun farklı kesimlerinin, kurumların ve sivil toplum örgütlerinin de aktif bir şekilde bu mücadeleye dahil olmaları gerekmektedir...

Şimdi CTP'nin bu yönde ilerlemesi, asla oyuna gelmemesi ve hata yapmaması gerekiyor...

Bunun için acilen;

Daha İyi ve Etkin Bir Halkla İlişkiler Ekibi Kurmalı: Profesyonel bir iletişim stratejisi için alanında uzman, yetenekli ve işbirliğine açık, dünya standartlarını bilen, bu donanıma sahip bir halkla ilişkiler ekibi oluşturmak gerekir. Bu ekip, medya ilişkileri, sosyal medya yönetimi, kriz iletişimi, içerik üretimi, insan davranışları ve diğer iletişim alanlarında uzmanlaşmış kişilerden oluşmalıdır.

Stratejik Mesajlaşmaya Daha fazla Önem Verilmeli: Partinin değerleri, politikaları ve hedefleri konusunda net ve stratejik bir mesajlaşma belirlemek önemlidir. Tutarsız veya çelişkili mesajlardan kaçınılmalıdır.

Medya İlişkilerini Güçlendirmek: Medya ile daha iyi bir ilişki kurmak, haberlerin parti perspektifinden doğru ve etkili bir şekilde yayılmasına yardımcı olacaktır. Daha fazla basın toplantıları düzenlemek, basın bültenleri hazırlamak, basın açıklamaları yapmak gibi yöntemlerle medya ilişkileri daha da güçlendirilmeli. Tek kulvardan ilerleme sağlanmamalıdır.

Dijital Medya Daha Etkin Kullanılmalı: Sosyal medya platformları ve diğer dijital kanallar, siyasi partilerin halkla ilişkiler stratejilerinde büyük bir rol oynamaktadır. İyi tasarlanmış içerikler, etkileyici videolar, interaktif mesajlaşma ve dijital kampanyalar yürüterek daha geniş kitlelere ulaşmalı, sınırlar aşılmalıdır.

Topluluk Odaklı Etkinlikler Düzenlemeli: Seçmenlerle doğrudan etkileşim kurmak için topluluk odaklı, etkinlikler düzenlemek önemlidir. Mahalle toplantıları, forumlar, paneller gibi etkinliklerle insanlarla yüz yüze iletişim kurmaya, duygusal bağ kurmaya ve güven oluşturmaya, daha fazla yönelmeli.

Kriz İletişimi Planı Hazırlanmalı: Beklenmedik durumlar ve kriz anlarında, profesyonel bir kriz iletişimi planı oluşturmak ve bu plana göre hareket etmek hayati önem taşır. Kriz durumlarına karşı hazırlıklı olmak, partinin itibarını korumasına yardımcı olacaktır.

Taraftar ve Seçmen Geri Bildirimine Açık Olmalı: İletişim stratejilerini sürekli gözden geçirip iyileştirmek için taraftar ve seçmenlerden geri bildirim almak önemlidir. Anketler, sosyal medya üzerinden anketler yapmak veya doğrudan görüşme platformları oluşturmak, partiye katılımı artıracaktır.

Şeffaflık ve Doğruluk: Halkla ilişkilerde en önemli faktörlerden biri, şeffaflık ve doğruluktur. Siyasi parti, seçmenlerle ve medya ile iletişimde dürüst ve şeffaf olunmalı.

Eğitim ve Gelişim: Halkla ilişkiler konusunda sürekli eğitim ve gelişim, iletişim stratejilerini güncel tutmayı sağlar. Yenilikçi yöntemler ve teknolojileri takip etmek, rekabet avantajı sağlayacaktır.

Tüm bu adımlar, ilgili siyasi parti için daha profesyonel ve etkili bir iletişim stratejisi oluşturmanın temelini oluşturur. Daha fazla katılım ve desteği teşvik ederek, politikalarını ve hedeflerini daha geniş kitlelere ulaştırabilir...

Şimdi bu konularda daha profesyonel olma zamanı...

Şimdi oyuna gelmeme zamanı...

Şimdi kendinize daha doğru soruları sorma zamanı...

Şimdi haklılığınızı daha profesyonel ve daha bilinçli yöntemlerle halka daha iyi gösterme zamanı...

Şimdi düşündüklerinizi halka daha etkili anlatma zamanı...

Şimdi CTP olarak oyuna gelmeme, profesyonel uzmanlaşmış bir ekiple, daha güçlü ve daha etkili var olma zamanı...

Şimdi kişisel sosyal medya hesaplarınız üzerinden yaptığınız, işlevsel olmayan, bireysel siyasi açıklamalarınızdan, daha kurumsal profesyonel sıra dışı yöntemlere ve stratejilere geçerek, halka ne kadar büyük ve geleceğe hazır olduğunuzu gösterme zamanı...

Şimdi içeriden ve dışarıdan gelen saldırılara dur deme, Kıbrıs Türk halkı ile ne kadar bütünleştiğinizi vatandaşa daha iyi, daha net anlatma zamanı...

Son yaşanılanlarla birlikte vatandaşın kafasının iyice karıştığı, ortaya bazı sorular çıktığı ve bunlara en açık şekilde CTP olarak cevaplar vermeniz gerektiğini, halk şimdi daha fazla vurguluyor...

Vatandaşın CTP'den cevap beklediği en önemli sorular:

Birinci soru: Karşı olduğunuzu defalarca açıkladığınız ve Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarıyla yürütülen yeni KKTC Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi projesinin, hayata geçirilmesiyle birlikte, bu yerin açılışının CTP'nin hükûmette olduğu bir döneme denk gelmesi halinde, buranın resmi açılışının kendileri tarafından yapılıp yapılmayacağı?

İkinci soru: Ana muhalefette veya hükûmette olunması halinde veya cumhurbaşkanı olmanız halinde, karşı olduğunuzu defalarca açıkladığınız ve Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarıyla yürütülen KKTC Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi projesinin, hayata geçirilmesiyle birlikte, CTP'nin bu binaları kullanıp kullanmayacağı?

Bunlar şimdi halk arasında daha fazla merak edilmeye başlandı...

Oyunu bozmak adına bu sorulara öncelikle daha net ve açık cevaplar vermekle, CTP olarak üzerinizdeki yükü hafifletecek, geleceğe güvenle, daha kararlı ve daha güçlü ilerleyeceksiniz...

Bu sorulara cevaplar vermeyerek ertelediğiniz sürece, bu sorular sürekli olarak karşınıza farklı forumlar halinde çıkmaya devam edecektir...

Şimdi bu sorulara daha net, daha doğru ve daha açık cevaplar verme zamanı...

Şimdi bu yüklerden kurtulma zamanı...

Parti olarak artık bu yüklerle daha öteye gidemeyeceğinizi anlama zamanı...

İçte ve dışta aynı olma zamanı...

Oyuna gelmemek adına, vatandaşın merak ettiği bu sorulara, acilen cevap verme zamanı...


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.