BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

KKTC’de Başkanlık Sistemi: Zamanı geldi mi?

Yayın Tarihi: 22/11/24 07:00
okuma süresi: 9 dak.

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KKTC’de Başkanlık Sistemi Tartışmaları Yeniden Alevleniyor...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, son dönemde yaşanan siyasi krizler, sistem tartışmalarını tekrar gündeme taşıdı. Meclis Başkanlığı seçimindeki tıkanıklık ve Cumhuriyet Meclisi’nde uzun süredir süregelen siyasi istikrarsızlık, mevcut parlamenter sistemin yetersizliklerini yeniden sorgulatıyor. Bu bağlamda, başkanlık sistemine geçiş tartışmaları, ülkenin siyasi geleceğine dair köklü bir değişim ihtiyacını işaret ediyor.

1970’lerde Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in, “Siz küçük bir ülkesiniz, size en iyi başkanlık uyar” sözleri, bu tartışmalarda sıkça referans gösteriliyor. Ecevit’in bu önerisi, yürütme birliğini sağlayacak bir yönetim modeli olarak başkanlık sisteminin, KKTC gibi küçük ve kırılgan bir siyasi yapıya sahip ülkeler için, daha etkin bir çözüm sunabileceği düşüncesini pekiştiriyor.

Başkanlık Sisteminin Getireceği Avantajlar...

Başkanlık sistemini savunanların temel argümanlarından biri, yürütme organında birliğin sağlanarak siyasi istikrarın artırılmasıdır. Parlamenter sistemin getirdiği koalisyon hükûmetleri, KKTC’de kalıcı bir yönetim sağlayamamakta ve sık sık hükûmet değişikliklerine yol açmaktadır. Başkanlık sistemi, güçlü ve bağımsız bir yürütme organıyla bu tür sorunları ortadan kaldırabilir.

Başkanlık sistemine geçiş önerileri arasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yarım asırdır başarıyla uyguladığı model dikkat çekiyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, nüfus ve coğrafya açısından KKTC’ye benzer bir yapıya sahip olmasıyla, başkanlık sisteminin etkin bir şekilde uygulanabileceğine dair önemli bir örnek sunuyor. KKTC’de de benzer bir model, ülkenin kendi dinamiklerine uyarlanarak başarılı bir şekilde uygulanabilir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, yarım asırdır başarıyla uyguladığı başkanlık sistemiyle, istikrar ve etkin yönetimin küçük bir ülkede nasıl sağlanabileceğini gösteren somut bir örnek sunuyor. Bu sistemde yürütme yetkisi tamamen başkana ait olup, bakanlar meclis dışından, uzmanlıkları ve liyakatleri doğrultusunda atanıyor. Bu, karar alma süreçlerini hızlandırırken politik çekişmelerin yönetim üzerindeki etkisini azaltıyor. Başkanlık sistemi sayesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, uluslararası alanda etkin bir diplomasi yürütmüş, Avrupa Birliği üyeliğini başarıyla gerçekleştirmiş ve ekonomik kriz dönemlerinde bile reform sürecini hızlıca yönetebilmiştir. Örneğin, 2012-2013 ekonomik krizinde, siyasi istikrar sayesinde zorunlu ekonomik reformlar ve finansal düzenlemeler hızla hayata geçirilmiş, ülke kısa sürede toparlanma sürecine girmiştir. Bunun yanı sıra, enerji kaynaklarının yönetimi ve Doğu Akdeniz’deki stratejik hamlelerde de güçlü ve merkezi bir yönetim modeli avantaj sağlamıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi örneği, başkanlık sisteminin doğru bir şekilde kurgulandığında, küçük bir ülkenin hem iç hem de dış politikada, nasıl etkin bir şekilde hareket edebileceğinin güçlü bir göstergesidir. KKTC’nin de benzer bir modelle istikrar, etkinlik ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirme potansiyeli oldukça yüksektir.

Muhalif Görüşler ve Mevcut Sistemin İyileştirilmesi...

Başkanlık sistemine yönelik eleştiriler ise özellikle Türkiye’deki uygulama üzerinden şekilleniyor. Türkiye’de yaşanan komplikasyonlar, KKTC’de başkanlık sistemine mesafeli yaklaşan kesimlerin endişelerini güçlendiriyor. Bu kesimler, mevcut parlamenter sistemin reformlarla iyileştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Bu görüşlere göre, parlamenter sistemin sorunları, liyakat esaslı bir yönetim anlayışı ve kapsamlı bir reform süreciyle çözülebilir. Ayrıca, KKTC’nin siyasi figürlerinin mevcut yapısı düşünüldüğünde, başkanlık sisteminin yozlaşmayı daha da derinleştirebileceği öngörülmektedir...

Başkanlık sistemine karşı çıkanların bir kısmı, aslında mevcut sistemin sunduğu avantajları ve ayrıcalıkları kaybetmek istemeyenlerden oluşuyor. Parlamenter sistemin koalisyonlara ve siyasi pazarlıklara açık yapısı, özellikle belli gruplar ve bireyler için çıkar odaklı bir alan yaratıyor. Mevcut sistemde, milletvekilleri aynı zamanda bakan olabildiği için siyasi güç paylaşımı, bireysel menfaatlere dayalı karar alma süreçlerini besliyor. Örneğin, karma oy sistemiyle milletvekillerinin kişisel popülaritelerine dayalı seçilme şansı, siyasi parti disiplini yerine bireysel çıkarları ön plana çıkarabiliyor. Başkanlık sistemine geçişte, bakanlık gibi kritik pozisyonların teknokratlara bırakılması ve yürütmenin merkezileşmesi, bu çıkar odaklı düzeni kökten değiştirecek bir hamle olur. İşte tam da bu nedenle, değişime direnen kesimler arasında, mevcut düzenden maddi ve siyasi kazanç sağlayanların olması şaşırtıcı değil. Kendi güçlerini kaybetme korkusu taşıyan bu gruplar, halkı sistem değişikliğine karşı manipüle ederek reformların önünü kesmeye çalışıyor. Ancak şu soru kaçınılmaz: Halkın çıkarı mı, yoksa azınlığın ayrıcalığı mı öncelikli olmalı?

Sonuçta mesele nettir: “Başkanlık sistemi, halkın çıkarını azınlığın ayrıcalıklarına tercih etmektir.” Bu yüzden, bu değişime karşı çıkanların asıl korkusu, sahip oldukları ayrıcalıklı konumların sona ermesi ve hesap verebilir bir sistemin hayat bulmasıdır. KKTC’nin geleceği, bireysel çıkarların değil, toplumsal faydanın öncelik kazandığı bir yönetim modeline bağlıdır...

Doğru Bir Başkanlık Sistemi Modeli Nasıl Olmalı?

Başkanlık sistemine geçişin başarılı olabilmesi için doğru bir modelleme şarttır. KKTC için önerilen başkanlık sistemi, şu temel unsurları içermelidir:

1. Bağımsız Yargı ve Güçlü Denetim Mekanizmaları: Yargının bağımsızlığını garanti altına alan ve yürütmeyi denetleyecek güçlü mekanizmalar oluşturulmalıdır.

2. Teknokrat Bakanlar: Bakanlar Kurulu’nun, siyasi kaygılardan uzak, teknokratlardan oluşması, karar alma süreçlerini daha etkin hale getirecektir.

3. Halkın Katılımını Güçlendiren Mekanizmalar: Başkanlık sisteminde halkın doğrudan seçimi, demokratik katılımı artıracaktır. Bunun yanı sıra yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkezi yönetim üzerindeki yükü hafifletebilir.

4. Yönetimde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Başkanlık sistemi, şeffaf bir yönetim anlayışıyla halkın güvenini kazanmalıdır.

KKTC İçin Başkanlık Sistemi Bir Gereklilik mi?

KKTC’nin mevcut parlamenter sistemi, siyasi istikrarsızlık ve yönetim zafiyetleri nedeniyle artık sürdürülemez bir hal almıştır. Başkanlık sistemine geçiş, doğru bir modelleme ile, KKTC için yeni bir başlangıç sağlayabilir. Güney Kıbrıs’taki başarılı uygulama, bu sistemin KKTC’ye uyarlanabileceğini göstermektedir.

Ancak bu geçiş, yalnızca bir sistem değişikliği değil, aynı zamanda siyasi kültürün dönüşümünü gerektirir. Şeffaf, hesap verebilir ve halkın ihtiyaçlarına cevap veren bir yönetim anlayışıyla başkanlık sistemi, KKTC’nin geleceği için önemli bir adım olabilir.

Ecevit’in dediği gibi: “Siz küçük bir ülkesiniz, size en iyi başkanlık uyar.” Bu söz, KKTC için güçlü bir yol haritası sunuyor. Mevcut siyasi tıkanıklıklar karşısında, başkanlık sistemi yeni bir umut olabilir...

Ecevit’in bu sözleri, yalnızca bir tespit değil, aynı zamanda KKTC’nin siyasi yapısına uygun bir yönetim modeli için derin bir öneridir. Küçük ve sınırlı kaynaklara sahip bir ülkenin, karmaşık koalisyon yapılarının yarattığı istikrarsızlık yerine, güçlü ve hızlı karar alabilen bir liderlik modeline ihtiyaç duyduğu açıktır. Başkanlık sistemi, özellikle yürütme organında sağlanacak etkinlik ve hızla, KKTC’nin yıllardır çözülemeyen temel sorunlarına odaklanabilir. Siyasi krizlerin, sürekli değişen hükûmetlerin, çıkar çatışmalarının ve yönetimdeki dağınıklığın neden olduğu halkın güven kaybı, belki de ancak böylesine köklü bir sistem değişikliğiyle aşılabilir.

Peki, KKTC’nin mevcut siyasi tablosunda, başkanlık sistemi gibi köklü bir değişim için, gerekli olan toplumsal uzlaşı ve siyasi irade sağlanabilir mi?

KKTC’nin kaderi, doğru bir sistemle yönetilmekten geçiyor; peki, bu değişime gerçekten hazır mıyız?


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Alexy Flemmings22/11/24 10:13
Mert MAPOLAR'ın yanlışlıkları: 1) MM: "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, BAŞKANLIK SİSTEMİ SAYESİNDE, AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİni başarıyla gerçekleştirmiştir." Gerçek: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, YUNANİSTAN'IN G.KIBRIS AB'YE ÜYE ALINMAZSA, AB'YE YENİ ÜYE KATILIMINI VETO ETMESİ SAYESİNDE, AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ olmuştur. 2) MM: "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, BAŞKANLIK SİSTEMİ SAYESİNDE, ekonomik kriz dönemlerinde REFORM SÜRECİNİ HIZLICA YÖNETEBİLmiştir". Gerçek: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, TROYKA'NIN (Avrupa Birliği AB, Avrupa Merkez Bankası ECB, Uluslararası Para Fonu IMF) DAYATMALARI NEDENİYLE, ekonomik kriz dönemlerinde REFORM SÜRECİNİ HIZLICA YÖNETEBİLmiştir". G.Kıbrıs için "EKONOMİK KRİZE GİRME" ve "EKONOMİK KRİZDEN ANCAK DIŞ AKTÖRLERİN YARDIMIYLA KURTULABİLME" bile Başkanlık Sistemi'nin ne menem bir şey olduğunu ifşa etmektedir.