BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

2025 KKTC’de seçim yılı! Yeni bir dönemin eşiğindeyiz…

Yayın Tarihi: 10/01/25 07:00
okuma süresi: 9 dak.

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 2025 yılı ile birlikte, hem cumhurbaşkanlığı hem de olası erken genel seçimlerle kritik bir dönemece girmiş bulunuyor. Ancak bu seçimler, sadece siyasi figürlerin yarışıyla sınırlı kalmayacak; halkın geleceğine, sistemin şekillenmesine ve ülkenin içinde bulunduğu derin krizlere nasıl yaklaşılacağına dair, bir referandum niteliği de taşıyacaktır... KKTC, her açıdan alarm veren bir tabloyla karşı karşıyadır... Artan ve çeşitlenen nüfus, kontrolsüz yaşam ve yoksullukla birlikte kamu hizmetlerinin kilitlenmesi; ekonomik darboğaz, partizanlık ve yolsuzluğun derinleşmesi, halkın içten içe olan öfkesini daha fazla artırıyor. Bu zorlu süreçte, sadece yeni bir siyasi vizyon değil, aynı zamanda kolektif bir toplumsal bilinçlenme de gerekiyor.

KKTC’nin Kronik Sorunları Artıyor, Yaygınlaşıyor ve Derinleşiyor...

Sağlık Sistemindeki Çöküş: Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin Acil Servisi, ülkenin artan nüfusuna ve ekonomik sıkıntılarına karşılık veremez durumda. Bir yılda 100 bini aşkın başvuru aldığı iddia edilen bu servis, sadece fiziksel kapasiteyle değil, aynı zamanda sistemsizlik ve planlama eksikliğiyle de sınav veriyor.

Nüfus Artışı ve Kontrolsüz Yaşam: KKTC’de kayıt dışı yaşayan yabancıların sayısı her geçen gün artarken, bu durum altyapıyı, kamu hizmetlerini ve toplum yapısını derinden etkiliyor. Nüfusun kontrolsüz şekilde çeşitlenmesi ve artışı, ülkede çok daha büyük sosyal ve ekonomik yaralar açıyor.

Ekonomik Darboğaz: Hayat pahalılığının dayanılmaz hale geldiği KKTC’de, şikayetlerin büyük bir kısmı, devletin fiyat denetiminde yetersiz kaldığına yöneliktir. Temel tüketim maddelerinde fiyat kontrolü ve kâr oranlarının sınırlandırılması gibi politikaların devreye girmesi şart. Ancak bu da yeterli değil; üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve yerli üretimin de desteklenmesi gerekiyor.

Artan Suç Oranları ve Yetersiz Tedbirler: Mağusa ve Girne limanlarından giren TIR’larda ortaya çıkan uyuşturucu, silah, insan kaçakçılığı ve kara para hareketleri, devlet otoritesine olan güveni ciddi anlamda sarsıyor. Alınan tedbirler caydırıcı olmadığı gibi, toplumsal huzuru ve istikrarı da tehlikeye atıyor.

Seçimlerin Getireceği Fırsat ve Tehlikeler...

2025, KKTC için sadece bir seçim yılı değil; aynı zamanda ülkenin kaderinin yeniden yazılması gereken, hayati derecede önemli yeni bir dönem olacaktır... Ancak, bu kritik yılda halkın ve siyasetçilerin, dikkat etmesi gereken çok önemli noktaların da bulunduğu, asla göz ardı edilmemelidir...

Bunlara kısaca bir bakalım...

  1. Sistemi Değiştirme Fırsatı: Mevcut sistemin tüm taraflarca sorgulanması gerekiyor artık. Partizanlık ve çıkar odaklı yapı, sadece toplumsal adaleti zedelemekle kalmıyor; aynı zamanda bireylerin sisteme olan güvenini de yok ediyor. Yeni seçimlerde bu zihniyetin kırılması için ortak akılla hareket edilmesi şart.
  2. Yeni Yüzler ve Fikirler: Halkın değişim isteği, yeni siyasetçilerin ortaya çıkmasını zorunlu kılıyor. Ancak bu figürlerin sadece yüz olarak değil, aynı zamanda projeleri ve çözüm odaklı cesur yaklaşımlarıyla da öne çıkması gerekiyor. Zamanın hızlı aktığı unutulmamalı; her aday, yapacaklarını şimdiden halka anlatmaya başlamalıdır.
  3. Halkın Sorumluluğu: Vatandaşlar, bu seçimlerde sadece birer izleyici değil, aynı zamanda özellikle bilgi sahibi bireyler olarak sorumluluk alacaklar. Adayların projelerini, şeffaflık derecelerini ve önceki eylemlerini sorgulamak, geleceği şekillendirmek adına hayati önem taşıyor.
  4. Kıbrıs Sorununun Çözümü: Yeni Cumhurbaşkanı adayları, şimdiden Kıbrıs sorununa yönelik vizyonlarını ortaya koymalı. Halk, somut çözüm yolları ve uygulanabilir stratejiler duymak istiyor. Sadece "müzakere" kelimesinin tekrarlanması artık yeterli değildir.

Anlayacağınız Tarihi Bir Sürecin Eşiğindeyiz...

KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 9 aylık bir süre var ve en geç 12 Ekim 2025 tarihinde gerçekleşmesi bekleniyor. Yeni cumhurbaşkanlığı binası, yeni meclis binası ile birlikte çok çeşitli donatımlarıyla bir kampüs olarak, ocak ayının sonunda hazır hale getirileceği belirtiliyor. Bu tarihsel dönemeçte dikkat çeken bir diğer unsur ise, halkın ve siyasetçilerin "yeni bir başlangıç" fikrini daha fazla içselleştirmesi gerektiğidir. Ancak bu başlangıç, yalnızca binadan ibaret olmamalı; aynı zamanda zihniyetlerin, politikaların ve yaklaşımların yenilenmesiyle somut bir anlam kazanmalıdır. Kıbrıs sorununda hâlâ ortak bir zemin bulunamaması ve mevcut iradenin yetersizliği, çözüm odaklı bir liderlik ihtiyacını daha da belirgin hale getiriyor. Bu sürecin sadece ülkenin kaderini değil, bölgedeki siyasi dengeleri de yeniden şekillendireceği unutulmamalıdır. Zaman hızla akıyor ve adayların halka nasıl bir gelecek vaat ettiklerini, daha net ortaya koymaları gerekiyor. Bu seçim, yalnızca geçmişin hesaplaşması değil, geleceğin inşası anlamına da geliyor...

Zamanın Hızına Karşı Bilinçli Hareket Etmeli...

Siyasette her şeyin son dakikaya bırakılması alışkanlığı, KKTC’de uzun yıllardır süregelen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ancak artık bu alışkanlık, içinde bulunulan karmaşık ve zor şartlar altında sürdürülemez bir noktaya gelmiştir. Zamanın hızlı aktığı bu dönemde, adayların ve siyasi aktörlerin proaktif bir yaklaşımla, halkın karşısına daha donanımlı ve hazırlıklı çıkmaları gerekiyor artık. Gecikme, sadece fırsatların kaçmasına değil, aynı zamanda toplumsal güvenin daha da zedelenmesine yol açacaktır. Bu nedenle, zamanın değerini bilen, planlı ve etkili bir şekilde hareket eden bir siyaset anlayışı, hem ülkenin hem de halkın yararına olacaktır. Siyasetteki bu alışkanlığın değiştirilmesi, farkındalığın artırılması ve yeni bir stratejik bilinç geliştirilmesi, artık hayati bir zorunluluk haline gelmiştir.

Toplumsal Değişimin ve Bilinçlenmenin Anlamı...

KKTC’de bu kritik süreçte yalnızca siyasetçilere karşı değil, her bir vatandaşın kendisine karşı da büyük sorumlulukları düşüyor. Halkın, kendi haklarını koruma ve hesap sorma bilincini geliştirmesi gerekiyor artık. Seçimlere yönelik bilinçli bir yaklaşım geliştirmek, hem sistemin, hem de toplumun yenilenmesi için hayati önem taşıyor.

Zaman Daralıyor...

2025 yılı, KKTC için yeni bir çağın başlangıcı olabilir; ancak bu, yalnızca halk ve siyasetçiler arasındaki bilinçli bir işbirliğiyle mümkündür. Zamanın hızlı aktığı bu süreçte, tüm kesimlerin önce ortak akılda buluşması, ardından da bu aklı çözüm odaklı yaklaşımlar ve somut çözüm yollarına dönüştürecek bir liderlikle harekete geçmesi gerekiyor. Kaybedecek vakit yok; bunlar şimdiden ortaya çıkmaya başlamalıdır...

Her seçim döneminde ortaya atılan iş vaatleri ve geçici çözümler, toplumsal sorunların derinleşmesine katkı sağlamaktan başka bir işe yaramadığı artık daha kesin ortadadır. Oysa halk, artık daha fazlasını talep etmelidir. İşsizlik sorununun kökünden çözülmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve sağlık sisteminin yeniden yapılandırılması gibi temel konular, geçici vaatlerin değil, kalıcı politikaların konusu olmalıdır. Vatandaşlar, "Seçimler geçicidir; sorunlarımız kalıcıdır" anlayışıyla hareket ederek, adaylardan sadece vaat değil, somut çözüm yolları ve vizyonlar talep etmelidirler. Çünkü her halk, sadece hak ettiği yönetimi değil, aynı zamanda talep ettiği geleceği de yaşar. Bu noktada unutulmamalıdır ki, "Değişim, talep etmekle başlar; talep, bilinçle şekillenir..."


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.