YÖDAK’ta taht kavgaları…

Yayın Tarihi: 11/11/21 05:00
okuma süresi: 5 dak.

Ülkemiz haksız ve insan haklarına aykırı ambargolar altında var olma mücadelesi veren sancılı bir coğrafyanın içinde…

İstikrarsız hükümetler nazarında oyuncak gibi elden ele dolaştırılarak günden güne eritilen sancılı ve bir o kadar da bahtsız bir devlet, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.

Devleti devlet gibi yönetemeyenlerin yarattıkları istikrarsızlığın da acısını kurumlar,  bedelini de bu toprakları vatan ya da memleket olarak gönüllerine koyanlar çekmekte.

Örnek mi?

Ambargolara inat ülke ekonomisinin ayakta kalmasının temel direklerinden biri olan yükseköğretim alanına doğru ve adil yön vermekten başka bir misyonu olmaması gereken YÖDAK mesela.

Neden mi örnek peki?

Çünkü, YÖDAK yine gündemden düşmüyor.

Çünkü, YÖDAK’ta sular yine durulmuyor.

Çünkü, YÖDAK’ta yine adalet terazisinin kaçtığı hatta dıştan müdahaleler ile kaçırıldığına dair iddiaların ardı arkası gelmiyor.

Yükseköğretim alanının olmazsa olmazı ülke üniversitelerinin, Prof. Dr. Akile Büke başkanlığındaki anlı şanlı dönemi bile arar duruma düştüğü de kapalı kapılar ardından konuşulmakta.

Peki, YÖDAK’ta neler oluyor?

İddiaların ve “taht kavgalarının” ipoteği altındaki böylesi bir YÖDAK’ın yükseköğretim alanına yön verecek olmasını beklemek ölü gözünden yaş beklemekten beter.

Meclis tarafından seçilecek üyeliğe başvuru yapan bilim insanlarından birisinin başvuru kriterlerini karşılamadığı iddiası bir yana daha düşündürücü olan iddia ise “üye eksik toplantı yapılamıyor” iddiası üzerinden gerek Meclis komitesinin üye değerlendirilmesinin aceleye getirildiği ve ayrıca ilgili diğer resmi kurumların da yanılttığı iddiası.

Yasa ise oldukça açık.

Yasanın, devlette süreklilik veya devamlılık ilkesinden hareketle “yenisi seçilene kadar eski üye görevine devam eder” hükmünü emrettiği ise ortada.

Meclis Siyasi, Hukuki ve Dış İlişkiler Komitesinin seçime katılacak adayların kriterleri karşıladığı görüşüne ise akademik çevrelerden itirazlar yükselmekte.

Peki, Meclis Siyasi, Hukuki ve Dış İlişkiler komitesi başvuruların kriterleri karşılayıp karşılamadığı noktasında görüş aldı mı?

Eğer aldı ise, kimden veya kimlerden görüş aldı ve komiteye kimleri davet etti soruları ise cevap bekleyen sorular olarak kamuoyunun önünde beklemekte.

Şeytanın avukatlığını yapacak olursak, Meclis Siyasi, Hukuki ve Dış İlişkiler komitesi, YÖDAK üye seçimi kriterleri arasında yer alan “Bir yükseköğretim kurumunda dekanlık veya yüksekokul müdürlüğü yapmış olmak veya yükseköğretim alanında üst düzey yöneticilik yapmış olmak” şartının karşılığı olan akademik statülerin neler olduğuna dair kimden veya kimlerden bilgi aldı?

Akademi çevrelerinden farklı görüşler ise iddiaların dayanağını oluştururken YÖDAK yine bir bilinmeze sürükleniyor.

Tartışmalar “anabilim dalı başkanlığının” yasada yer alan üst düzey yöneticilik şartını karşılamadığı iddiası etrafında sürmekte.

Başların kuma gömülmeden tartışılması gereken diğer bir konu ise Arizona Üniversitesi ile GAÜ arasında imzalanan “iş birliği” anlaşması üzerinden başlayan tartışmalar ve iddialar.

Milli Eğitim Bakanlığı anlaşmayı onaylayıp desteklerken YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı anlaşmanın mevzuata aykırı olduğu açıklamasını yapması ise tartışmaların boyutunu değiştirmekte.

Arizona Üniversitesi ile GAÜ arasında imzalanan “iş birliği” anlaşmasının mevzuata aykırı olup olmadığının cevabını ise kamuoyu merak ile beklemekte.

Ancak bir gerçek var ki, “taht kavgaları” arasında yükseköğretim alanı zarar görmekte.

Üniversitelerimiz, görünmeyen ancak birçoklarınca da bilinen bir “el'in” güdümünden öte hizmetinde olan bir YÖDAK’ın ortaya çıkma olasılığından dolayı kaygılı.

Kuzey Kıbrıs yükseköğretimi adına koskocaman kayıp bir 5 yılın geride kalmasının ardından YÖDAK’ın gücünü sadece ve sadece yasalardan alan bir kurum olmasına özelde yükseköğretim alanının genelde ise ülkemizin bugün daha çok ihtiyaç var.

Yükseköğretim alanını “daha iyiye götürme” vizyonu “hesap kesme” misyonunun gölgesinde kalmamalı.

Böylesi bir hukuk dışılığa ise başta YÖDAK izin vermemeli.

YÖDAK artık YÖDAK gibi yönetilmeli.

Devletin artık devlet gibi yönetilmesi gerekliliği gibi…


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Levent Özadam'dan #mesajınızvar

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları