“Bir iğne 5 bin TL olur mu?”

Yayın Tarihi: 29/09/23 05:00
okuma süresi: 6 dak.

“Selam Levent Bey, Ben hem KKTC hem de İngiliz vatandaşıyım, 1940 Lefke doğumlu ama Lefkoşa’da büyüdüm ve İngiliz koloni döneminde İngiliz okulundan mezun olduktan sonra İngiltere’ye gittim.

Şimdi emekliyim ve Girne’deki daireme devamlı gelir ve kalırım. Bütün olumsuzluklara rağmen vatanımı severim.

Şimdiki mevzu Kıbrıslı kardeşlerimizin İngiltere’den gelen vatandaşlara attıkları kazıkla ilgilidir;

Genelde sağlığım çok iyidir fakat bu yaşta kireçlenme oluyor tabi ki. Sol dizime koyu bir ağrı geldi ve evime çok yakın Kamiloğlu Hastanesine gittim, dizime steroid iğnesi vurulmasını rica ettim.

Randevu verdikten sonra doktor beni içeri aldı ve isteğimi söyleyince hemen yapalım dedi.

Bir steroid ilacına başka bir şey karıştırarak (belki ağrı kesici) iğneyi vurdu, ağrı kesici ve krem gibi bir şey yazdı, hepsi on dakikadan fazla sürmedi, fatura için resepsiyona yönlendirdi.

Resepsiyona gidince 5000 Bin TL dediler, neden bu kadar çok deyince doktor bey öyle söylemiş.

Çıkarıp beş bin lirayı nakit verdim ve bana verdikleri makbuzda sadece ismim ve ödediğim rakam yazar, açıklama bölümü boşmuş, kullanılan ilacın ismi, fiyatı, dokturun ücreti hiç yazmaz!

Ertesi gün hastanenin sahibi Kemal Kamiloğlu’nu gidip gördüm bana dedi ki, İngiltere’de özel bir hastanede doktor görmek 200 Sterlindir ama biz İngiltere değiliz, birkaç gün önce Girne Suat Günsel Hastanesinde bir muayene için sadece 900 TL aldılar, yani 27 Sterlin.

Kamiloğlu’na bu nasıl bir vurgun, bir steroid iğnesi için nasıl 5 Bin TL alınır!

Özel hastaneler denetlenir ki, şikayet için bir yol var mı?

Saygılar…

Fevzi ÖGELMAN

Not: Yazılarınızı ve mesajlarınızı internetten her gün okurum”

Polis sadece ceza keserse…

Bizde dert çok…

En az değindiğimiz ise trafik kazaları ve ölümler!

Ölümlü birçok trafik kazası pisine gerçekleşiyor ama kime ne?

Çok da kimsenin umurunda değil…

Örneğin Girne Dağ yolunda gerçekleşen ölümler!

Burada geçtiğimiz yıllarda öğrenci çocuklarımız hayatlarını kaybetti de ne oldu?

Sadece acılı aileler bilir evlat kaybetmenin ne olduğunu…

Hele de karanlık oldu mu bu yolda sürerseniz Allah’a emanetsiniz!

Öyle kötü bir yol ki direksiyon hakimiyetini kaybetmeniz an meselesi…

Sonrası malum!

Ölenlerin ardından gözyaşları…

Ta ki bir dahaki ölümlü kazaya kadar unutuluyor her şey!

Ne yazıp ne çizsek artık nafile...

Gidenleri geri getirmek ne mümkün!

Acımız, büyük, acımız derin ama...

Bundan sonrası daha fazla önem taşıyor artık!

Yeni kazalar olmasın, fidanlar göçmesin diye...

Sosyal medyaya bakın hele!

Herkes birilerini suçluyor, sayıp sövüyor ama ortada hiç bir şey yok...

Elde var sıfır yani!

Suçlamalar da beş para etmiyor artık, bize çare gerek...

Hükümetin alayı pılıyı pırtıyı toplayıp istifa etse ne olacak!

Yeni gelenin elinde sihirli değnek mi olacak...

...

Trafik kazalarında herkesin payına bir şeyler düşüyor...

En tepesinde oturanından en aşağıdakine kadar!

Hepimizin olmalı bu görev ki öncelikle toplumsal duyarlılık gelişsin...

Şimdi üç can gitti diye sosyal medyada feryat ediyor gibi gözükenler önce sürüş halindeyken ellerindeki cep telefonlarını bırakmayı bir yeğlesin!

Bunun örneklerini geçmişte çok yaşadık...

Daha bir kaç sene önce bir hocanım Güzelyurt yolunda elinde cep telefonu ile sürüş yaparken aynı anda sosyal medyada cirit atarken 4 genç kızımızın aracının üstüne çöküp de onları bu hayattan koparmadı mı!

Onun içindir önce biz demek lazım, eğer trafik kazalarında gerçekten kalıcı bir önlem almak istiyorsak!

...

Örneğin trafik polisleri...

Bizim ülkede ne iş yaparlar!

Ya da biz onları ne yaparken görürüz genelde...

Kurallara uymayan sürücüleri enseleyip ceza keserler!

Yapacaklar tabi, kimsenin itirazı yok buna zaten...

Peki ama ne yapmazlar?

Ülke genelinde hem ilçelerin, hem de ilçeler arasındaki yolların durumunu en iyi onlar bilirler ama bunları merkeze taşımazlar...

Olaya buradan da bakmak gerek!

Polisin birinci görevi vatandaşın can güvenliğini sağlamaktır, bunun için ceza yazılacaksa yazılacak ama yolların durumu da göz ardı edilmeyecek...

...

Başta da dedik ya...

Kimseyi suçlamak giden üç canı geri getirmeyecek!

Ama bundan sonrası önemli...

Trafik polisi nasıl kanunları yerine getirip, bazen uyarıp bazen de ceza yazarken kendine yeni bir görev addedecek!

Ellerinde kağıt kalem bütün anayolları gezip eksiklikleri, aksaklıkları, çukur ve gereksiz tümsekleri içeriye bildirecek...

Tabi ki bunu da uygulamaya sokacak olan Polis Genel Müdürlüğü olacak!

Acımız elbette büyük...

Ama artık daha fazla günahsız canların yollarda pisi pisine ölmesine tahammülümüz kalmamıştır...

Bizimkisi naçizane bir tekliftir sadece!


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Levent Özadam'dan #mesajınızvar

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları