Eskiye rağbet olsa...

Yayın Tarihi: 27/12/24 05:00
okuma süresi: 5 dak.

Uzun bir zamandır notlarım arasında vardı ama yazmaya çekindim...

Çekindim çünkü çok küçük bir ülkede yaşıyoruz!

Zaten bu kadar küçük bir ülkede mesleği sürdürmek de görünenden çok daha zor...

Bir konuyu ele alıyorsunuz, aracıların haddi hesabı yok!

Çoğu eleştirdiğiniz kişiye anında sahip çıkıyor...

Daha da doğrusu eleştirilen kişi aracıları devreye koyarak ne kadar masum olduklarını dolaylı olarak söyletmeye çalışıyorlar!

Ama nedense bir türlü kendileri arama cesareti gösteremiyorlar...

Onları da anlamaya çalışıyoruz!

...

Son birkaç haftadır okuyucudan gelen şikayetler artmaya başladı...

Televizyon ekranlarına çıkanlar konusunda!

Eski başbakanlar, bakanlar, vekiller ve belediye başkanlarını eleştiriyorlar...

Nedir bu ekran sevdası diye!

Hepsi zamanında makamdayken görevlerini yapmışlar sonra da günü gelince evlerine çekilmişler...

Belli ki sıkılmışlar!

Son zamanlarda ekranları takip ediyorsunuz, ne büyük tesadüf her birinde hep eski makam sahipleri...

Okuyucu bıktık usandık onları diyor biz de onlara sonuna kadar katılıyoruz!

...

Hani bir laf vardır ya...

Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı, diye!

Sanki de bunun için söylenmiş gibi...

Birçoğu, hatta hepsi tanıdık ya!

Biz yazmaya çekiniyoruz ama okuyucu uyarınca da yazmak şar oluyor...

Zamanında ülkenin çeşitli makamlarında oturup görevinizi bir şekilde iyi ya da kötü yaptınız...

Eğer çok büyük hizmetler verdiyseniz de alkışladık, aksi olunca da eleştirdik!

Şimdi kenara çekilme zamanıdır...

Başka türlü gençlerin, yeni yüz ve isimlerin önünü açma zamanıdır!

Lütfen kimse kusurumuza bakmasın...

...

Bir yazımızın altında okuyucu yorumu, diyor ki;

Ne istedin da alaman, niye taktın bu konuya...

Sahte diploma skandalıyla çalkalanan okulla ilgili onlarca yazı kaleme aldık ya!

Ne yazık ki meslek hayatımızda böyle suçlamalarla da karşılaşıyoruz...

Oysa biz sadece kamuoyunu aydınlatma görevimizi yerine getiriyoruz!

Başka da bir amacımız yok...

Şimdiye kadar da kimseden ve hiçbir makamdan zerre bir şey istemedik bundan böyle de kesinlikle istemeyiz!

Ama okuyucu kılığı ile karşımıza çıkanları da çok iyi bilir ve tanırız...

Ha keşke dürüst olup karşımıza çıkma cesaretini gösterip, sözde eleştirilerini öyle yapabilseler!

“Okkalı zamlar kapıda...”

“Ey KKTC Ahalisi:

Yılbaşı yaklaştıkça ve asgari ücret ile hayat pahalılığı hesaplaması tarihi yaklaştıkça, sadece piyasadaki açıkgözler fiyatlarını yükseltmiyorlar. Ayni anlayışla hükümet edenler de 2025 yılında uygulayacakları vergi, resim, harç ile benzeri diğer kamu alacaklarına da okkalı zamlar yapma hazırlığı içinde olduğunu herhalde bilmeyen yoktur. Belediyeler ise, reform çalışmaları kapsamında yaptıkları düzenleme ile tüm Belediyeye ait vergi, resim, harç ve diğer isimler altındaki alacaklarını da asgari ücretin belli oranlarına endeksledikleri için 2025 yılının hiç de rahat geçmeyeceği şimdiden anlaşılmakta olup ülke ekonomisinin hiç de olumlu yönde seyretmeyeceğini söylemek pek de kehanet olmayacaktır...”

(Göksel SAYDAM)

...

“Yeşile muhtacız...”

Lefkoşa'daki Tüm Yeşil Alanları Verimli Değerlendirmek Gerekir

Yeşil adada yeşile muhtaç olduk.

Her belediyenin kendine özgü park ve bahçeler uygulaması vardır.

Personel ve malzeme durumuna göre kendi düzenlemelerini yapıyorlar.

İster denetim eksikliğinden olsun, ister çevre güvenliğinden olsun, ister personel eksikliğinden olsun, sebebi ne olursa olsun Lefkoşa'ya yeşil alanların kapanması, çevrelerinin tellenip kapılarına kilit vurulması yakışmıyor.

Şehrin merkezindeki yeşil alanların çevre sakinlerinin ve halkın kullanıma açılması değer kazanıyor.

O zaman alternatif çözüm yollarının aranması gerekiyor.

Bunlardan birisi de yeşil alanları telleyip kilitleyip kullanıma kapatmak yerine, Lefkoşa Türk Belediyesi olarak elden gelebilecek desteği vererek, önce en yakın esnaflardan başlayıp onların sorumluluğunda ve düzenlemesinde kullanıma açmak güzel olabilir.

Esnaf burayı kendi işletmesi gibi kullanıp gelirine katkıda bulunurken hem bakımını yaparak sürdürülebilir bir yeşil alan sahibi olunur hem de halk yeşil alansız kalmamış olur.

(Dr. İlker İPEKDAL)

...

“Yayalar mağdur...”

Girne, Ordu Pazarı, tören alanı...

Ramadan Parkı kavşağı- Bayramoğlu iş yeri boyunca bu kavşak trafiğe kapatılıp yayalara açılmalıdır.

Araçlar bu yol bölümlerini amaçsız işgal ediyor...

Haydi Başkan!

(Ali ÖZKAN)


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları