Tavla teslim olmanın bedeli…

Yayın Tarihi: 09/04/25 05:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, yine dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptığı bir görüşmede ilk kez söylemişti…

Türkiye’de ne varsa KKTC’de de olacak, diye!

Bu söz günümüze kadar bir slogan olarak geldi…

Gayet de hoşumuza gitmişti doğrusu!

Koskoca bir Türkiye…

Zaten tüm imkanlarından yararlanıyorduk bu sözden sonra beklentilerimiz daha arttı!

Geldiğimiz noktada çok şey oldu da…

Beklentilerimiz karşılanmadı!

Karşılanmadığı için olmaması gerekenler de oldu, olmaya devam ediyor…

Seçimlere müdahaleler yapılmaya başlandı!

Hatta kurultaylara bile…

Başbakanları bile kendimiz belirleyemedik!

Bu arada yapılan müdahalelere karşı çıkacağımıza biz aksini yaptık ve ipleri top yekun teslim ettik…

Şemde de onun bedelini ödüyoruz!

Ülkeye yönetenler tavla teslim olurken Kıbrıs Türkü’nün uyanışını görmek güzel…

Çocuklara türban taktırmak için tüzük değişikliği yapılırken gördüğümüz kadarıyla toplumsal muhalefetin laikliği örnek göstererek dayatmalara karşı çıkması gurur vericidir!

Yapılan eylem ve gösteriler kesinlikle Türkiye karşıtlığı değil aksine Atatürk ilkelerine sımsıkı sarılmak, onlara sahip çıkmaktan öte bir şey değildir…

Lütfen tüm kesimlerin yaptıkları açıklamalara dikkat ediniz;

Atatürk ilkeleri deniliyor başka bir şey denilmiyor!

Bunu Ankara karşıtlığı olarak algılayanlar ve yorumlayanların da gerçek amaçlarını zaten bilmeyen yok…

Ekim ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ankara’nın de desteği ile bir kez daha aday olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar öyle bir açıklama yaptı ki büyük cesaretti doğrusu…

“Biz ayrı bir halkız, sanatımızla, kültürümüzle…”

Resmen mesaj verdi, kendisini seçimlerde destekleyecek olanlara!

Bir anlamda, karışmayın bizim iç işlerimize diyor…

Bunu satır aralarında olsa da söylemesi, toplumun genelinin de tercümanlığı demektir!

Kesinlikle de hükümete örnek olmalıdır…

Bu konuda hükümetin ne kadar cesur olacağı da merak konusudur!

Ama Ankara’ya tamamen sırtını dayayan hükümetten bu konuda olumlu bir açıklama da tabi ki beklemiyoruz…

Bunun da gerekçelerini bilmeyen zaten yok!

Okullarda türban tartışmasıyla birlikte UBP’de de yeni bir kriz yaşanmaya başladı…

Hatta öyle bir kriz ki ardından hükümet krizi bile gelebilir!

UBP vekillerinin büyük bir çoğunluğu tüzük değişikliğine muhalif bir pozisyonda…

Çünkü tabanın sesi onlar için hayati önem taşıyor!

Taban da laiklik mesajları verirken daha kritik bir durum yaşanmaya başladı…

Bu arada YDP tabanında bile laiklik vurgusu yapılırken Genel Başkan Arıklı biraz da mecburiyetten olayı kaşımaya devam ediyor!

Kendince haklı yönleri var…

Ama artık yeni nesil genç partililerin de dik ve onurlu duruşunu bir yerlere kaydetmek gerekiyor!

DP yine aynı pozisyonda…

Etliye sütlüye karışmayan politika üretmeye devam ediyor!

Belki de en iyisini yapıyor…

Ama DP tabanını en iyi tanıyanlardan birisi olarak ezici çoğunluğun Atatürk çizgisinde olduğunu söylemek çok da zor değil!

Bundan sonra ki süreçte tüm gözler Başbakanda olacak…

Bir yanda toplumsal muhalefet, diğer yanda talimat verenler arasında bakalım nasıl bir yol haritası izleyecek bunu da artık hep birlikte göreceğiz!


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Levent Özadam'dan #mesajınızvar

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları