Popülizmin görme dedikleri

Ülke dibin, dibini görmüş. 

Üstelik her konuda, her alanda. 

Akaryakıt sorunu var, tüp, elektrik, internet, hepsi sıkıntılı. 

Hayat kalitesi, üstelik lüks olmayan ihtiyaçlar, olduğu gibi sorunlu.  

Mesele sadece ekonomi, geçim derdi falan da değil. 

Yozlaşma, sosyal, kültürel, öze ait, karaktere dair, ciddi bir kayıp var. 

Emeksiz, mücadelesiz, çalışmadan, hak etmeden, kazanılan maddi değerler, makamlar. 

Suni gündemler, değişen ve çeşitlenen konular, günümüzü, zamanımızı alıp gidiyor. 

Ta ki yenisi yaşanan kadar, yenisi, eskiyi unutturana kadar. 

O kadar siyasal ki, o kadar popülist, kaçmak ise ne mümkün. 

Din işleri başkanının yaptığı açıklamalar, sonrasında, bakanlar kurulu tarafından soruşturma başlatılacağı. 

Sonucu göreceğiz. 

Hemen arkasından, Cumhuriyet Meclisi binasının bahçesine, yapılan, Mustafa Kemal Atatürk, Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın büstleri ile ilgili tartışmalar. 

Hepsi önemli, eleştiri de, destek de, hepsi değerli. 

Sürekli vurguluyorum, her konuyu, siyasi bakış açısına göre değerlendirseniz, kendi, kendinizle çelişirsiniz. 

Sırf eleştiri olsun diye, sırf karşı olduğunuz siyasi görüşe muhalif olmak için, görüş bildirmeyin. 

Doğruyu bulmak için, yapılan işe, yanlış veya doğru, katkı koymak için eleştiri yapın, eleştiriye de açık olun. 

Bu mantık doğruyu getirmez, bu anlayış bir arpa boyu yol götürmez. 

Evet, bu büstler olmamış, kötü yapılmış, çokça hatalar var. 

Hepsi kabul, ancak bunu düşünmekte, öncü olmakta, bir o kadar değerli değil mi? 

Mademki bu kadar destek vardı, neden birileri düşünmedi? 

Yine, yeni, yeniden popülizmin dibine vurduk. 

Keşke her konuya bu kadar kafa yorulup, baskı unsuru oluşturulabilse. 

Bu kamuoyu gücü ile neler neler yapılırdı. 

Bu ülkede, bu toplumsal tepki ile ne yanlışlar düzeltilirdi. 

Popülizm, gerçekleri gizler, gündemi değiştirir, vicdanı rahatlatır, sorumluluğu atar, günü kurtarır, hatta sosyal medya da beğenileri artırır. 

Fakat gerçekleri, gerçek gündemleri, esas sorunları bitirmez, gizli kalmasına, gündeme gelmemesine hizmet eder. 

Esas sorunlarımız, hayat pahalılığı, adaletsizlik, fırsat eşitliğindeki haksızlıklar, günlük yaşamımızı bire bir etkileyen, elektrik sorunu, uyuşturucu, sosyal hayatı tehdit eden, bilinmeyen, kaçak nüfus. 

En basit kamusal hizmetlerin bile KKTC kurumlarınca verilememesi, basit işlerin dahi yapılamaması, her şeyin Türkiye’den beklenmesi. 

Bakınız; 

“Kısa sürede KKTC vatandaşlığı aldıktan sonra bir dönem İçişleri Bakanlığı’nda danışman olarak görev yapan şahıs, Girne’de gerçekleştirilen Kırık Kalıp Operasyonu’nda 2 kiloya yakın uyuşturucuyla yakalandı.” 

Bu haber, bir din adamı, bir büst konusu kadar, konuşulmuyor bu ülkede. 

Bu basit bir olay değildir. 

Ucu çok farklı yerlere gidebilecek konudur, ancak ülkenin popülizm denizinde, bir damla kadar değer görmüyor. 

Konunun gelişimini elbette takip edeceğiz. 

Gerçeklerden koparak, popülizme esir olarak, ülkenin gerçek gündemini görememek, saklanmak, gizlenmek, sonra da memleket elden gitti diye hatayı, suçu başkalarına atmak. 

Önce samimiyet, bedel ödemeyi göze alma, doğruya doğru, yanlışa yanlış deme. 

Geç olmadan bir yerlerden başlamak şart.