Başkasının mutluluğu sizi de mutlu ediyor mu?

Yayın Tarihi: 26/06/23 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Ve seçim bitti.

Kazanan, CTP ve adayı Sami Özuslu.

Öncelikle hayırlı olsun.

Şimdi yeni gündemler, tartışmalar, beklentiler.

Seçime katılım oranı, sonucun getirdiği siyasi mesajlar.

Bir süre sonra normalleşme başlar.

Bugün için gündemden uzaklaşma hakkımı kullanıyorum.

Elbette, hayat yine, her şeye rağmen, kaldığı yerden, bireysel, toplumsal, ülkesel, sorunlar, sıkıntılar, yaşanmaya devam eder, edecek.

Hepsini bir tarafa bırakalım.

Hiç olmazsa, birkaç günlüğüne bunu yapalım, deneyelim.

Bir gazeteci, köşe yazarı, toplumsal sorunlardan uzak olabilir mi, kopabilir mi?

Mümkün değil, yapılan işin doğasına aykırı olur.

Hatta kendi sorunlarından ötesini düşünür.

Böyle bir yük taşır.

Pek çok insan, sadece kendini ilgilendiren konulara ilgi gösterir.

Bir düşünün, yaşadığınız ülkeyi ne kadar tanıyorsunuz?

Toplumsal konulara ne kadar duyarlısınız?

Başkaları mutsuzken, büyük acılar yaşarken, empati yapabiliyor, gerçekten aynı acıyı, mutsuzluğu hissedebiliyor muzunuz?

Yoksa başınızı çevirip, uzaklaşıp, uzaklaştıkça, size ulaşamayacağını mı düşünüyorsunuz?

Bu soruların cevapları çok önemlidir.

Ülkeye olan aidiyeti, topluluk değil, toplum olmaya veya tam tersini yaşamaya olan bağlılığı gösterecek.

Mutlu musunuz, bu ülkede olmaktan, işinizden, eşinizde, ailenizden yana?

Demokrat, milliyetçi, dindar, solcu, dünya görüşünüz nedir?

Ve sizin gibi düşünmeyenleri de anlayabiliyor musunuz, anlamaya çalışıyor musunuz?

Kendiniz için istediklerinizi, kendinize hak gördüklerinizi, başkaları için de istiyor, hak görüyor musunuz?

Sorular çok mu oldu, yazı sıkıcı mı geldi?

Ama inanın önemlidir.

Sürekli bir yarış halindeyiz.

Bu yarış çocuk yaşlardan başlıyor, başlatılıyor.

Adalet ve hak arıyoruz, ancak bu arayış genel olarak kişisel.

Ön yargılı, güvensiz, bencil ve kişisel arzular, istekler.

Evet, hayat bir yarıştır ve mutlaka bir sonu vardır.

Başkasının acısıyla üzülmek, sahiplenmek, mutluklara sevinmek, ortak yaşamın en güçlü bağıdır.

Bu bağı daha da güçlendirmek, ortaklaşmayı, paylaşmayı, hissetmeyi, başarmaya çok ihtiyacımız var.

Toplumsal olarak sahipleneceğimiz, ortak başarı hikâyelerine ihtiyacımız var.

Üstelik her zaman olduğundan daha çok ve daha acil.

Bu duygu ve düşünceler, bir bayram temennisi ile bitsin.

Paylaşın, acıyı da, mutluluğu da.

Sosyal medyanın kolaycılığı ile değil, gerçek hayattan, gerçek duygular ve davranışlarla, samimi olun ve bunu gösterin, hissettirin.

O zaman biter yabancılaşma, bayramla başlasın, birbirini anlama, çaba gösterme, empati kurma, saygı duyma.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları