Toplumsal “ahlak” çürüyor

Yayın Tarihi: 16/08/23 08:00
okuma süresi: 5 dak.

Kıbrıs Türk basınının duayen isimlerinden, gazeteci Süleyman Ergüçlü'yü kaybettik.

Herkesle bir anısı mutlaka olan, Kıbrıslı kültürünü bire bir yansıtan çok değerli bir büyüğümüz daha aramızdan ayrıldı.

En başta ailesine, tüm sevenleri ve basın camiasına başsağlığı diliyorum.

Değerler önemlidir, sahip çıkılmalıdır, kültür, yüz yıllarca birikimden gelen alışkanlıklar, yasal altyapısı olmadan, toplumla yoğrulan, toplumsal nitelik kazanan teamüller, değerlidir.

Bugün için, Kıbrıs Türk toplumu çok farklı bir noktada.

Toplum değil, topluluk.

Bir beraberlik, dayanışma, hoş görü ortamı vardı ki git gide bozuldu, bozulmaya devam ediyor.

Ülke kötü yönetilmiş olabilir.

Kurumlar çökmüş, batmış, batırılmış, aklınıza gelebilecek her türlü olumsuzluk, yaşanmıştır.

Ancak en önemli kayıp “ahlaktır”.

Biraz ağır gelebilir, ama bu toplum ahlaki değerlerini kaybediyor.

Yozlaşma, normalleştiriliyor.

Bilinçli, araştıran, sorgulayan, konuşan, tartışarak sorun çözen, farklı düşüncelere saygı duyan nesiller, yetişmiyor.

Ağır olacaksa olsun, bu toplum içten içe çürüyor.

Yaşadığımız toplumsal olaylara bakın.

Günlük olmuş, artık şaşırtmıyor, kimse ilgilenmiyor.

Çürüyor toplum, her gün biraz daha derinleşerek.

Misafirliğe gidilen evden eşya çalınıyor.

Bahçenize girilip, malzeme çalınıyor.

Cinsel istismar, şiddet, bazı kamu çalışanlarının, görevlerini kötüye kullanmaları.

Trafikte ki saygı yoksunluğu, hayatını kaybeden yabancı uyruklu çalışanlara karşı duyarsızlık.

İskele de bir gencin dövülerek katledilmesi.

Nereye gidiyoruz, farkında olan var mı?

Şimdi birileri çıkıp “nüfus değişti, bu suçların çoğunu, sonradan gelenler işliyor” diyecektir mutlaka.

Bu kolaya kaçmak olur.

Yeni nesiller de genel olarak, tarih, geçmiş, memleket bilinci yok.

Ülkesinin tarihini, siyasetini, sporunu, kültürel faaliyetleri bilmiyor, ne verildiyse, kısıtlı verilmiş.

Ekonomik uçurum, sınıflar arası bölünmüşlük, liyakatsiz, adaletsiz, fırsat eşitliği olmadan yaratılan çarpık bir düzen.

Çürüyoruz ve kaybeden biziz.

Balık baştan kokar, hesap vermeyeceğini, nasıl olsa bir şey olmaz anlayışını, bilen, farkında olan, toplumun geniş bir kesimi var.

Devleti kullanan, olanaklarını, makamlarını, kamu kaynaklarını harcayan, hesap sorulmayan, hesap vermeyen, bir siyasi yönetim şekli var.

Toplumu yönetenler, hesap vermiyorsa, toplum da bunu kendine hak görür.

Her türlü yasal boşluğu, popülizmi, siyasi yakınlığı kullanır.

Devleti, kötü yönetimlerden korumakla görevli, kurumlar, bağımsız, korkusuz, siyasetten arınmış, tüm dosyaların, davaların üzerine cesurca giden, gidebilen, her anlamda emniyet ve koruma görevini, yasaların verdiği güçle yapabilen kurumlar, sessiz kalırsa, toplum, kendi adaletini uygulayan kesimler karşısında çaresiz kalır.

Ahlaki çürüme ve çöküntü.

Toplumsal yapının, yasaların çaresiz kalması.

Bu ciddi bir konu, bu yola girildi mi dönüşü zor olur.

Toplumun geneli, her şeyin kendine hak görüyor.

Başkasına oldu mu ses çıkarmıyor, kendine oldu mu, haksız da olsa kabulleniyor.

Popülizm, adamcılık, nepotizm, sorumluluk almama, sorumlu tutulmama, çürümeyi hızlandıran etkenler.

Bir sistem kuruldu, ya içindesiniz, ya da dışında.

Yaşanan toplumsal olaylar normal değildir, en başta bu kabullenilmeli.

Polisiye tedbirlerle, günlük önlemlerle veya görmezden gelerek çözüm bulunamaz.

Topluma yön verecek sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, siyasi liderler gerekli.

Liyakatli, eğitimciler, yöneticiler ve böylesi bir sistemi kabullenecek bir toplum inşa edilmesi şarttır.

Unutulmasın, çürüme en tepeden başlar ve tabana yayılır.

Kimsede, demokrasi, hak, hukuk, adalet beklentisi de olmaz.

İtaat, beklenti, kişisel çıkarlar, menfaat ve düzene tam uyum, genel olarak sistemin merkezidir.

İşte yaşadığımız tam da budur.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları