Asgari ücret, hayat pahalılığına bağlanacak

Yayın Tarihi: 10/01/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Kısa bir süre önce, gündemden düşmesi gereken konuları yazmıştım.

Bu konular içine, asgari ücreti de eklemiştim.

Gündemden düşmesi, ama sadece bugün için değil.

Bu konunun bir sisteme dâhil edilmesi.

Bu tartışmaların ve asgari ücreti belirlemenin, bir pazarlık, çalışma huzur ve barışını bozan süreçlerden söylemlerden kurtaracak bir yöntemle belirlenmesi.

KKTC de asgari ücret anlamını yitirdi.

Çünkü asgari ücret, önemli bir kesim için asli maaş oldu.

Hem işveren, işçi, çalışan, hem de devlet, hükümetler için yıpratıcı bir süreç.

Popülizm, siyasi, ekonomik, pek çok yönden kullanılıyor.

Hayat pahalı, evet, üstelik ülke şartları yaşanan pahalılığı, her kesim için eşitliyor.

Asgari ücretle çalışanlar, sosyal yardım, engelli, yoksulluk maaşı alanlar, memur, işçi, üst düzey kamu çalışanı, tüm kesimler, aynı oranda fakirleşiyor.

Bunun yanında, bu fakirleşmenin telafisi için, eşit şartlar, eşit koruma, sosyal ve ekonomik yaşamın devam ettirilmesi için, adil bir uygulama yok.

16 bin TL alan da, 50 bin TL alan da, aynı piyasadan, aynı şartlarda alışveriş yapıyor.

Bu büyük bir adaletsizlik.

Devletin de asgari ücretle belirlenen ödemeleri var.

Engelli maaşları mesela, 18 yaş altı çocuklar, asgari ücretin yarısını, 18 yaş üstü gençler, asgari ücretin %60’ı kadar ödenek alıyor.

Tüm bunların yeniden göz geçirilmesi, güncellenmesi gerek, hayat şartları bunu zorunlu kılıyor.

Devlet tüm sosyal yardım çatısında olan insanlarına, yaşlısına, dulluk maaşı, cemile yardımı, engelli ödeneği alanlara, maaş haklarını, asgari ücret olarak düzenlemeli.

Yeterli mi, elbette yeterli değil, sağlık giderleri, ulaşım giderleri, kat ve kat fazla.

Ama bir yerden başlamak, mevcut şartları mümkün olduğunca iyileştirmek, sosyal devlet söyleminin vücut bulması demektir.

Şartlar o kadar çabuk değişiyor ki;

Bir on yıl öncesine bakalım;

“KKTC de asgari ücret, 2013 yılında bin 415 TL, 2014 yılında bin 560 TL, olarak belirlendi.”

Bugün ise konuşulan rakamlara baksanıza.

Bu durumun kökeni ise tabi ki hayatın bu kadar pahalılaşması.

Önlenemez bir şekilde, alım gücünün düşmesi, hızlanan bir fakirleşme.

Kamu çalışanları bir nebze korunuyor, kayıplar telafi ediliyor.

Peki, özel sektör, asgari ücretli, sosyal kesim, aynı kaybı onlarda yaşamıyor mu?

Hayat pahalılığının önüne geçilemiyor, bu konuda önlemler düşünülmüyorsa, eşit kayba eşit telafi şart, olmazsa, olmaz.

Bir konunun altını daha çizeyim ve esas meseleye geçeyim.

Maaş, ücret anlamında her türlü kazanca ne kadar artış yapılırsa yapılsın, pahalılığı önlemez, ertelemez, aksine artırır.

Çünkü her türlü maliyet, maliyeti artıran her unsur, piyasaya gider olarak yansır ve vatandaşın cebinden çıkar.

Asgari ücret konusunda, çetin bir döneme giriyoruz.

İlgili tüm kesimler için zor bir süreç başlıyor.

Umarım kırıp dökme, ayrıştırma, kutuplaştırma yaratacak tüm hareketlerden, tüm taraflar uzak durur.

Tüm tarafların ortak uzlaşısı ile bir asgari ücret miktarı belirlenir.

Hükümet kaynaklarından elde ettiğim bilgilere göre, 2024 yılının ilk asgari ücreti, pazarlık usulü ile belirlenen son asgari ücret olacak.

Hükümet, asgari ücretin belirlenmesinden sonra, yasal değişiklikle, bundan sonraki asgari ücretlerin belirlenmesini, hayat pahalılığına bağlayarak, otomatikleştirecek, böyle bir sistemi hayata geçirecek.

Yenileme, güncelleme, çağdaşlaştırma şart.

Bunun yanında atılması gereken başka adımlar da var.

Nelerin, ne kadar yapılacağını, takip edeceğiz.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları