"Faiz başkan, destek veriyorum demedi”

Yayın Tarihi: 05/08/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

İki haftalık bir ara verdim.

Biraz dinlenmek, gündemden uzaklaşmak, başta çocuklar olmak üzere vakit ayırmakta zorlandığım, herkese ve her şeye zaman ayırmak için.

Sonu olmayan hiçbir şey yoktur.

En önemlisi tabi ki insan hayatıdır ve klasik olacak ama sağlıktır.

Dinlenmek, dinginleşmek, stresten, koşuşturmaktan, hep bir yerlere yetişme telaşından, uzaklaşmak, hem bedenen, hem de ruhen rahatlamak.

Kış mevsimi boyunca yoğun şekilde çalışmak ve en sonunda yazın yaşanmasını fırsat bilip, on gün dinlenmek.

İnsan kendine fırsat vermeli, iç sesini dinlemeli, kendiyle konuşmalı.

Ve unutulmamalı, dışarıda da bir hayat var.

Ara verdiğim on günlük sürede pek çok konu gündem oldu, tartışıldı.

Biraz geriden gelerek de olsa, eksik kalmamalı düşüncesiyle yorumlayacağım.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) kurultayı ve müdahale iddiaları, tartışmaları.

UBP'yi veya herhangi bir siyasi partiyi tabi ki ülkeden ayrı tutmak mümkün değil.

Yaşananlar şaşırtıcı mı?

Bence değil, bu tablonun yaşanacağı belliydi.

Şu anki Genel Başkan, başbakan Ünal Üstel, Türkiye hükümeti ile uyumlu bir görüntü çiziyor.

Türkiye hükümet yetkilileri, sürekli istikrar vurgusu yapıyor.

Bu dönemin de Ünal Üstel ile geçilmesini arzu etmeleri bunu göstermeleri sır değil.

Yaşananların bu noktaya gelmesi bekleniyordu.

UBP başkanı kim olursa olsun, Türkiye hükümeti ile uyumlu çalışacağı bir gerçek, aksini düşünmek bile saçma, peki neden bu risk göze alındı ve iş bu noktalara geldi.

Bakın, her ne yaşandıysa, normaldir, kabul edilebilirdir, demiyorum, asla.

Ancak, UBP'nin daha önce yaşadıkları, tecrübe ettikleri var.

Üye olan herkesin, özgürce, bağımsız, demokratik hakkını kullanarak, her türlü göreve talip olma hakkı da vardır.

Bazı meseleler, yaşanmaması gerekmesine rağmen, yaşanıyorsa, bunlar ortaya saçılmamalı.

Bu durdurulamadıysa, her şey tüm şeffaflığıyla açığa çıkmalı.

Bu, binlerce üyenin hakkıdır.

Kendi içinde, konuşarak, danışarak, ortak karara vararak bu süreçler yaşanmalıydı.

Tamam, burası Norveç değil, ama kimse bana demokrasiden, özgürlüklerden, belli aşamaları yaşamış, aşmış bir ülkede yaşadığımızdan da bahsetmesin.

Bazı değerleri, bu çizgiden geçerek, olmayanları, varmış gibi göstermesin.

Yine altını çizeyim, yaşananları normalleştirmek istemem, fakat şaşırmam, şaşırmıyorum.

Şaşırır gibi yapıp, UBP adına demokrasi kavramını, sadece kurultay zamanları hatırlayanlara esasen şaşırıyorum.

Artık her ne yaşanıyorsa, açık seçik yaşanıyor.

Bunların yaşanmasından, rahatsız olan çok UBP'li tanıyorum.

Ailesinin önemli bir kısmı, UBP geleneğinden gelen biri olarak bu satırları yazıyorum.

İki haftalık sürede çok insanla konuştum, siyaset ve UBP özelinde pek çok yorum, düşünce ve eleştiriye şahit oldum.

Bir kere aday olacağı konuşulan ama aday olmaktan vaz geçen isimlere destek veren kesimlerin nasıl hareket edeceği belli değil?

Olgun Amcaoğlu’nun, Kutlu Evren’in, Faiz Sucuoğlu’nun yakınında olan parti üyeleri nasıl hareket edecek, bir rivayete göre, bu yaşananlara tepki olması için Hasan Taçoy’a destek verebilirler.

Bunlar konuşuluyor, derinden ve sessizden.

Ersin Tatar ve Cumhurbaşkanlığı seçimi, önemli isimler, UBP de yıllarca bulunan bazı insanlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tepkimizi göstereceğiz diyorlar.

Faiz Sucuoğlu’na yakın bir isim;

“Faiz başkan Ünal Üstel’e destek veriyorum demedi. Partinin bölünmemesi, yeniden istikrarsızlığa girmemesi, Türkiye ile devam eden işbirliğinin bozulmaması için aday olmayacağım dedi.”

Zaman daraldıkça, köprünün altından çok sular akacak.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları