Markulli’nin mesajı

Eylül ayına birkaç gün kala, Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak, farklı merkezlerde, farklı senaryolar konuşuluyor.

Soruna çözüm bulunması adına, yeni bir girişim başlatıldığı iddiaları var.

Güney basınına göre;

“ ‘3-D’ ve ‘3-T’ formülü Cyprus Mail’e göre eğer Kıbrıs müzakereleri Kıbrıs Rum tarafı yüzünden başarısızlığa uğrarsa ‘3-D’ formülü, Kıbrıs Türk tarafı yüzünden başarısızlığa uğrarsa ‘3-T’ formülü uygulanacağını iddia etti.

Gazeteye göre, eğer Kıbrıs müzakereleri Kıbrıs Rum tarafı yüzünden başarısızlığa uğrarsa; Kıbrıs Türk tarafı lehine “3-D” formülü uygulanacak. Söz konusu formülün “Doğrudan Ticaret, Doğrudan Uçuşlar ve Doğrudan Temaslar” olduğu ifade edildi.

Cyprus Mail, Kıbrıs Rum tarafına lehine olacak formülün ise “3-T” adını taşıdığını belirterek, masanın Kıbrıs Türk tarafı yüzünden dağılması halinde, Kıbrıs Rum tarafına; Tek Egemenlik, Tek Vatandaşlık, Tek Uluslararası Kişilik güvencesi verilecek.”

Ne kadar doğru, gerçekçi bilemiyorum ama nihai sonuca gitmek, ayak sürüyecek tarafın bedel ödemesini sağlayacak bir formüle benziyor.

Gerçekliğini, zaman içinde göreceğiz.

Kıbrıs sorununun odak noktasına, insanı, iki toplumu, Kıbrıslıları ve elbette taraflarını koyuyorum.

Siyasi, yazılı bir anlaşma metninden çok, insanların, toplumların barışmasını, özür dilemesini, af istemesini ve affetmesini daha çok önemsiyorum.

Zaten buradan başlayan bir süreç, daha sağlam bir anlaşmaya doğru gider, üstelik daha güvenle.

Konu ile ilgili her yazı ve paylaşım platformunda, ilk adımı toplumların barışması olarak yazdım, söyledim.

Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, süreci, iletişimle, diyalogla ve iki taraflı olarak hızlandırabilir.

Hakikat komisyonu, karşılıklı özür, karşılıklı olarak kayıpların, aydınlanmayan meselelerin çözülmesi için yardımlaşma.

Belki de sihirli sözcük “yardımlaşma” ve elbette “paylaşma”.

Ve çok önemsediğim cesurca bir adım gördüm.

Eski Rum Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, sosyal medya sayfasında bir paylaşım yaptı.

Bir de resim paylaşan, Eski bakan Markulli;

“Tüm çocuklar, EOKA-B tarafından öldürüldü. Bu fotoğraf, yaşanan trajediyi bir kez daha ortaya koyuyor. Katliamın faillerinin bilinmesine rağmen Rum yönetiminin bu konuda hiçbir adım atmadı. Bu iğrenç suçlardan dolayı kimse cezalandırılmadı.”

İşte o mesaj;

“Maratha (Muratağa) ilköğretim okulu öğrencilerinin 1974 yılı sonundaki fotoğrafı. Bu fotoğraftaki tüm çocuklar (Esir olan öğretmenleri ve ailesiyle saklanan Şafak Nihat'ın öğrencisi hariç) 14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA B suçluları tarafından öldürüldü.

Şafak, son sırada sağdan ikinci çocuk ve sonradan toplu mezarın yerini gösteren çocuk. Katiller daha iyi bilinse de, çıkacak hiç kimse adalete teslim edilmedi. Bu iğrenç suçlar için kimse cezalandırılmadı!

Üzgünüm sevgili çocuklarım, tapılan masum yaratıklar, hayatınızın ipini ani ve vahşice kestiğim için. Bugün 56-57 yaşında olacaksın, belki de mutlu bir evliliğin var, çocuklu ve torunlu! Suçluları cezalandırmak için bugüne kadar hiçbir şey yapmayan devlet olarak ve bu devletin vatandaşı olarak layık değiliz!”

Görevde iken neden konuşmadı diyenler mutlaka olacaktır, oldu da.

Tabi ki daha başka pek çok yorum da yapıldı.

Ama bu davranış, bir farkındalık yaratabilir, yaratmalıdır.