Narin, Karan, Ali Gül ve adalet

Yayın Tarihi: 11/09/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

İnsan olanın yüreği kaldırmıyor.

İnsan olanı, gece yatağa girince vicdanı uyutmuyor.

Eziliyor kalbi, akıl, mantık, hepsi birbirine giriyor, o an.

Hiçbir insan, insanı geçtim, hiçbir canlı, bir başkasının hatası veya direk etkisi ile hayatından, hayallerinden, umutlarından, geleceğinden olmamalı.

Keşke hayat temennilerden öte olsa her şey doğallığında yaşansa ve sonlansa.

Ama öyle olmuyor, olmayacak.

İşte bu noktada devreye “adalet” girecek, girmeli.

 O adalet ki, yaşanması muhtemel başka kötülükleri önleyecek.

Vicdanın olmadığı yerde, adalet rahatsız edecek, adalet uyutmayacak, bir diğer taraftan ise adalet huzur verecek.

Her insan için çocuklar farklıdır, ya da ben öyle inanıyorum, öyle olmasını umuyorum.

Hem Türkiye de, hem de bizim ülkemizde, günlerdir konuşulan bir olay var.

“Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cesedi, 19 gün sonra bulundu. Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içerisinde, üzeri taş ve ağaç dallarıyla kaplanmış bir şekilde.

Soruşturma kapsamında, gözaltına alınanlar arasında anne, baba, kardeşleri ve akrabaları da bulunuyor. Soruşturma kapsamında daha önce, elde edilen yeni deliller ve iddialar nedeniyle Tavşantepe köyü muhtarı ve Narin Güran’ın amcası S.G ‘kasten öldürme’ şüphesiyle tutuklandı.”

Ay parçası gibi bir kız çocuğu, henüz belirlenememiş bir sebep ve şekille yaşamdan koparıldı.

Adalettin tecellisinden şüphe duyulan bir ülkeden, bu ülkenin adalet sisteminden, bu olayın, minik Narin’in hayatının, yaşadıklarının hesabını sormasını bekliyoruz.

Dünyanın neresinde olursa olsun, söz konusu bir can ise, tüm insanlık birleşir.

KKTC de çocuklarla ilgili önemli meseleler var.

Aydınlanması, ortaya çıkarılması, sonuçlandırılması gereken.

Daha önce bu köşede paylaştım, Karan Boransel, Karan bebek ve yaşadıkları, şimdi baba Mert Boransel’in bir paylaşımını köşeme taşıyorum;

“Kamuoyuna duyuru;

Çocuğum Karan’ın ailesi olarak, bu haksızlıklara, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliğinin hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmasına, hatalı doktorların gerekli cezayı alması için süreci yavaşlatmalarına, yargının yavaş ilerlemesine dayanacak gücümüz kalmadı!

Üstüne basarak tekrar anlatıyorum, bizim çocuğumuz 9 ay anne karnında mükemmel bir süreç geçirdi. Malum doktorun kontrolünde, yapılan tüm testler 5’li ve diğer tüm testleri dört dörtlük. LETAM raporu tüm gelişim ve organlar dört dörtlük. Taki doğumun yapılacağı o kara gün, 21 Nisan 2021 günü gelene kadar.

Bu olayın peşini asla bırakmayacak, kimsenin kapatmasına da izin vermeyeceğiz. Buradan KTTB açık çağrımdır. Gerekli kişilere gerekli yaptırımı yapmazsa, apaçık ortada olan hataları göz ardı ederse. Yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız.”

Bakınız, kimse için suçlu demiyorum, ama yukarıda okuduklarınız bir ailenin, babanın isyanı ve adaleti, doğruyu arayışı.

Doğru ne ise o, yani kısaca adalet, bunu sağlamak ve kamu vicdanını rahatlatmak, yasal kurumların işi, üstelik daha fazla zaman kaybetmeden.

Yüreğimin dayanmadığı bir başka olay daha.

Ali Can Gül, tertemiz, pırlanta gibi genç bir çocuk ve geçirdiği mide ameliyatı sırasında yaşamını yitirdi, kaybettik.

Hayalleri, futbol aşkı, ailesi arkadaşları, önünde uzun bir yaşam vardı.

Baba, Hasan Gül ve tabi ki tüm aile, ateş içinde, adalet arıyor.

Her şey bir tarafa, insan hayatı bir tarafa, hele çocuklar.

En çok onlar hak ediyor, adaleti hem de en erken zamanda.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları