UBP'de disiplin çalıştırılabilir
KKTC Cumhuriyet Meclisi, hiç olmadığı kadar takip ediliyor.
Üzücü olan, bu takibin, çalışma, üretme potansiyeli, performans ile değil, yaşanan sığ siyasi çekişmeler sebebiyle olmasıdır.
Yoksa Meclis hiç bir zaman, çalışma anlamında istenilen noktada olmadı.
Son yaşanan olaylarla, Meclis’e pek çok tanımlama yapıldı.
Tarihçesi anlatıldı, aldığı tarihi kararlar, tanık olunan süreçler, Kıbrıslı Türkler ‘in siyasal yaşamında ulaştığı en yüksek yer olduğu vurgulandı.
Hepsi doğrudur, bunların her zaman akıllarda olmasını bekler ve dilerim.
Siyasal yaşamımızın merkezi, Cumhuriyet Meclisi ve saygınlığı en başta, toplumun temsilcisi olarak orada yer alan milletvekilleri göstermeli.
Ne kadar önemli bir kelimedir "saygınlık".
KKTC tanınmamış bir devlet olabilir, ancak bu kurumlarının küçümsenmesi, tarumar edilmesi, saygınlığını kaybetmesi anlamına gelmemeli, buna izin verilmemeli.
Gün geçtikçe anlamını yitiren o kadar çok şey var ki.
Artık çare değil, çareler aranmalı, ihtiyaç olduğu kabullenilmeli ve bir seferberlik başlatılmalı.
Bu ülkeyi, bu devleti, ne binalar, ne sloganlar, ne de siyasi nutuklar, ileriye taşır, bunun sırrı çalışmaktır.
Çalışmak, daha fazlasını yapmak, gün gelir Kıbrıs sorunu bir model ile çözülme aşamasına gelirse, bugünkü haliyle, bu toplum tamamen dağılır.
Bu haliyle ne KKTC, ne federal bir devletin ortağı Kıbrıs Türk devleti, ya da adı her ne olursa olsun, bir çözüm, bugünkü yapıyla nesillere çok ağır bedeller ödetir.
Bu bedel, bugünkü nesillerin yapmadıklarından dolayı, günden güne daha çok artıyor.
Sağlam temeller üzerine inşa edilecek yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var.
Ne yazık ki bu yapılanma da siyasete bırakılacak kadar kolay değil, siyasetçi her zaman bir sonraki seçimi düşünür.
Yazının girişinde meclisten bahsettim, yine oradan devam edeyim.
Kişisel çıkarın, mücadelenin yeri meclis değil veya şöyle söyleyeyim, siyasi mücadelenin yeri, evet, meclistir, fakat kişisel siyasetin yeri meclis değildir, olmamalıdır.
Kişisel hırslar, intikam ve öç almalar, meclis çatısına getirilmemeli.
Meclis buna alet edilmemeli.
15 Kasım da KKTC'nin kuruluş günü kutlanacak, süslü sözler kullanılacak, sormak gerek;
Böyle mi olacak, böyle mi olmalıydı, bu bir çelişki değil mi?
Bir kez daha ciddiyet, sorumluluk ve yerle bir olan saygınlık, yapacak olan yapsın, yapmak istemeyen, istifa etsin.
Yaşananlar malum, henüz bitmiş, çözülmüş bir şey yok.
Anayasa, kanunlar, hukuk çiğnenmiş ve bu normalleştirilmiş.
Şimdi ne olacağını kimse bilmiyor, gidişat nereye kimse kestiremiyor.
Uzlaşı, işbirliği çok uzak, bugün yenir bir kriz daha bekleniyor.
Meclis başkanlığı, iktidar için bir sınava dönüştürüldü, sınavın sonucu pek de iyi değil.
İktidar ve özellikle Ulusal Birlik Partisi (UBP) konuyu kendi içinde çözdü mü?
Hükümetlerin en önemli yol haritası, mali bütçe, Meclise geldi, süreç sonunda genel kurula getirilecek, bunun anlamını, sonuçlarını, iyi hesap etmek gerek, günün sonunda yaşanacak bir sıkıntı, hükümetin düşmesi demek.
UBP milletvekilleri, özellikle kurultay sürecinde, Ünal Üstel’e karşı açıkça muhalif olanlar, meclis başkanlığı seçiminde yaşananlarla ilgili partinin tutumundan farklı açıklama ve söylemler yapıyorlar.
Parti içinden aldığım duyumlara göre, bugün veya yarın bazı milletvekilleri, disipline verilebilir.
UBP de kurultay bitti ama sorunlar bitmedi, yeni gelişmelerle farklı yönlerde sıkıntı devam edebilir.
Umalım ki ülkenin ve toplumun önüne geçmesin.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.