Coğrafya değişiyor

Yayın Tarihi: 09/12/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Pazar sabahı telefonuma bir mesaj geldi;

“Suriye'de 1963'te iktidara gelen Baas Partisinin 61 yıllık kanlı iktidarı, 2011'de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle patlak veren iç savaşta, başkent Şam'ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla çöktü.”

Dünya genelinde, ülkemizin bulunduğu coğrafya da, Ortadoğu da, yaşanan her türlü gelişmeyi birebir, yerinde tanık olmadan, yorumlamak çok zor.

Her zaman söyledim, bu tür gelişmeleri, ancak ve ancak, çeşitli haber kanallarından, bölge uzmanlarından ve stratejistlerin yorumlarından anlayabilir, bir fikir sahibi olabiliriz.

Suriye lideri Esad, 24 yıllık bir iktidar döneminden sonra, isyancılar tarafından devrildi.

Suriye de 2011 yılından buyana süren bir iç savaş var.

Ülkenin bazı bölgeleri, koptu, bölündü, binlerce insan hayatını kaybetti, göç etti, milyonlarca insan en başta Türkiye ve dünyanın pek çok ülkesinde yaşamaya başladı.

Yıllardır süren savaşa, dış müdahaleye rağmen, ne oldu da birkaç haftada içinde, yıllardır direnen Esad rejimi çöktü?

Son derece belirsiz, karmaşık gibi görünse de, elbette hiçbir şey tesadüf değil.

Hele dış politika da, uluslararası ilişki ve çıkarlarda.

Çok soru işareti var, tesadüf olması imkânsız ve art arda yaşanan gelişme var.

Bir kere, Suriye de yaşananlar ve gelinen son aşama, aylardır süren bir pazarlığın sonucu olmalı.

İsrail, Filistin, Gazze, İran ve Lübnan, bölgede yaşanan olaylar.

Rusya ve İran ki Esad’ın en önemli destekçileri, onların geri durması.

İsrail lideri Netanyahu’nun “Ortadoğu da harita değişecek” sözleri, adım adım bugün gelinen noktayı mı anlatıyordu, amaç bu muydu?

Esad’ın gitmesi, rejimin çökmesi, en başta Suriye ve bölgeye istikrar getirecek mi, yoksa benzer olayların bu coğrafya da büyüttüğü istikrarsızlığa yenisi mi eklenecek?

İstikrarsızlığın büyümesi, en fazla Türkiye’ye zarar verir.

Dediğim gibi, ortada çok soru işareti ve belirsizlik var, zamanın getireceklerini yaşayarak göreceğiz.

Milyonlarca sığınmacı Türkiye de yaşıyor.

Rejimin çökmesi ile milyonlarca sığınmacı ülkesine dönecek mi, ne de olsa ülkelerini terk etme sebebi ortadan kalktı.

İlk başta İsrail ve Türkiye kazançlı gibi görünüyor.

İsrail ve Netanyahu sürdürdüğü sert dış politika da haklı duruma geldi, en azından kendi iç kamuoyunda, Türkiye ve Erdoğan bölgede yer almaya, söz sahibi olmaya çalışıyor.

Hatta MHP'li Feti Yıldız, yaptığı bir paylaşımda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Meclis'e gelmesine dair konuşmasını hatırlattı.

"13 Yıl süren iç savaşın sonunda, 61 Yıl süren Baas rejimi ile birlikte 54 Yıl süren Esad iktidarı sona erdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 de yaptığı tarihi çağrıyı, Ortadoğu’da nelerin olup bittiğini tam olarak kavrayamayanların bir müddet ekranlardan uzak kalması veya büyük bir pişkinlikle arz-ı endam etmeye devam etmeleri kendi bilecekleri iştir.”

Yani MHP lideri Bahçeli’nin terörle ilgili olarak, PKK ve Öcalan çağrısı bu gelişmelerin öngörülmesinden dolayıdır.

Verilen mesaj da anlatılmak istenen bu.

Söylediğim gibi, çok karmaşık, belirsiz ama asla tesadüf olmayan gelişmeler yaşanıyor.

Ortadoğu her şeye gebe, biz neresindeyiz, Kıbrıs nasıl bir sürece girdi, şimdilik soru işareti.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları