Külliyeyi planlamak

Yayın Tarihi: 23/12/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Her konuyu para ile çözmek, tabi ki doğru değil.

Doğru olmamakla beraber, plansız, programsız, hazırlıksız ve öncelik gözetmeden atılan adımlar, elde ki kaynakları da boş yere harcamaktır.

KKTC’nin kaynakları sınırlı, sıkıntı oldukça, özellikle vergi konusunda, bordrolu çalışanlar üzerinden, haksız, adaletsiz uygulamalar yapılıyor.

Sık sık yasalar, mevzuatlar, değişiyor, oranlarla oynanıyor.

Hayat pahalılığı oranı bile, 2015 yılına ait sepetle belirleniyor.

Toplumdan, önceliklerden, beklentilerden son derece uzak, çağdan kopmuş bir sistemle günümüz güncelleniyor.

Devlet, fakirden alıp, zengine vermelidir.

Bu anlayış belki çağımıza ait değil, fakat zaman ne olursa olsun, denge budur, bu olmalıdır.

Gelir düzeyi düşük kesimler, çeşitli yöntemlerle korunmalı, pozitif ayrımcılıkla en başta kamu hizmetlerinden faydalanmalıdır.

Peki, öyle mi, elbette öyle değildir.

Kamusal giderler artarken, bütçe açıkları, iç ve dış borç büyürken, devlet ve toplumun ezici çoğunluğu fakirleşiyor, hizmetler aksıyor, kalitesizlik artıyorsa, ortada ciddi bir sorun vardır.

Kıbrıs adası küçük, Kıbrıs’ın kuzey yarısı, çok daha küçük.

Kamu düzenimiz, devlet, hukuk ve sosyal düzen daha bir önemli.

Kamusal kaynakların artırılması da, bu kaynakların daha doğru, daha öncelikli kullanılması da mümkündür.

Bir özel şirket düşünün, karşılığını almadığı, zarar ettiği, herhangi bir alana ısrarla yatırım yapmaya devam eder mi?

Adı üstünde özel şirket, amaç yatırım yapıp, kar elde etmek, istihdam ve katma değer yaratmak, işler doğru gitmiyorsa, ya küçülür, ya kapanır, ya da başka alanlara kayar.

Devletin, özel şirketten farkı var mı?

İşleyiş anlamında yok, ya da olmamalı.

Ancak kaynağın nereden geldiği önemli olmadığı için, kimse karşılaştırma yapmıyor.

Zarar da olsa bile, devletin değil, devletin yönetenlerin kararları etkili oluyor.

Denetleyecek, kurumlar da siyasallaştığı için, zarar da, kar da sorgulanmıyor.

Şimdi önümüzde bir karar ve kullanma sorunu yaratacak devasa bir yatırım var.

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binasını içinde barındıran, bitti diyebileceğimiz yerleşke veya halk dilinde konuşulduğu gibi “külliye”.

Bizim için, KKTC için çok büyük bir yatırım.

Bu yatırımı iyi, doğru, ekonomik, kullanış açısından en verimli şekilde planlamak da, artık devleti yönetenlerin, kurumların işi.

Bir planlama yapıldı mı, emin değilim, hatta hiç zannetmiyorum.

Ama bunu olsun, kendi ihtiyaçlarımıza göre yapalım, bu imkânı en verimli hale getirelim.

Devletin, kurumsallığı içinde, pek çok binası, kirada olduğu yerler var.

Cumhurbaşkanlığı, meclis, hatta bakanlıkların merkez binaları olarak kullanılabilecek kapasiteye sahip bir yerden bahsediyoruz.

Tüm bunlarla bağlı, daireler ve kurumlar da, bu bina içinde olabilir.

Hem bir bütünsellik olur, hem de devlet kira ödemekten kurtulur.

Bu geniş yapının, altyapı giderleri, elektrikten, suya, temizliğe, insan kaynağına harcanacak giderler, mutlaka tasarruf mantığında şekillenmeli.

Bütçe görüşmelerinde konusu oldu, belli ki bir planlama yok.

Sadece şişirilen bir gider bütçesi oluşturulmuş.

Bu yapıyı tartışmanın bir mantığı kalmadı.

Hiç olmazsa kullanışı açısından, doğru planlama yapılabilse.

Bugüne kadar yapılan işlere baktığımızda, yakın zamanda, gereksiz tartışmaların içinde olacağımızı ön görmek çok da zor değil.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları