Hakan Fidan’ı eleştirmek, bir şey değiştirmiyor
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, birkaç gün önce KKTC de idi.
Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı olarak KKTC’ye ilk kez geldi.
Kıbrıs konusu ve önümüzdeki dönem yaşanacak hareketlilik, Ortadoğu ve Türkiye’nin hem iç, hem de dış gelişmelerinden ayrı tutulamaz.
Gelinen nokta, bir bütün olarak düşünülmeli, bu şekilde değerlendirilip, fikir sahibi olunmaya çalışılmalı.
Elbette biz, konuya sadece Kıbrıs sorunu bağlamında önem veriyoruz.
Ancak altını çizdiğim gibi özellikle Türkiye’nin bazı konularda attığı radikal adımlar, Kıbrıs sorununda da, gelişmeleri tetiklemiş olabilir.
Meseleye bir de bu açıdan bakmanın yararlı olacağını düşünüyorum.
Yani Türkiye, en başta Kürt sorunu ile ilgili yeni bir strateji ve yol haritası belirlerken, terörist başı Abdullah Öcalan’ın “umut hakkından” faydalanıp, terör örgütü PKK’ya silah bırakma çağrısı karşılığında yeni bir dönem başlatmaya çalışırken, Kıbrıs sorununda daha farklı bir adımı tetiklemesi bana göre sürpriz olmaz.
Ortadoğu da, en başta Suriye’deki yeni dönemde, yer almaya çalışması, bölgede söz hakkı elde etme, yeni konjonktürün için de olma politikasından, Kıbrıs sorunu ayrı tutulamaz.
Bölgede yaşanan gelişmelere, yeni döneme, yeni işbirliği ve çıkar çatışmalarına bakınca, hepsi, bu bölgenin bir bütünselidir.
Ve bu şekilde düşünülmeli, değerlendirilmelidir.
Türkiye Dışişleri bakanı Fidan veya herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi, ya da KKTC yetkilisi, hiç fark etmez, yaptıkları açıklamalar, hele de basın önünde, tabi ki diplomatik dile, ortaya konan politikaya, stratejik siyasete, uygun bir dilde olacak.
Önemli olan kapı arkasında konuşulanlardır.
Tatar ve Hristodulidis, şubat ayında görüşecek, mart ayında çoklu konferans söz konusu, bunların konu olmadığı bir görüşmeler süreci mümkün mü, Hakan Fidan’ın KKTC’yi ziyaret sebebi öncelikli olarak elbette bunlardı.
Yeni bir dönemden söz ediliyor, belki de ne federasyon, ne KKTC, ne de iki devletli çözüm, yeni bir yol, bir formül, önümüzdeki birkaç ay içinde tüm bunlar şekillenecek.
Hakan Fidan;
“Yunanistan'ın, Türkiye'nin, KKTC'nin ve GKRY'nin hep beraber bir araya gelerek, daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmesi mümkün. GKRY'nden Kıbrıs adasını daha ileriye taşıyacak, modern ve barışçıl bir çözüm için cesur adımlar atmalarını bekliyoruz.
Eğer Kıbrıs adasını daha ileriye, modern bir şekilde kalkınmış olarak ve güvenliği sonsuza kadar teminat altına alarak görmek istiyorsak, bu tür çözümleri hayata geçirmekte cesur olmalıyız.
İki devletli çözümden sonra, adanın otorite sahipleri ve siyasi liderleri, her iki taraftan da bir araya gelerek adayı çok daha ileriye taşıyacaklardır. Yunanistan ile Türkiye arasındaki olumlu siyasi atmosfer Kıbrıs’ta da yankı bulmalıdır.”
Burada birkaç kez kullanılan “modern” sözcüğü günü şartlarına uygun yeni bir model için kullanılmıştır diye düşünüyorum.
Mutlaka ki, Kıbrıs konusunda her fikir beyan eden, gelinen noktanın, dünya kamuoyunun ve uluslararası arenanın sorunun çözümüne yönelik bakış açısını biliyor.
Bu sebeple her açıklama yapanı, dönüp dönüp eleştirmek bana mantıksız geliyor.
Son çaba olan, Crans Montana da yaşananlar hala hafızalardadır.
Sonuçta değişen bir şey olmuyor, söylemden öte yapılanlara bakılmalı.
Önümüzdeki birkaç ay içinde tablo netleşmeye başlayacaktır.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.