Hakikat komisyonu
Geçen hafta, Ersin Tatar ve Nikos Hristodulidis geçiş kapıları ile ilgili olarak bir araya gelmişti.
İki liderin görüşmesinde, Haspolat kapısı ve Akıncılar kapısının açılması ön plana çıkmıştı.
Süreç devam ediyor, Cumhurbaşkanı Tatar’ın özel temsilcisi Güneş Onar ve Rum müzakereci Menelaos Menelau, bir araya gelecek ve konu bu şekilde ilerlemeye devam edecek.
Sonrasında Tatar ve Hristodulidis yeniden görüşecek, iletişimin, diyalogun, faydası var, zararı yok, bunu her zaman dile getirdim.
Mart ayında yapılacak çoklu toplantıya kadar bu şekilde gidilecek.
Kapılar konusunu daha önce yazdım, çokça konuşuldu, tartışıldı, kapılar konusunun dışına çıkan, konuyu genişleten bir girişim var.
Rum lider Hristodulidis’in sunduğu sekiz maddelik öneri paketi.
Bir kez daha hatırlayacak olursak;
1)GAZİLER-KİRACIKÖY
2)Haspolat kapısı,
3)Erenköy kapısı,
4)Akıncılar kapısının, geçişlere açılması,
5)Gençlik teknik komitesinin kurulması,
6)Hakikat komisyonu kurulması,
7)Sivil toplum, Kıbrıs sorunu danışma komitesi kurulması,
8)Pile konusu.
Bu sekiz maddenin bir ön şart olduğu, kapılar konusu ile ilişkilendirildiği, sürecin bu maddelere bağlı olduğu yönünde bazı iddialar oldu, murat edilen tam olarak nedir, bilemiyoruz tabi.
Bu maddeler içinde, dikkatimi çeken, “hakikat komisyonu kurulması” önerisi oldu.
Şöyle bir tanımlama buldum;
“Hakikat komisyonu, genellikle insan hakları ihlalleri, iç savaşlar, darbeler, etnik çatışmalar veya devlet şiddeti gibi durumlarda yaşanan adaletsizlikleri araştırmak ve geçmişle yüzleşmek amacıyla kurulan bağımsız bir mekanizmadır. Bu komisyonlar, çatışma sonrası veya otoriter rejimlerin sona erdiği geçiş süreçlerinde, toplumların adalet ve barışı yeniden inşa etmelerine yardımcı olmayı hedefler.”
Belki bir gün, toplumlar arası güvenin inşa edilmeye başladığı, yol alındığı, aşama kaydedildiği bir zamanda, bu komisyon kurulabilir ve başarılı, faydalı da olur.
Belli bir çerçeve, altyapı, güven, yasalarla desteklenmiş bir alan olması gerekiyor.
İnsanlar korktuğu, güvenmediği, kendini güvende hissetmediği için, kayıp şahıslarla ilgili bilgisi olmasına rağmen konuşmuyor.
Hakikat komisyonunda, hakikatleri, suçları, tanık olduklarını anlatması, çok da kolay değildir.
Kayıplar, işkenceler, insanlık suçları, cinayetler ve birçok suç, hakikat komisyonunun konusudur.
Kıbrıs adasının sahibi her iki halk, bunlara, bu konuları konuşmaya, bu tabuları yıkmaya hazır mı?
Resmi tarih, toplum belleği yanında, resmi kayıtlarda yer alan olaylar, tam ve tüm açıklığıyla ortaya çıkmaya, çıkarılmaya, açık olacak mı?
Her iki toplumun, ön yargıları, inanışları, aydınlanmamış, kulak dolma söylemleri var.
Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış, savaşın mağdurları, bazı olayları tekrar hatırlayacak, onları normalleştirmek için ne yapılacak?
Görüldüğü gibi konu, soru ve belirsizlik çok.
Suçlu aramaktan çok, cezalandırmama, bunun yanında, yüzleşme, uzlaşma, özür dileme ve affetme, iki toplum buna hazır mı?
Siyasi çözümden çok, iki toplumun barışmasını, iki komşu ilişkisini, aynı ülkenin vatandaşları olarak ortaklıklar yapmasını daha çok önemsiyor ve daha gerçekçi görüyorum.
Buna hazır olunduğu zaman, geçmişle yüzleşerek, geleceği daha sağlam temeller üzerine kurmak mümkündür.
Tabi bunu gerçekleştirecek adımlar, sırf öneri olsun diye değil, uygulamada ne kadar mümkündür, ona bakmak lazım.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.