Çalıntı araç ülkeye nasıl girer?
Çalıntı araçların, kamu alanında kullanılması tartışılıyor.
Peki, konunun özü bu mu, yani bu araçlar kamuda kullanılmıyor olsaydı, o zaman sıkıntı yok muydu?
Tabi ki her konu, hele böylesi yasa hukuk ve etik çelişkisi olan meseleler de doğruyu bulmak önemlidir.
Bunun için de tartışmak, siyasi ve yasal denetimini yapmak gerek.
“Devlet tarafından el konulan araçları devletin ihtiyacı doğrultusunda kullanmak gerekir. Bu araçları ambarda bekletip çürümesine vesile olamayız. Karşı tarafın talebi olursa ve gelip müracaat ederse söz konusu araçların iade edilebileceğini de bildirdik. Yapılan işlemlerde hiçbir sıkıntı, hiçbir gayri yasal durum yoktur. Hukuki görüşleri de alınmıştır.”
Demek ki hukuk açısından gerekli işlemler yapılmış, iade kısmı da tanınmamışlıktan mümkün değil.
Hukuk açısından değerlendirme yapılmış olup, süreç tamamlandıysa, başka taraflara bakmak lazım.
Maliye Bakanı Berova, şunu da söyledi;
“Yaklaşık 3 yıl önce adaya bu şekilde ithal edilen, evrakları görünüşte doğru olan bazı araçlar ruhsatlandırıldı. Ancak “çalıntı, klonlanmış veya finanslı araç” olarak tespit edilen bu araçlara Güney Kıbrıs’a geçişlerde el konuldu, vatandaşlar mağdur oldu.
Esas sorun işte burada.
Bu araçların, güney Kıbrıs’a geçerken çalıntı olduğu anlaşılıyor da, kuzey Kıbrıs’a girerken anlaşılamıyor mu?
Bir araç, bir ülkeden, KKTC’ye geliyor, getiriliyor, limandan, gümrükten ülkeye giriyor, yasalaştırılıyor.
Ve bu güneye geçerken mi ortaya çıkıyor?
Esas konu, bu araçlar bu ülkeye nasıl girdi, kim veya kimlerin bu girişler de sorumluluğu var, kimler neden görmezden geldi veya müsaade etti?
İşin özü budur, üzerine gidilmesi gereken, araştırılması, ortaya çıkarılması esas olan nokta bunlardır.
Konuların etrafından dolaşmaya, kamuda kullanılmaya başladığı ve eleştirilecek bir siyasi kararın varlığı oluştuğu için değil, bu meselenin her yönüyle ortadan kaldırılması gerekliliği için üzerine gidilmelidir.
Oto galerilerin ne kadar arttığı, her köşe başında, her tellenen arsa içinde, oto galeri var.
Son derece lüks araçlar, üstelik sayı olarak da az rakamlar değil, maddi karşılığını söylemiyorum bile.
Yabancı uyruklu insanların, lüks araçları sahiplenme ve kullanama kolaylığı, trafikte, seyir halindeyken bunlar çok rahat görülüyor.
Tablonun, bu sorunun bir parçası değil midir, tabi ki öyledir, neden etrafından dolaşılsın, bu konuyu bir bütün olarak tartışmak gerekiyor, üstelik daha geç olmadan.
Bir başka soru, bu araçlar nasıl en şekilde değerlendirilmeli?
Açık artırma ile satılmalı mı, geri geldiği ülkeye mi gönderilmeli, bunun yolu nasıl aşılacak?
Devletin ambarlarında çürüsün mü, ne, nedir çözüm nasıl bir yol izlenmeli?
Devlet hangi prosedürü izleyerek el koydu ve kamuda kullanmaya başladı?
Olayın geneline bakmak lazım.
Sadece araba da değil, birçok ürün malzeme, zaman zaman bulunuyor, el konuyor, hatırı sayılır bir zaman sürecinde bekletiliyor, sonrası ne yapılıyor, nasıl bir yol izleniyor?
Bakmak lazım ama başka konularında gündemden düşürülememesi gerek.
Asgari ücret, fahiş zamlar, sağlıktan, sosyal ve eğitim sorunlarına kadar o kadar çok sorun var ki, çalıntı araç kadar tartışılmadı, tartışılmıyor.
Kamuoyunun, sokaktaki vatandaşın ilgisini bunlar çekiyor, önceliği bunlar oluyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.