Uyarılara kulak verin
Kötü günleri, acıyı, daha beraberce ve paylaşarak yaşadığımız söylenebilir.
Kaderci miyiz, duygusal mı, ya da yıllar boyunca aynı acıları yaşamış olmak, bizi birleştirdi mi?
Acılarda yaşadığımız kucaklaşmayı, maalesef başarılarda, sevinmek ve çoğaltmak olarak yapamıyoruz.
Son zamanlarda dikkat ediyor ve çaba gösteriyorum, pozitif insanlarla, pozitif ortamlarda olmaya, bu anları çoğaltmaya çalışıyorum.
Yaşam serüvenimiz içinde mutlaka ki inişler çıkışlar, iyi zamanlar ve de kötü zamanlar olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Bunlar bizim yapabileceklerimiz, bir de yapamadıklarımız, yapamayacaklarımız var.
Elimizde olmayan, bizden kaynaklanmayan, ama sonuca baktığımız zaman hepimizi etkileyen.
En önemlisi insan ve insan hayatıdır.
Dünyanın başka coğrafyalarında, 6 Şubat tarihi kimler için ne ifade ediyor, tam olarak bilemem.
Ama bizim için sıradan bir tarih ve gün değil, hele de son iki yıldan bu yana.
Adı ve tanımı tam olarak uygun aslında, asrın felaketi.
Yüzyıllar geçse de unutulmayacak bir acının hatırlandığı, tazelendiği, zamanın, yaşamın durduğu felaket.
Hele de bizim gibi küçük bir ülke, küçük bir toplum için, çok büyük, çok ağır bir travma.
Unutmak, normalleşmek ne mümkün, hep bir yanımız eksik, dudağımızdaki gülüş, hep yarım.
Keşke hep sonradan hatırlamasak, hep sonradan düşünmesek, ama en başta yapılması gerekenleri yapmamaktaki ısrar konu ve olay her ne olursa olsun, değişmiyor.
Deprem için uyarılar yapılıyor, üstelik uzmanlar tarafından, 6 şubattan sonra bir farkındalık oluştu gibi, ancak yetersiz.
Deprem, elbette bir doğal afettir, ancak en yıkıcısıdır.
Tabi ki bir hazırlığı vardır, olmalıdır.
Sadece binalarla ilgili değil, yasal altyapısı, toplumsal bilinç, öncesinde, sonrasında ve deprem anında yapılacak olanların planlanması, eğitimi ile bir bütündür.
En başta deprem gerçeğini kabul etmek şart.
Sonrasında yapılacak, atılacak adımlarla, hem manevi, hem de maddi kayıplar en aza indirilebilir.
Yapısal önlemler, binaların yapım anındaki kontroller ve güçlülük için, dayanıklılık için yapılacak olanlarla ilgili yaptırımlar.
Ülkenin tüm bölgelerinde, tüm binaların depreme dayanıklılık testleri yapıldı mı, bilmiyorum.
Hızlı bir tarama yapılmalıydı, bu konuda belediyeler, birlikler, odalar, uzmanlar var.
Kamu olsun, özel olsun tüm yerleşim yerleri, binaların iç dizayn olarak, bilinçli bir şekilde düzenlenmesi.
Konu ile ilgili yine alanın uzmanları, birliklerin eğitim programları planlanabilir.
Sadece deprem değil, her zaman, her an, herhangi bir felakete, afete karşı, müdahale ekipleri, hastaneler, acil toplanma yerleri, hazır olacak şekilde teyakkuzda olunmalı.
Binalarda neler yapılmalı, neler olmalı, acil durumlarda nasıl bir hazırlık olmalı, bunları insanlara anlatmak, bilinçlendirmek de son derece önemlidir.
Bakınız, ne zaman, ne olacak belli değil.
Uzmanların, hemen her gün uyarıları var.
Felaket geliyorum demez, gelir ve hazırlıksız yakaladı mı, geride sadece acılar bırakır.
Bence ciddiye alın derim, en başta kendinizi ailenizi koruyun, işe buradan başlayın.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.