YDP'nin önerisi...

Yayın Tarihi: 24/02/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.

Siyasette kaliteyi artırmanın yolu bulunmalı.

Elbette bir taraftan da seçmen bilinci önemli, ama ortaya çıkan isimler, vizyon ve parti programı da önemlidir, seçmen hareketlerini etkilemektedir.

Özellikle son yıllarda siyasete girmenin çok kolay hale geldiğini düşünüyorum, bu kişisel bir gözlem.

Herkes, kendine hak görüyor, siyaset sadece milletvekilliği değil.

Siyaset her yerde, siyasi parti yönetim ve örgütlenmelerinde, üyeliklerde, belediye yönetim kadrolarında.

En kötüsü de siyasetin bir üretim merkezi olmasından çok bir meslek haline gelmesi.

Herkes iyi yönetici olamaz, iyi yönetici, iyi yetişmiş, bilinçli, toplumsal olaylara duyarlılığı ve belki de en önemlisi, adalete olan inanç.

Siyasetin kalitesini artırmak, ülkenin, devletin, toplumun daha iyi yönetilmesi demek.

Okuryazar oranı yüksek, her ne kadar büyük zarar görse de, onlarca üniversitenin olduğu bu ülkede, eğitim, bilinç, eleştirme kültürü, eleştiri kabul etme olgunluğunun beklenen düzeyde olmaması, üzücüdür.

Siyasi partilerin, önce kendi iç dinamiklerinde, sonrasında parti program ve ülke yönetiminde reformist adımlardan uzak kalması, parti içi demokrasi yerine, lider odaklı bir yapılanmayı aşamaması da siyasetin kalitesini olumsuz anlamda etkiliyor.

Bir siyasetçi, uzun yıllar boyunca siyaset yaparsa, bu bir mesleğe dönüşür.

Oysa siyasette fikirler düşünceler yenilenir, güncellenir, toplumun yapısı, nesiller değiştikçe, siyaset toplumu yakalama geride kalır.

En başta siyasi parti sempatizanlarının yanlışa yanlış diyen, yanlışlar karşısında eleştiren, doğru yola gelinmesini savunan düşüncelere açık olması gerek.

Kadınlar, gençler siyasette sırf kota ve kadro olsun diye değil, gerçek anlamda, siyasi parti içlerin de yer bulmalı, üretmeye, çalışmaya, teşvik edilmeli.

Sırf seçimler için değil, ya da sırf her seçimde kazanan olmak için de değil, çünkü bu anlayışla, konu kişiselleşir, ülke, parti değil, kişi başarısı temel amaç olur.

Bunlar genel, basit, kanıksanmış yaklaşımlar.

Muhtemelen, pek çoğu için bir anlam da ifade etmeyecektir.

Ama siyaset yaygınlaştırılmalı, teşvik edilmeli, genç nesiller, başarılı insanlar, bilgi birikimlerini toplum yararına kullanmalı, bunun yolları açılmalı.

Halkın yönetime katılması önemlidir, bunun bir diğer yolu da sivil toplum örgütleridir.

Siyasette aktif rol almalılar, denetlemeliler ve ülkenin toplumun daha iyi yönetilmesi için katkı koymalılar.

Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Seçim ve Halk Oylaması (Değişiklik) için bir Yasa Önerisini Meclis’e sundu.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı;

“Herhangi bir kişinin Cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için yasada öngörülen şartların yanı sıra, en az 1500 seçmenin imzasını da toplayarak YSK’ya sunmasını da öngördük” dedi.

Olumlu görüyor ve destekliyorum.

Evet, demokrasi, katılımcılık, her kesimin kendini temsil etme ve fikir sunma özgürlüğüne katılıyorum, sonuna kadar da destekliyorum.

Ama bir tarafta da siyasette kaliteyi arıyorsak, bazı adımların atılması da önemlidir.

Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, sekiz, on tane adayın olması, demokrasiye ne katar, öncesinde de gördük.

Kazanma ihtimali olmayan pek çok insan, o dönemi, propaganda sürecini hareketli geçirdi, sürekli gündem de oldu.

Peki, gerisinde ne var, kim ne kazandı?

Sırf aday olmak için değil, kazanma potansiyeli için adaylıkların olması, ülke için her anlamda daha kazançlıdır.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları