Temmuz daha farklı olmayacak

Yayın Tarihi: 19/03/25 08:10
okuma süresi: 5 dak.

Kıbrıs konusu bir kez daha Cenevre'ye taşındı.

Kıbrıs konusu, sorunu veya anlaşmazlığı, uluslararası alanda yer alan aktörlerin bakış ve çıkar açısına göre değişik şekilde adlandırılıyor.

Yine uluslararası arenada uzun süredir çözüm aranan, ya da çözüm aranır gibi yapılan karmaşık bir konu, daha doğrusu karmaşık hale bilerek getirilen bir mesele.

Cenevre, Kıbrıs konusunda birçok önemli toplantıya ev sahipliği yapmış bir merkez.

Özellikle 2017’deki Cenevre görüşmeleri, Kıbrıs müzakerelerinde kritik bir dönemi yaşattı.

Sonuç malum, beklenenden daha büyük bir hayal kırıklığı yaşandı.

Bu görüşmeler, Kıbrıs’ta federal bir çözüm bulunması amacıyla, Birleşmiş Milletler gözetiminde tarafları bir araya getirmişti.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık ile BM temsilcileri görüşmelere katılmıştı.

Taraflar arasında büyük görüş ayrılıkları olduğu için de sonuç alınamamıştı.

Daha önceleri de belirli zaman ve yerlerde görüşmeler yapıldı, BM’nin 5+1 formatındaki müzakereleri de yapıldı, ancak bugüne kadar kalıcı bir çözüme katkı sağlamadı.

Aslında Cumhurbaşkanı tatar iki günlük zirvenin amaç ve sonucunu en başından şunları söyleyerek özetledi;

“Bazıları hiçbir şey çıkmayacağını söylüyor. Biz bu beklentiyle gelmedik. Bunu herkes biliyor. Ama bize diyalog ve iletişim fırsatı veriliyor, Kıbrıslı Türklerin hak ve beklentilerini dile getirmek, 60 yıldır bize uygulanan haksız ambargo, izolasyon ve kısıtlamalar hakkında konuşmak için” dedi.

Beklentinin çok büyütüldüğünü düşünerek, iletişimim ve diyalogun yeniden yoğun bir şekilde başlatılmasını da önemsiyorum.

İşbirliği ve ortak sorunlara ortak çözümlerin bulunmasının da daha kolay, ilerisi için de güven ortamını olumlu etkileyecektir.

Altını çizmekte fayda var;

Beklentinin çok yükseltildiği bir zirve oldu ve bitti, aynen daha önceleri olduğu gibi.

Temmuz da yapılacak toplantı da farklı olmayacaktır.

Hele ki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin, propaganda anlamında en yoğun olduğu günlerde.

BM Genel Sekreteri Guterres, sonuca yönelik bir açıklama yaptı, liderlerin bazı konularda anlaşmaya vardığını açıkladı;

1- Temmuz sonunda aynı formatta yeni bir toplantı yapılması,

2- Mayınlı alanların temizlenmesinin sağlanması,

3- Mezarlıkların restorasyonunun gerçekleştirilmesi,

4- Ara bölgede solar enerji parkının kurulması,

5- Dört yeni geçiş kapısının açılması,

6- Gençlik alanında bir teknik komite oluşturulması,

7- İklim değişikliği komitesinin kurulması.

Temmuz ayında yeni bir toplantı yapılması dışında, önceki süreçlerden bir fark yok.

Hele yeni kapı ve ara bölgede solar enerji kurulması, yıllardır gündemde olan fakat sonuca ulaşılamayan konular.

Peki, bu zirve neden yapıldı, yapılma ihtiyacı doğdu.

İletişim tamamen kopsun, diyalog olmasın anlamında söylemiyorum.

Beklentinin yükseltilmesi hem hayal kırıklıklarını büyütür, hem de konunun özellikle iç siyasete malzeme yapılmasını getirir.

Zirvenin en önemli bileşeni, ana rolü mutlaka ki Türkiye’dir.

Türkiye kendi içinde farklı ve radikal adımlarla yeni açılımlar yapmaya hazırlanıyor, adımlar atıyor.

Daha şimdiden, bir sonraki seçimi dizayn ediyor.

Belki de bir erken seçime hazırlanıyor, bu Türkiye’nin gündemi.

AB ile ABD ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyor.

Ortadoğu da, Suriye de yeni sahnede rol almak istiyor, yine bu yönde bir politika geliştiriyor.

Bu gelişmelerin tümünden, Kıbrıs sorununu ayırmak mümkün değildir.

Hepsi bir bütününü parçasıdır ve adım adım yürümekle, en azından iyi niyet göstermek için girişimler yapılıyor.

Yaşanan süreçlerin sonu da bunu teyit ediyor.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları