Böyle bir gündem hiç olmadı
Her görüşe, cinsel tercih, inanç ve inanışa saygı duyuyorum.
Ben bunu yapmazsam, benim kişisel karar, inanç, dünya görüşüme de saygı duyulmaz.
Herkes kendi hayatını, kendi tercihleriyle yaşasın.
Elbette başkasının haklarını çiğnemeden, başkasının özgürlüğünü, tercihlerini sınırlamadan.
Kendi yaşam tercihlerini başkasına empoze etmeden, özendirmeden, dışlamadan.
Biz dünyanın dilini konuşma telaşındayken, kendi içimizde yaşadığımız, yapay, gereksiz birçok konu ile zaman ve enerji harcıyoruz.
Belirli bir yaşa gelmiş, kendi kararlarını verebilecek olgunluğa ulaşmış herkes, inanç, ibadet, siyaset, seçme ve seçilme hakkı, kimse, hele de devlet gücünü kullanılarak, bu haklarını kullanmaktan alıkonmamalı, aksi bambaşka noktalara gider ve dönüşü de olmaz.
Kıbrıslı Türklerin, inanç, ibadet, başörtüsü, türban gibi bir sorunu olduğuna inanmıyorum.
Böyle bir konunun gündem olması bile başlı başına üzücü, korkutucu, tedirgin edicidir.
Evet, nüfus değişiyor, artıyor, ihtiyaç ve beklentiler de farklılaşıyor.
Ancak bu ülkenin, kendi sosyal yaşamı, örf âdeti, kural ve yasaları var.
Bireyler karar verecek yaşa gelsin, kendi kararını kendi iradesi ile belirlesin.
Çok hassas, ince, manipülatif, istismara açık ve mahalle baskısı yaratacak bir konudan bahsediyoruz.
Özellikle kendi karar yetisi olmayan çocuklar için aile, etraf, mahalle baskısı, yasal olmayan kurumların içine itilme tehlikesi de var.
“Yasal olmayan yapılar” burada da devlete, devleti yönetenlere büyük sorumluluk düşüyor.
Bir denge kurulmalı, çocuk yaşta bireyler devlet tarafından korunmalı.
Neden mahalle baskısı unsurunu kullanıyorum?
"Mahalle baskısı, bireylerin çevrelerindeki toplumsal normlara uyum sağlaması için maruz kaldığı sosyal baskı olarak tanımlanabilir."
Biz sosyal anlamda kapalı bir toplum değiliz, öyle olduğunu düşünmüyor, inanmıyorum.
Kıbrıslı Türklerin giyim tarzından, yaşam biçimine, siyasi görüşünden, dini inanışına kadar geniş bir alanda, zaman zaman bir mahalle baskısı oluşturuluyor.
Oysa az önce söyledim, bu ülkenin böyle bir gündemi yok.
Olmayan bir gündemi yaratmanın, öncelikli başka sorunlar varken, böylesi bir konuyu toplumun önüne koymanın, gerekçesini anlamakta zorlanıyorum.
Yine başka sorunlara, eğitime, çocuklar arasındaki ayrışmaya, bunun getireceği sosyal sıkıntılara davetiye çıkarıldı.
Bir başka ülkenin gündeminin, bu ülkede tartışılmasına da gerek yok, bu ağır bir yük.
Her zümreye farklı özgürlükler verilmesinin de sonu yok, ucu bucağı yok.
Mahalle baskısı, gerginlik, olmaması gereken bir gündemin yaratacağı toplumsal reaksiyon, kimseye bir fayda sağlamaz.
En baştan yazdıklarıma bir daha bakarak, kişisel tercihler, kişiyi bağlar ve saygı duymak gerek.
En önemli sorunda budur, kişilerin tercih hakkını olup olmadığı, gerisi elbette kimseyi ilgilendirmez.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.