Onlar yaşarken, biz yaşamaya çalışıyoruz

Yayın Tarihi: 24/03/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Cennet gibi bir ülke.

Bir günde, dört mevsimi yaşamak mümkün.

Ancak bir düzen, standart, tam anlamıyla kendiliğinden çalışan bir sistem, mekanizma yok, kurulamadı.

Endişe, stres, belirsizlik, gelecek kaygısı, otoritesizlik, kuralsızlık, ne ararsanız var.

Başka ülkelerde, yaşayan insanların kaygılarına bakınca, onlar yaşıyor, biz ise yaşamaya çalışıyoruz.

Bizdeki yaşam koşullarını başka ülkelerdeki koşularla karşılaştırdığımızda,  ortaya bir fark çıkıyor.

Sosyal anlamda gelişmiş ülkelerde insanlar temel ihtiyaçlarını rahatça karşılarken, bizde temel ihtiyaçları karşılamak bile artık lüks.

Giderek artan ekonomik sıkıntılar, yüksek enflasyon, işsizlik ve sosyal sorunlar nedeniyle, sadece yaşamaya çalışıyoruz.

Özellikle asgari ücretle çalışan kesim, dövizle ev kirası ödeyen, okul taksiti yatıran, eğitimden, sağlığa kamusal hizmetleri, özel sektörde, bir kez daha ödeyerek almaya çalışan binlerce insan.

Yaşlılar, gençler, kadınlar, çocuklar, engelliler, ihtiyaç duydukları her türlü ihtiyacı, kendi imkânları ile karşılamak zorunda.

Yaşamak, sadece nefes almak değildir.

Sosyalleşmektir, sosyal alanlarda, kendini geliştirme imkânını bulmaktır.

İnsanın yalnızca bedene var olmasının ötesinde, kaliteli bir hayat sürebilmesi gerekir.

Toplum, devlet, bu kriteri sağlama gücü ile sınanır.

İyi bir eğitim, sağlık hizmetlerine erişim, güvenli bir çevre ve ekonomik istikrar.

Avrupa’da birçok insan, asgari ücretle dahi temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor, seyahat edebiliyor, tatil yapıyor, sosyal etkinliklere kendine, ailesine kaliteli zaman ayırabiliyor.

Bizler ise yaşam kalitemizi artırmak yerine, mevcut durumu sürdürmekte zorlanıyoruz.

Zorunlu gıda fiyatları sürekli artarken, sağlık, eğitim, ulaşıma harcanan paralarla, geçim sıkıntısı içinde olan geniş bir kesim oluşuyor.

Gelişmiş ülkelerde asgari ücretle çalışan bir kişi bile kendine zaman ayırabiliyor, sosyal hayata katılabiliyor ve geleceğe dair planlar yapabiliyor.

Yine bize bakıyorum, insanlar günü kurtarmaya çalışırken geleceğe dair umutlarını kaybediyor.

Ve tabi ki gençler, gelecek konusunda ciddi kaygılar yaşıyorlar.

İyi bir eğitim almak, iş bulmak ve hayatlarını sürdürebilmek artık çok daha zor.

Üniversite mezunları bile, kendi alanlarında asgari ücretle iş buluyorsa, şanslı.

Bu nedenle birçok genç, daha iyi bir yaşam umuduyla yurt dışına göç ediyor.

Yine, gelişmiş ülkelerde insanlar kültürel ve sanatsal aktivitelere daha fazla zaman ayırabiliyor, spor yapabiliyor ve sosyal hayatlarını daha aktif bir şekilde sürdürebiliyorlar.

Çalışmak, kazanç elde etmek, mutlaka ki önemlidir, eğitimle bire bir bağlantılıdır, fakat hayat sadece bunlardan ibaret değildir, kendi hayatımızın, ülkemizin, mümkünse başka ülkelerin insanlarının, neleri nasıl yaptığını, nasıl yaşadığını görmek ve bunları talep etmek haktır.

Daha iyisi mümkündür, ekonomik istikrar, gelir adaleti, eğitimde fırsat eşitliği ve sosyal devlet anlayışının güçlendirilmesi şart.

Halka yapılacak en önemli hizmet, sosyal devlet anlayışının gerçek anlamda hayat bulmasını sağlamak, insanların günlük hayatını kolaylaştıracak adımları atmak ve temel ihtiyaçların karşılanmasında, destek vermektir.

Ancak o zaman insanlar yalnızca hayatta kalmaya çalışmak yerine gerçekten yaşayabilirler.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları