İstismar

Yayın Tarihi: 25/03/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Eğitimin ne kadar önemli olduğunu söylemek gerekli mi, ya da gerek var mı?

Bugün Türkiye de yaşananlara bakmak, bunu bir kez daha gösteriyor.

Türkiye de yaşananlar tabi ki bizi de ilgilendiriyor, ama böyle olsa da, bu esasen Türkiye de yaşayan, kurumlarından hizmet alan, yönetimine oy vererek söz sahibi olan insanları daha çok ilgilendiriyor.

Türkiye için huzuru, ekonomik, sosyal gelişmeyi, daha refah bir ülke temennimi bir kez daha dile getiriyorum, bunu her Kıbrıslı Türk mutlaka istemektedir.

Yönetimler ayrı, mutlu bir Türkiye ayrı.

Ünal Üstel hükümeti doğru bir adım attı.

Daha doğrusu bir yanlışın düzeltilmesine için fırsat yarattı.

Başörtüsü olayı bambaşka yerlere, gerginlik, suiistimal, siyasallaştırma, bölünme ve kutuplaşmaya ramak kala yerini uzlaşı ihtimaline bıraktı.

Söz konusu tüzük geri çekilecek, uzlaşı aranacak.

Şimdi, tek taraflı bir bakış açısı, zorlama, mahalle baskısına fırsat vermeden bu konuyu çözmek gerek.

Bu ülkenin böyle bir gündemi yok, hiç olmadı.

Olmayan bir şeyi sırf siyaset yapmak için yaratmayın, toparlaması zor olur.

Her konu da, her adım da böyle olmasa ve en başından doğru zamanlama, planlama ile toplumu kamplaştırmadan atılacak adımlar atılsa.

Kötü niyete fırsat verilmese.

Öğretmen, toplumun aydınlık yüzüdür.

Sendikal hareket siyasi ve zaman zaman amacından ayrılsa da, toplumdaki tek muhalefet unsurudur.

Elbette siyaset olacak, ancak öncelik kendi konusunda, yılların sorunları çözmek de olmalıdır.

Eğitim de tek sorun, başörtüsü tüzüğü değildir.

Yıllardır uygulanmaya çalışılan, gündemden düşmüş, kimsenin bir uğraş göstermediği, tam gün eğitim konusu da çözülmemiş bir sorun olarak çocukların zamanından çalıyor.

Eğitim yapılmıyor, adı tam gün eğitim olarak konuşuluyor, fakat uygulama çok farklı.

Öğretmenler, hatta öğrenciler arasında ayrışma ve huzursuzluk büyüyor.

Hükümet bu konuda da, eğitim bakanlığına aracılığı ile konuyu daha fazla sürdürmeden, bir uzlaşı yolu bularak bu kaosu sonlandırsın.

Eğitim kalitesini, binaların güvenliğini, altyapının güçlendirilmesini konuşmayalı çok oldu.

Fırsat eşitliği ve kalite, işte eğitimin ana sorunlarından iki başlık.

Kamusal eğitimi masaya yatırmanın zamanı çoktan geçti, bugün ise bir fırsat oluştu.

Gerçek niyet ve samimiyet şimdi ortaya çıkacak.

Bakınız, eğitim gibi toplumun ortak noktası ve gelecek planlamasıdır, kimsenin rant elde edeceği bir alan değildir, olmamalıdır, bu noktaya getirilmemelidir.

Bunun adı istismardır, siyaset, kamplaştırma, öfke, intikam alma, kin besleme yeri de değildir.

Son günlerin tartışması, istismarı, başörtüsü konusunda kazanan da kaybeden de yoktur.

Keşke eğitimle ilgili daha önemli sorunlara bu denli ilgi gösterilse.

Dini inanış, cinsel tercih, ibadet ve ifade özürlüğü, hepsi kişisel tercihler.

İsteyen, istediği gibi yaşasın, ancak yine istismarın dik alası, yine kutuplaştırma, yine siyasallaştırma ve rol kapma, yine ben yaptım, ben yaptırmadım kavgası.

Niyetin ne olduğu açık seçik ortada, bir kez daha altını çizerek söylemekte fayda var;

Kimse kazanmadı, kimse kaybetmedi, eğer gerçek niyet, ibadet, özgürlük, çocuklar, eşitlik olsaydı, bu denli bölünme ve körükleme de olmazdı.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları