Milli politika çöktü, peki yerini ne alıyor?

Yayın Tarihi: 14/04/25 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

O kadar bir savruluyoruz ki, hem de tam anlamıyla oradan oraya.

Gereksiz, zamansız, olmadık konular çıkıyor ve günlerce sürüyor, sürdürülüyor.

Çok sığ, yerel, sonuçsuz, boş yere zaman ve enerji kaybı.

Başımızı kaldırıp etrafımıza bakmıyoruz, bakamıyoruz.

Bizi ilgilendiren onca konu varken, üstelik çok önemli ve öncelikli, bizim gündemlerimiz, popülist konularımız, günü kurtarma yoğunluğumuz hiç bitmedi, bitmiyor, işin kötüsü bitecek gibi de görünmüyor.

Kamuoyunun geneli iç tartışmalarla meşgul, sağdan sola, en yukarıdan en aşağıya, birbirini yermekle yoruluyor.

Oysa Kıbrıs’la ilgili çok önemli gelişmeler yaşanıyor.

Ve ne yazık ki bu gelişmeleri, Türkiye başta olmak üzere başka ülkelerin tartışmaları, gündemleri üzerinden takip etmeye çalışıyoruz.

Ki Türkiye bile yeterince tartışmıyor, es geçiliyor.

Belki biraz komplo teorisi yapacağım, ama birbiri ardına devam eden bazı gelişmeler, KKTC kamuoyunu, kendi iç sığ tartışmalarından başka yerlere yönlendirmeyi zorunlu kılmalı.

Türk Devletleri Teşkilatı, bizim için çok önemli ve gözlemci üyeyiz.

Bu Türkiye’nin sağladığı bir olay.

Aynı zamanda, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan da teşkilata üye.

Teşkilatta Türkiye büyük abi konumunda ve büyük abi Türkiye’ye rağmen bu üç Türk devleti, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdı, elçi atadı.

Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs adasında tek devlettir, toprak bütünlüğü adanın tümü ile sınırlıdır, Türkiye ve KKTC’nin tüm savunması, iddiası, politikası yok hükmündedir, Kıbrıslı Türkler, Rumlar tarafından yönetilen bu devlette azınlıktır, dediler.

Bunun sonucu budur, başka söylemler veya Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesi “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, uluslararası toplum tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınması için her zaman KKTC'li kardeşlerinin yanında olacağız” söylemleri acı gerçekleri değiştirmiyor.

Gerçeğin yerini tutmuyor.

Türkiye bu üç Türk devletinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasını engelleyemedi mi, engellemedi mi?

Kıbrıs’la ilgili yıllardır süregelen politika, bu gelişme ile kaybetmek üzere.

Önümüzdeki dönem, biz kendi içimizde ayrışmalarla, popülist rol kapma çabaları ile böl yönet adımlarıyla uğraşırken, başka merkezler boş durmuyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs, sondaj çalışmaları yapıyor.

Peki, kimlerle yapılıyor bu çalışmalar, Amerikan Exxon Mobil ve Katar Petroleum ile.

Türkiye, Katar ve ABD ile bu konuda herhangi bir sorgulama yaptı mı?

Türkiye de bu çalışmaları yapacaktı, fakat filo Karadeniz’e çekildi, Oruç Reis gemisi ise Somali’de.

Kıbrıslı Rumların, başka ülkelerle yaptığı silah ve üsleri kullandırma anlaşmaları, hem başka ülkeleri adaya çekti, hem de Türkiye üzerinde güçlü bir dış baskı yarattı.

Hep iddia ettim ve anlattım, Türkiye önemli bir eşikte, Suriye, Ortadoğu, bununla bağlantılı olarak Kürt meselesindeki gelişmeler, İsrail, ABD, AB ile Türk devletleri iş birliği adımları ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin NATO’ya üye yapılması gündemi, Kıbrıs sorunundan ayrı tutulamaz.

Ortak zemin olmadığının kabul edilmesine rağmen, Kıbrıs sorununda kapının aralık tutulması, bir yerlerde bazı konuların canlı olduğunu gösteriyor.

Yazının en başından söyledim, belki komplo teorisi ya da senaryo diyebilirsiniz, ancak bunlar yaşanıyor.

Biz iç gündemle parçalanıyor, kendi kendini yiyip bitiriyoruz.

Bunları bir araya getirecek, soğuk kanlı takip edecek, vizyon ve öngörüye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları