Mülkiyetle ilgili ciddi iddialar

Yayın Tarihi: 28/04/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Günü kurtarmanın dışında, herhangi bir çaba yok.

Her sorumluluğu siyasetçiye atmak en kolayı.

Ben, yine toplumun beklentilerini yükseltme ve ne istediğini bilmekle, bu isteklerin peşinden gitmesi gerektiğini söylüyorum.

Bu kadar sıradanlık ve kalitesizlik yakışmıyor.

Mutlaka ki bizi kendimiz olmaktan uzaklaştıran pek çok etken vardır.

Ama gidecek başka yerimiz yok, bu ülkede doğduk, büyüdük, ömür boyu da bu ülkede yaşayacağız.

O zaman daha iyi bir yaşam için, daha güzel yaşam şartlarını çocuklarımıza bırakmak için, mücadele etmeye devam edeceğiz, etmeliyiz.

Yine söylüyorum, siyasetçiler, ülkeyi yönetenler, bir yere kadar, toplum ne istediğini bilmeli.

Kıbrıs sorununda Türk tezleri ciddi zarar gördü, görmeye devam ediyor.

Bunlar sözlerle, sloganlarla, bir şey olmaz anlayışıyla ortadan kalkacak gerçekler değil.

Bu ülkede yaşayan herkesin üzülmesi, endişelenmesi, üzerinde düşünmesi gereken konular.

Kıbrıs Türkü kendini dünyaya anlatmaya çalışması gerekirken, dünyadan uzaklaşıyor, yalnızlaşıyor.

Bu ciddi bir travmadır.

Rum yönetimi boş durmuyor.

Anlaşmalar, iş birlikleri, AB, BM şemsiyesi altında dünyaca meşru yönetim muamelesi görüyor, üstelik dünyaca mağdur taraf olarak kabul edilerek.

Mülkiyet sorunu, Kıbrıs’ın ana sorunu, tabi ki Rum tarafının bakış açısı ile.

Peki, bizim için en önemli sorun nedir?

Elbette siyasi eşitlik, yıllardır verilen mücadele bunun için.

Bu mücadele tabi ki kolay değil, ancak politika geliştirilmeli, karşı hamleleri ortadan kaldırmak için adımlar planlanmalı, atılmalı.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, çok önemli bir konuya dikkat çekti.

Bilindiği gibi Güney Kıbrıs’ta, Kıbrıslı Rumlar tarafından yapılan şikâyetler sonucu bazı kişiler tutuklandı.

HP Başkanı Özersay yaptığı bir açıklamada, mal alım satımı yapanlara yönelik Rum yönetimi tarafından yapılan tutuklamalar dikkat çekti.

Yaşananların, “hakların istismarı” olduğunu anlattı.

Daha önce bir yazımda, bu insanları yalnız bıraktık demiştim.

Hala aynı noktadayım, kimse gerekli önem ve ciddiyeti göstermedi, göstermiyor.

Bu konu canlı bir şekilde durmaya, yaşanmaya devam ederken, Kudret hoca bir başka konuyu gündeme getirdi;

Son dönemde, Kıbrıslı Türkler de yurt dışına seyahatle ilgili çeşitli sorunlar yaşıyor. En çarpıcı iddiası ise bazı Kıbrıslı Rumların Kuzey Kıbrıs’taki Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurarak tazminat talebinde bulundukları, süreç devam ederken aynı zamanda Rum polisine başvurup ilgili kişileri tutuklattıkları yönünde.

Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi literatüründe “Abuse of Process” olarak tanımlanan, sürecin kötüye kullanımı anlamına geliyor.

Normal şartlarda bu bir hakkın istismarıdır, konuyla ilgilenmesi gereken yetkililer ve muhalefet ise sessiz.

Düşüne düşüne aklımıza sadece bir cevap geliyor. Belli ki herkes Cumhurbaşkanlığı seçiminin derdine düşmüş durumda. Bunlarla ilgilenecek kimse yok. Ancak da festival gezelim, gülücükler saçalım, fotoğraflar çekelim, paylaşalım ve seçim kazanalım. Başka bir derdimiz yok belli ki memlekette.”

Bu son derece önemli bir konu, önemli bir iddia.

KKTC de yatırım yapılan, 1974 öncesi Rumlara ait taşınmazlarla ilgili tutuklanan, başka ülkelere alınmayan iş insanları var, bu konu ciddiyetini koruyarak devam ediyor.

Bunun yanında konu bireysel kullanıma da geçtiyse ve Kudret kocanın iddiaları ile başka bir evre yaşanıyorsa, bambaşka bir noktaya doğru bir gidişat var.

Bunu görmek için kâhin olmaya gerek yok.

Durumun ciddiyeti ile kim, nasıl, ne zaman üzerinde duracak, işte bütün mesele bu.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları