Ön koşullu Cenevre olmaz beyler!

Yayın Tarihi: 25/05/17 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Şimdi yeni bir Cenevre gündemdedir, Türk tarafının talebi budur. Nikos bunu engellemek için başka ön koşullar öne sürmektedir. Nikos'un ön koşul olarak güvenlik ve garantilerin ve toprak başlığının ilk önce görüşülmesi ve ancak tamamlanması halinde diğer başlıkları görüşebileceğini söylemektedir. Bu talebi ben alacağımı alayım cebime koyayım sonra da arkamdan koş demektir. Yani işi olmayacak duaya sürüp başka bir yöntemle yine Cenevre konferansını engellemeye ve sabote etmeye çalışmaktadır.
  • Nikos'un bu ön koşulunun daha önce Kocias'ın ortaya koyduğu ön koşuldan ne farkı vardır? Orada da niyet budur burada da niyet budur. Kıbrıs Türk tarafı hiçbir ön koşul ortaya koymadan bütün altı başlığın hepsinin birbiriyle ilintili biçimde görüşülmesine hazırdır. Türk tarafının bu tutumu 15 Şubat 2014 ortak deklarasyonuna ve Ocak 2017 Cenevre konferansı sonuç bildirgesiyle tamamen uyumludur. Bunun dışına çıkan Nikos'un ortaya koyduğu ön koşullarıdır.

Kıbrıs konusunda Rum lider Nikos Anastasiadis geçtiğimiz akşam bir basın toplantısı düzenledi ve bu basın toplantısını Pik 1 televizyonu canlı verdi. Nikos Anastasiadis kesinlikle Rumların lideri bizim liderimiz değil ama hani kendini tüm Kıbrıs'ın devlet başkanı zanneden bu beyefendi var ya bu basın toplantısı sırasında sadece Rumların lideri olduğunu ve sadece Rumlara hitap ettiğini bir kez daha ispatlamış oldu. Pik 1 televizyonunda konuşmasını yaparken hiçbir Türkçe alt yazı kullanılmadı. Bu da demek oluyor ki bu basın toplantısında hedeflenen sadece Rumlardı. Yani biz Türklerin ne olup bittiğini ya da ne olacağını Nikos Anastasiadis'ten öğrenme imkanımız yok. Memleketin %35'i Türk ve biz Rumca bilmiyoruz bayım. En azından o konuşmaların altına bir Türkçe alt yazı konulabilirdi. Bu vesileyle Rum liderin Kıbrıslı Türkleri, bu adadın bir parçası olarak görmediğini bir kez daha anlamış olduk.

Nikos Anastasiadis'in gündeme getirdiği öneriyi ele alalım bu kısa eleştiriden sonra. Tabii Nikos Anastasiadis'in önerisi ilk başta mantıklı görünüyor ama gerçekten öyle mi? Ön koşullar var mıdır bu önerinin perde gerisinde?

Tabii ki bu işin uzayıp gitmemesi lazım. Artık çözülecekse çözülecek çözülmeyecekse ve tamamen kopacaksa kopması lazım. Zira bu belirsiz durum sürdürülebilir bir durum değil. Eğer çözüm olmayacaksa ve görüşmeler tam anlamıyla duracaksa bunun asıl sorumlusunun kim olduğunun anlaşılması açısından da belli olması gerekiyor artık.

Çözüm zor değil ama!

CTP Dışilişkiler Sekreteri Armağan Candan ile de Kıbrıs Genç TV'deki programda güzel bir söyleşi yaptık geçtiğimiz akşam. Candan Kıbrıs konusunu iyi bilen sayılı kişilerden biri. Candan'ın yorumuna göre sorundaki tıkanıklıkların aşılması aslında hiç de zor değil. Garantiler ve asker konusu zamana yayılarak çözülebilir, yani bu konuda masada öneriler var.

Yine Candan ile yaptığımız söyleşi de son toplantılarda dönüşümlü başkanlık gibi konularda sözlü mutabık kalındığını da konuştuk.

Cenevre'nin ön koşulu ne?

Tabii şunu söylemekte fayda var; kimse Nikos Anastasiadis'i gözü kapalı çözüm isteyen bir görüşmeci sanmasın. Sürecin nasıl geliştiğini ve bugüne nasıl gelindiğini iyi inceleyip doğru anlamak lazım.

Kıbrıs konferansı sorunun çözümü için hedeflenen bir olaydır ama hep ön şart ortaya koyan ve konferansın sonuç alıcı olmasını engelleyen Rum tarafı olmuştur. Kıbrıs Türk tarafı Mont Pelerin'de yapılan toplantılarda olumlu bir adım attı ve 29,2'yi önerdi, bunun üzerine Eide uzlaşı sağlanmıştır ,konferans tarihini belirleyelim dedi, peki Nikos Anastasiadis ne yaptı? Ara istedi ve 10 günlük gecikmeye ve enerji kaybına sebebiyet verdi.

İlginç olan taraf bu arayı isterken gerçek sebebini paylaşmadı ama kısa bir süre sonra amacının ne olduğu herkes tarafından algılandı. Neydi peki bu?

Hatırlayın; kriz yaratma meraklısı Kocias, Türkiye garantilerin geçersizliğini ilan etmeden ve askerin çekilme takvimini deklare etmeden konferans tarihini saptamayınız ve Yunanistan'ı böyle konferansa davet etmeyin demişti. İşte Nikos Anastasiadis'in 10 günlük ara talebinin perde gerisi buydu.

Bu ara verildi 10 gün sonra tekrar toplanıldı Mont Pelerin'de bu sefer de Nikos Anastasiadis daha önce yapılan uzlaşıya aykırı olarak maksimalist talepler getirdi. Bu talepler karşılanmazsa konferans tarihi belirlenemez dedi.

Neydi bu talepler? Sahil şeritlerinin oranı ve dönebilecek Rum sayısının belirlenmesiydi, yani başka bir deyişle haritanın sunulmasıydı. Oysa İsviçre'ye gitmezden önce BM nezdinde Rum tarafıyla varılan mutabakat bu değildi. Toprak oranı konusunda yakınlaşma sağlanmasının konferans tarihinin belirlenmesi için yeterli olacağı uzlaşısı vardı. Nikos Anastasiadis bunu aşarak maksimalist talepler getirdiği için ikinci Mont Pelerin'i çökertmiş oldu.

Nikos'un bu yanlış tutumu ne BM ne de diğer ilgili uluslararası taraflar tarafından hoş karşılandı nitekim Nikos Kıbrıs'ta 1 Aralık 2016'da bütün bu taleplerini geri çekerek ve bir önceki uzlaşıya sadık kalarak Ocak 2017'deki uluslararası Kıbrıs konferansına onay vermek zorunda kaldı.

2017 Ocak konferansı ancak bu süreçlerden sonra toplanabildi, bu konferansın verimli sonuç almasını engellemek için bu sefer de Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias hazır değilim diyerek konferansın devamlılığını engelledi. Anımsayacaksınız BM Genel Sekreteri, İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson da dahil olmak üzere Kocias bu tavrıyla herkese illallah dedirtti.

Şimdi yeni bir Cenevre gündemdedir, Türk tarafının talebi budur. Nikos bunu engellemek için başka ön koşullar öne sürmektedir.

Nikos'un ön koşul olarak güvenlik ve garantilerin ve toprak başlığının ilk önce görüşülmesi ve ancak tamamlanası halinde diğer başlıkları görüşebileceğini söylemektedir. Bu talebi ben alacağımı alayım cebime koyayım sonra da arkamdan koş demektir. Yani işi olmayacak duaya sürüp başka bir yöntemle yine Cenevre konferansını engellemeye ve sabote etmeye çalışmaktadır.

Nikos'un bu ön koşulunun daha önce Kocias'ın ortaya koyduğu ön koşuldan ne farkı vardır? Orada da niyet budur burada da niyet budur. Kıbrıs Türk tarafı hiçbir ön koşul ortaya koymadan bütün altı başlığın hepsinin birbiriyle ilintili biçimde görüşülmesine hazırdır. Türk tarafının bu tutumu 15 Şubat 2014 ortak deklarasyonuna ve Ocak 2017 Cenevre konferansı sonuç bildirgesiyle tamamen uyumludur. Bunun dışına çıkan Nikos'un ortaya koyduğu ön koşullarıdır.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bunlara dikkat etmelidir. Bu nedenle tamam Cenevre olsun, toplanılsın, çözüm için tekrardan uğraş verilsin ama Cumhurbaşkanı Akıncı kesinlikle Nikos'un samimiyetsiz tavırlarına dikkat etmeli ve zamanı boşa heba etmemelidir.

*************

Günün Sözü

Siz yardım ediImiş bir yoksuIIuk istiyorsunuz. Biz ise ortadan kaIdırıImış bir yoksuIIuk. O yüzden anIaşamıyoruz.

Victor Hugo


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları