Tatar meşrudur…

Yayın Tarihi: 04/11/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.
  • Crans Montana'da çözümün olmasına ramak kalmışken Nikos Anastasiades’in uçağa binip kaçması ve bu ülkenin bölünmesine müthiş bir katkı yapmasını hatırlayacak olursak, bu ülkede en güvenilmez adamın Nikos olduğunu hatırlatmak isterim.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’i severim, kişisel dostluğumuz çok eskiye dayanır ancak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ilgili yaptığı açıklama bence ağır bir açıklama olmuştur. Neticede Cumhurbaşkanı Ersin Tatar halk tarafından seçilmiş meşru bir Cumhurbaşkanıdır. Bunu kabul etmeyenler ya da tasvip etmeyenler olacaktır. Örneğin toplumun % 48’lik bir kesimi bunu tasvip etmediği için zaten Tatar yerine Akıncı’ya oy vermiştir ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın bu %48’lik kesimin de Cumhurbaşkanı olduğunu unutmadan hareket etmesi gerekir.

Seçim sürecinde de söyledim yazdım yine söylemekte ve yazmakta çekince görmüyorum, Kıbrıs’taki ideal çözüm şekli federasyondur. Rum tarafı federal bir çözüme bile yaklaşmazken başka bir çözüme evet diyeceğini kesinlikle düşünmüyorum. Bir bakarsınız Rum tarafı da federal çözüm dışında başka bir çözüm modeline yakınlık gösterir o zaman işler değişir ancak federal çözüm çerçevesinde bir çözüm anlayışı yeniden ön plana çıkarsa ve NikosAnastasiades, Kıbrıs Türk Halkının ve Türkiye’nin menfaatlerini koruyan bir antlaşmaya yaklaşır işte o zaman Ersin Tatar’ı federasyon görüşürken de bulabilirsiniz ki bu durum gerçekten olasıdır.

Şener Hocanın teker teker yazdıklarına değinecek değilim; zira herşey ortadadır hali hazırda. Tatar’ın herhangi bir ülkede hakkında tutuklama kararı yok, devam eden davası da yok bildiğim kadarıyla. Başbakan olduğu dönemde İngiltere’ye de gidip temaslarda bulunup gelmişti hatırlayacağınız üzere.

ANKARA’NIN DESTEĞİ TATAR’A

Unutmamamız gereken bir şey var; Türkiye Kıbrıs’ın önemli garantör ülkelerinden biri ve garantör devletlerin desteklemediği bir çözümün gerçekleşmesi mümkün değildir. Şu an için Ankara Hükümeti, Cumhurbaşkanı Tatar’ı destekliyor. Kimse bundan gocunmasın ve rahatsız olmasın çünkü bu son derece önemli ve iyi bir şey. Bu bağlamda Tatar’ın çözüm bulma ve gerçekleştirme şansı hayli fazla. Türkiye, Kıbrıs Türk liderini desteklemez ve arkasında durmazsa seçilmiş Kıbrıslı Türk lider hiçbir yerde adım atamaz ve yer bulamaz, bu gerçekleri hepimiz biliyoruz.

Çözüm süreci bir yerden yeniden başlamalı ve gerçekleşmeli. Önümüzdeki beş yıl bu görev halk tarafından Tatar’a verilmiş durumda. Tatar’a oy veren hiçbir seçmen bunu silah zoruyla yapmadı.

Yani demem o ki bir seçim oldu ve Akıncı kaybetti Tatar kazandı. Anlıyorum bazı çevreler bundan rahatsız ama bu gerçeği değiştirmiyor ve bunun hazmedilmesi lazım.

Eğer demokrasiye inanıyorsanız % 52 halk oyuna saygı göstermeniz gerekiyor. Yazının başında da ifade ettim Tatar’ın da kendine oy vermeyen % 48’e saygı göstermesi ve sahip çıkması lazım.

Çözüm sürecinde MR No değil çözümcü olması lazım.

Unutmayın ki kaybedecek bir beş yılımız daha yok ve çözüme hepimizin destek vermesi gerekiyor çünkü bu ülkenin gerçekten ivedi olarak bir antlaşmaya ve çözüme ihtiyacı var.

Keşke çözümü bizim kadar Rum tarafı da istese. Biliyorsunuz Rum Lider Nikos’un adı pasaport yolsuzluğuna karıştırılmak isteniyor ve Anastasiades ispatlanması halinde istifaya  hazır olduğunu kendisi de açıkladı.

MESELE DEVLETE İNANIYOR MUYUZ?

Mesele basittir aslında; her ay maaşını alan binlerce memur KKTC Devletine inanmıyor. Bu önemli bir sorundur ve devletin bu sorunu çözme zorunluluğu vardır. Ama devletten maaş çekip de devleti yok saymak da doğru değil.

Türkiye’yi Kıbrıs’ta işgalci gören binlerce yurttaş var ama mesele bu halkın güvenliğini kimin sağladığı meselesidir.

Türk ordusu dışında Kıbrıs Türk halkının güvenliğini sağlayan başka bir ordu var mıdır?

Keşke Rum tarafında ellerini açmış bizi bekleyen siyasi eşitlik veren, dönüşümlü başkanlığı kabul eden ve bizi azınlık görmeyen bir Rum yönetimi ve halk anlayışı olsa. Hepimiz biliyoruz ki böyle bir durum yok.

Bu nedenle Türkiye’yi işgalci görmek son derece yanlıştır. İyi ki Türk ordusu var ve geceleri rahat uyuyabiliyoruz. 1974 yılına kadar bu böyle değildi, bu gerçeği hepimiz biliyoruz.

Elbette ki devlete, hükümete çok ama çok işler düşüyor, en önemlisi de halkın devletine ve siyasilerine olan inancını geri kazandırmak gibi.

Ben Türkiye’ye Kıbrıs Türküne sahip çıkma noktasında sonuna kadar güveniyorum. Sorun Türkiye’de ya da Türk Hükümetlerinde değil, sorun binlerce yatarak maaş çeken memur devletinin yaratılmasındadır, mesele üretmeyen sadece tüketen bir halk yaratan hükümetlerdedir.

Crans Montana'da çözümün olmasına ramak kalmışken NikosAnastasiades’in uçağa binip kaçması ve bu ülkenin bölünmesine müthiş bir katkı yapmasını hatırlayacak olursak, bu ülke de en güvenilmez adamın Nikos olduğunu hatırlatmak isterim.

Gerisi teferruattır.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.

Balzac


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları