Perde gerisinde ne dönüyor ?

Yayın Tarihi: 13/03/24 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in kişisel temsilcisi Holguin mekik diplomasisi yapmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmüş ve görüşmenin hayli iyi geçtiğini açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Tatar da iyi bir görüşme olduğunu ifade eden uzun bir açıklama yapmış ve derdimizi anlattık ve haklılığımızı izah ettik demişti. Holguin bugün de Başbakan Ünal Üstel ve UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’yla yani UBP heyeti ile görüşecek. Mevcut durumun tıkanmış olduğunu hepimiz biliyoruz. Gelinen bu aşamada Rumlar federasyon derken Türk tarafı da iki devletli çözüm derken müzakerelerin başlaması mümkün değil. Ancak gelin görün ki BM Genel Sekreteri'nin kişisel temsilcisi paylaşılan tüm fotoğraflarda gülümsüyor ve pozitif açıklamalar yapıyor. Peki nedir olup biten ne yaşanıyor perde gerisinde? Bilmediğimiz bir şeyler mi var acaba?

Geçtiğimiz Cuma gecesi üst düzey bir UBP milletvekiliyle görüştüm. Bana İskoç planından bahsetti ve tarafların perde gerisinde anlaştıklarını ve bulunan çözümü taraflara yani halklara sormadan bir antlaşma yapacaklarını anlattı. Yani bir başka deyişle 1960 antlaşmasında olduğu gibi referandum yapmadan bir çözüme ulaşacaklarını anlattı. Rum Yönetimi Başkanı Hrisostodulis daha geçtiğimiz gün bir açıklama yaptı ve bu açıklamada razı olmayacağı bir antlaşmayı halkının referandumuna sunmayacağını ifade etti.

Sizce de bir tuhaflık yok mu? Taraflar uzlaşıdan son derece uzak ancak BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi yaptığı mekik diplomasisinden son derece hoşnut. Bir yerlerde kazanlar kaynıyor anlaşılan. Son zamanlarda ciddi anlamda yakınlaşan Ankara-Atina uyumunu da göz ardı etmeme lazım. Anavatanlar anlaşırsa yavrulara buna uymak kalır.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu dün konuğumdu. Hasipoğlu’na şöyle bir soru sordum; “eğer sonuç alınamaz ve BM Kıbrıs konusunda bir çözümsüzlük ilan ederse ne olur” dedim. Hasipoğlu “işte o zaman Rumların hiç istemediği bir şey olur ve hemen masaya gelirler” diye yanıtladı ve Kosova örneğini verdi. BM Kosova ve Sırpların anlaşamadığını ve Birleşmiş Milletler'in çözümsüzlük ilan ettiğini söyledi. Kıbrıs konusunda da böyle bir şey olur mu bilemeyiz. Holguin pozitif ama Holguin dışında taraflar negatif. Gelinen bu aşamada tarafların ortak bir zeminde buluşmaları söz konusu değil. Daha önce de yazdım. Rumların çözümden anladığı şeyle bizim çözümden anladığım şey aynı değil. Bir kere Rum tarafı siyasi eşitliği paylaşmak istemiyor, garantörlüğün kalkmasını ve Türk askerinin gitmesini istiyorlar. Basit üç ana başlık var önümüzde. Ee Türk tarafının bunları kabul etmesi söz konusu değil. Hal böyle olunca da ortak zeminde buluşmak ve yeniden müzakereleri başlatmak imkansız hale geliyor. Bizim bilmediğimiz ve göremediğimiz ne var ki Holguin yürüttüğü mekik diplomasisinden sürekli memnun.

Çok kalmadı. Holguin’in görev süresi sadece altı ay. Bu altı ayın sonunda nasıl bir sonuca ulaşacak bekleyip göreceğiz. O üst düzey UBP’li vekilin bana söylediği gibi gerçekten tarafların ötesinde bir yerlerde bir antlaşma yapıldıysa ve bu antlaşma üzerinden yakında taraflar uzlaştırılacak ve yeni bir şeyler olacaksa hiç şaşırmam. Kıbrıs konusunu çözmek zor değildir. Yeter ki taraflar birbirini anlasın ve makul davransın; sorun çözülür. Adı ister Guterres planı olur ister İskoç planı olur anlaşılır. Hayırlısı bakalım.

*****************

Günün Sözü

Gitme diyebilecek kadar güçlü olmalı insan hayatta. Çünkü hiç kimse, kaybettiklerini unutabilecek kadar güçlü değil aslında.

Victor Hugo


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları