Tek çare hayatı ucuzlatmak...

Yayın Tarihi: 10/09/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Hayat pahalılığı belirlendi ve bu ay içerisinde asgari ücrette belirlenecek. Hem memur emekli maaşları zamlanacak hem de asgari ücretle çalışan on binlerce özel sektör çalışanın maaşı zamlanacak. Bu durum hem kamu maliyesine yük hem de işverenlerin sırtına bir yük. Halbuki bunun bir çaresi var o da hayatı ucuzlatmak. Bunun çeşitli formülleri var. İstenirse hayat uzatılabilir yeter ki istensin. Şimdi maaşlar zamlanacak ya göreceksiniz etiketlerde yer değiştirecek hatta bugün yarın bu fiyat artışları başlayacaktır.

Marketler sürekli fiyat kupürü değiştiriyor. Eczaneler hem ilaç bulmakta zorlanıyor hem de pahalı olan ilaçların kupürlerini değiştiriyorlar.

Ne yazık ki bakanların hayatın pahalı olmasıyla ilgili soracağınız her soruya hazır cevapları var. Dünya pahalı bu nedenle bizim de pahalı olmamız son derece normal. Kimse demiyor Türk Lirası pula dönüştü bundan kaynaklı alım gücümüz düştü.

Ekonomik girdiler yükseldi diyorlar. Bakın sıralanan mazeretler aynen şöyledir; ekonomik girdiler yükseldi, döviz yükseldi, petrol fiyatları yükseldi. Bu nedenlerden dolayı pahalıyız.

Peki çözüm nedir? Hızla yükselen birçok emtiayı dengelemek. Hep yazıyorum yazacağım; Fiyat İstikrar Fonu. Bu fonda para toplarsanız bu zamları sübvanse edebilirsiniz. Bu fonda kimine göre para var kimine göre para yok.

Akaryakıt zammına ilaveten dövizdeki artış marketlerdeki tüm ürünlerin pahalı olmasına neden olacak. Ekonomi Bakanlığı tarafından piyasalar sıkı denetlenmesi gerekiyor. Marketlerin fırsatçılık yapmasının engellenmesi gerekiyor. Ne yazık ki tüm marketler yapmasa da birçok market sahibi stokçuluktan ciddi kar elde ediyor. Tüccarlar deseniz aman tanrım. Pahalılıkta asıl yılanın başı tüccarlar; onlarda stokçuluk mantığıyla çalışıyorlar ve tüm bu yapı pahalılık söz konusu oldu mu ciddi karlar elde ediyorlar.

En basit örneği verecek olursak, bir paket pirinç rekabet yoksa 70 liradan satılabiliyor ama raflara dört-beş çeşit başka marka pirinç girdiği anda bir bakıyorsunuz bir düşmede beş lira düşebiliyor pirincin fiyatı. Siz tüccarın karını varın bu basit örnekten anlayın. Demek ki isteseler gıda fiyatlarında ciddi indirime gidebilirler. Verdiğim bu örnek tüm gıda çeşitleri için geçerli.

Kıbrıs Türkü adeta çaresizliği oynuyor. Üniversite mezunu onlarca yüzlerce genç Rum tarafındaki otellerde garsonluk yapmak zorunda kalıyor. İki eşit egemen devlet olmadığımız buradan anlaşılabilir. Üniversite mezunu gençler, sırf maaşı daha iyi diye Rum tarafındaki birçok sektörde çalışmak durumunda kalıyor. 1000 euro maaş alacak getirip Türk tarafında bozduğunda iyi bir para geçecek eline. Gençlerde haklı, çünkü başka çareleri kalmadı geçinmek için.

İnsanlar artık market alışverişi ve benzin için çalışıyorlar. Normal asgari ücret alan bir birey maaşının en az iki bin lirasını benzine vermek zorunda, aşırı pahalılaşan marketlerden geriye kalan parasıyla ne alabilirse artık alacak. Bir tavuğun 250 lira gittiği bir dönemde varın siz hesaplayın kaç gün geçinebilecek alışveriş yapabilir. Bu hesapların içinde başka temel ihtiyaçları yazmadım bile. Çocuk mu okutacak, kira taksit mi ödeyecek, üstüne başına mı bir şey alacak, eline harçlık mı yapacak geriye kalan parayla.

Durumlar kötü dostlar hem de çok kötü. Gıdaların ucuzlaması için hükümetin devreye girmesi gerekiyor. Temel tüketim maddelerinin ucuzlaması için ve de pahalı olmaması için hükümetin piyasaları sıkı denetlemesi ve müdahale etmesi gerekiyor.

Eğer serbest piyasadır deyip kendi haline bırakılırsa bir süre sonra kimse alışveriş yapamaz hale gelir.

Devletin kontrol edemeyeceği şeyler olduğu gibi kontrol edebileceği şeyler var; devlet birçok ekonomik emtiaya müdahale edebilir, etmelidir.

Hükümet kamu maliyesini artıya geçirdiği için rahat, işte o toplanan paralardan fiyat istikrar fonu da desteklenmeli ve akaryakıt, tüp gaz ve elektrik gibi önemli giderler sübvanseye edilmeli.

Aşırı gıda zamlarının önüne geçilmeli, sebze meyve fiyatları gerekirse ithalatla dengelenmeli.

Açıkçası hükümet, pahalılığı giderecek formüller geliştirmeli.

*******************

Günün Sözü

“Bir toplumu tahrip etmenin en etkili yolu, o toplumun parasını tahrip etmektir.”

Lenin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Erdoğan Fidan10/09/24 08:55
Ma siz kafa bulursunuz bu milletnan galiba.. Sizi anlamakta güçlük çekiyorum, adeta okurlarınızla dalga geçersiniz.. Atn. Başbakanı başarılı bulan siz, hayat pahalılığı gerçeğini ve hükümetin ve de bakanlarının buna müdahale etmediğini ve durumun daha da kötü olacağını yazan siz.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları